Evcilik Oyunu

Bölüm 47

Bu gece gidecek yerim yok. Ah pelin alicagin olsun pis satıcı. Birdaha da sana gitmem. Aliye muhtaç olucam. Bundan çok rahatsızım.
Efe;
- stres yapma bardaki gibi tepki göstermez.
-bilmiyorum. Aliye ne bilim işte sen anladın.
-tamam anladım hadi girelim.
Ali;
-kardo hoşgeldiniz. Hayırdır gece gece.
Ben;
-herkes yatiyormu?
-evet. Biliyorsun hemen uyurlar.
+ay evet.
Efe;
-neyse abicim sana sole bisi oldu. Melike evsiz kaldı. Gidicek yeri yoktu. Bende kalmayı kabul etmedi sana geldik.
-sana niye gitsin abi bekar evi buraya geldiği iyi oldu. Zaten buranın çalışanı tabi burada kalicak.
-çok sağol yani mahcup oldum ama.
-ne mahcubu önemli değil sonuçta geçmişimiz var. Efe çok sağol kardeşim buraya getirdiğin için.
-önemli değil benim kacmam lazım. Önemli isim çıktı. Arkadaş mesaj attı.
-efe..
-hadi melo gorusuruz.
Of beni yalnız bıraktı ya...
Ali;
-şimdi malesef ev küçük olduğundan odada baya eşya var. Onu yarın temizletir orada kalirsin da bu gece sen yatakta ben de koltukta kalırim zaten alışkınız.
-yani alışkınız evet dev ablanlar yanlış anlamasın.
-evet ya o var birde gozukmuceksin mecbur.
-zaten senin odana girmiyorlardır dimi.
-evet.
Yatakları hazırlarken sonra ben yatağa o koltuğa uzandı. Birden ışığı kapaticakken en sevdiğim arayipta bulanadigim kitabım raftaydi.
-Aa sen mi okuyorsun? Ben çok seviyorum.
-evet. Giderken bana birakmistin. Geçen gün buldum. Bağımlılık yaptı.
-evet çok güzel kitap bağımlılık yapar.
-zevkin çok güzel.
-ay tesekkurler.
Sohbete baya dalip sabaha kadar uyumadik. Çok özlemişim. Değişti dedim ya aslında değişen bisi yok canım ya...
Sabah kalktığimda ali;
-şimdi kafami dışarı sokucam kimse geliyomu diye ona gore cikarticam.
-hihi tamam.
-tamam kimse yok hadi hızlı derken.
Dışarı adimimi attığım an naz çıktı. İçimden aliye neler saydiriyorum.
-Aa melike alinin odasında ne işin var.
-ya hiç sorma ben odaları karıştırmışım ya.
-diyosunn..
-ya işte öyle.
-neyse hadi bakalım maması var. Ondan sonra terapiye.
-tamamdir oldu.
Ali;
-çok pardon ya.
-gerizekali alii.
Diyerek gulmeye basladi. Yanlış anladı. Neyse mutlu bir şekilde uyandım ya o yeter.
Pelin beni defalarca arasada acmadim telefonu. Gökhan aradiginda ise herşeyi anlattım. Dostluğumuz da burada nokta oldu pelin ile. Güvendiğim dağlara kar yağdı. Aman of onun hakkında konuşmak istemiyorum. Diyerek naza doğru.
-naz şey dicektim. Benim gidiş gelişim zor oluyor ya işte. Bu yukarıdaki odayı bosaltip beni gelsem
-Aa ne demek canım tabi bende bunu dusunuyorum sana soylucektim.
-çok iyi o zaman. Ne zaman geliyim.
-yarina gelebilirsin.
-çok iyi çok sagol. Canım ya.
-ne demek canım ya.
Derken telefon caldi
-alo.
-alo.
-şey ben melissa melikecim konuşalım mı?
-seninle ne hakkında?
-gelince gorursun.
-iyi neresi?
Acaba ne konuşabilir benimle ay sinir bozucu ne diyecek yine. Nazdan izin alıp dediği kafeye geldim.
-ne var ne diyeceksin?
-sanada meraba.
-konuya gelelim mi acaba.
-geldim. Senin pelin ile kavga ettiğini duydum.
-nerden duydun? Kim söyledi.
-orasını boşver sen. İşte benim ona karşı kızgınlığım var ve ona ders vermek istiyorum. Sende bana yardım ediceksin.
-ben edicem.
-evet. Sende ders vericeksin.
-bana bak canim. Her ne kadar kavga etsek, birbirimizi kırsak, dusman olsakta sana asla yardım etmem. Beni dostumu satmam. Asla...
Diyip oradan ayrıldım. Kıza bak ya dostunu zat diyor kısaca çok beklersin. Ölsem de satmam. Çünkü o kiymetlim...