Tam ağzını açıp konuşacağı sırada Thomas'ın çıktığı odadan hizmetli olduğu kıyafetlerinden anlaşılan ufak tefek fakat aksi mi aksi, çenebaz mı çenebaz, hilebaz mı hilebaz bir kız çıkmış gelmiş yanlarına.
''Hala burda ne diye vakit kaybedip duruyorsun Thomas.Prensimiz kızın hazır olup olmadığını sorup duruyor.Seni prensimize şikayet edeyim de gör sen''
Laura bahsettikleri kızın kendisi olup olmadığını merak etmiş.Kız ise Laura'yı farketmişe benzemiyor, durmadan Thomas'a söylenip duruyormuş.Nihayet soluklandığı bir sırada Thomas lafa girmiş;
''Prensesimizin bakımıyla son derece alakadarım ben Patricia.Kızı alıp banyoya götürmek ve bir güzel yıkamak senin görevin.Sonra da giydir olur mu?"
"Kızı hala uyandırmamışsın bile.Kızı bana getirmedin."
"Güzel prenses arkamda görmüyor musun Patricia?"
Patricia bizim kızı şöyle bir süzmüş ve inanamayan gözlerle Thomas'a dönmüş.
"Dillere destan, güzeller güzeli, öve öve bitiremedikleri kız bu mu? Ben onu saraya yeni getirilen hizmetli bir kız sanmıştım.Bu kız düpedüz kenar mahalleli."
"Laflarına dikkat et Patricia.Bu şekilde nasıl konuşursun prensesimiz hakkında." demiş Thomas ve sonra mahcup gözlerle eklemiş;
"Sizden onun adına özür dilerim prensesimiz.Siz onun densizliğine verin.Kusuruna da bakmayın.Hep böyledir o.Ne dediğini bilmez hadsizin tekidir."
Hemen sonrasında Laura bembeyaz mermerlerle döşeli, mis gibi sabunların olduğu, egzotik mumlarla süslenmiş kocamaan bir banyoda bulmuş kendini.Patricia Laura'yı kollarından çekiştire çekiştire banyoya götürdüğü gibi bir yandan da söylenerek çitileye çitileye yıkamaya başlamış.
Bütün kızları peşinden koşturan, yakışıklılığı dillere destan koskoca bir prens nasıl olur da senin gibi sefil bir kızla alakadar olur diyip duruyormuş.
Laura bir güzel yıkandıktan sonra uyandığı odaya götürülmüş.Thomas'ın ellerinde görüp hayranlık dolu gözlerle baktığı elbise üzerine giydirilmiş.Yanına bir kaç tane daha görevli kız gelmiş ve saçlarını taramışlar.Laura'yı en nadide mücevherlerle süslemişler.En son olarak da yanına prensin teşrif edeceğini bildirip odada tek başına bırakmışlar.
Laura hala olanların şokunu atlamıyormuş.Koskoca bir prens nasıl olur da yanına yani ayağına gelirmiş.Tüm bunlar zihnini meşgul ederken üzerindeki elbiseye bir kez daha hayranlık dolu gözlerle bakmış ve aynadaki görüntüsünü merak etmiş.Tüm o kötü düşünceler çıkmış gitmiş aklından.Elbisenin üzerine çok yakıştığını hayal ediyor ve mutlu oluyormuş.Keşke kendimi görebilseydim diye düşünmeye başlamış.O sırada da odaya şöyle bir göz gezdirmiş ve ne görsün? Evet oracıkta bir boy aynası sanki onun için hemen oraya yerleştirilmişcesine duruyormuş.
Laura aynanın karşısına geçmiş.Geçer geçmez de tiz,acı dolu bir çığlık atmış.Donmuş kalmış vaziyette aynaya bakarken çok geçmeden odasının kapısı hafifçe üç kere tıklatılmış.
"Prenses müsaisen içeriye girmek istiyorum." diyormuş kapının hemen ardındaki etkileyici ses.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNADAN KORKAN KIZ (Büyüklere Masallar 1)
FantasyBir varmış, bir yokmuş.Evvel zaman içinde, dünyalar tatlısı, güzel mi güzel bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir günlerden bir gün.Bu minik bebeğin adı Laura' dır.Fakat aynı zamanda çok da talihsiz bir bebektir.Laura bebeği evlatlık alan kadın kötü kalp...