''Günaydın.''
''Ne hoş bir sürpriz bu böyle'' Laura'nın üzerinde hazırlattığı kıyafetlerden birini gördüğü için çok hoşnut görünüyormuş prens.
''Peri kızı gibi görünüyorsun.''
Laura simsiyah kirpiklerinin altından prense bakmış ve mahcup bir ifadeyle sormuş;
''Yakışmış mı?''
''Muhteşem olmuşsun.Göz kamaştırıcısın.'' Prensin hayranlığı yüzünden okunuyormuş ve sıcacık bir sesle eklemiş;
''Her zaman öylesin.Üzerine tam oturmasına çok sevindim.''
Laura gülümsemiş.
''Sana harika bir sürprizim var.'' kolunu kıza uzatmış.
Prensin koluna girerken ve beraberce yemek salonuna geçerlerken merak içinde sormuş fakat prensin ağzını sürprizle ilgili bıçak açmıyormuş.
''Hayır şimdi değil.Şimdi söylemeyeceğim.Kendi gözlerinle görmelisin.''
Bunun üzerine bir an evvel görmesi gereken her neyse görebilmek üzere adımlarını hızlandırmış fakat prens inatla yavaş adımlarla yürümeye devam ediyormuş.
''Pekala öyle olsun bakalım.'' demiş Laura ''Anın tadını çıkarıyorsun değil mi?'' diye de eklemiş.
Sırıtmış prens. ''Kendim için biraz daha dakika çalıyorum sadece.''
Yemek salonuna vardıklarında ise kapıdan adımını daha atar atmaz sevinçle haykırması bir olmuş Laura'nın.Nineciği karşısında duruyor, öylece o içten gülümsemesi ve tonton suratıyla ona bakıyormuş.
''Ah nine, nineciğim.'' demiş Laura ve koşarak ninesinin boynuna atılmış. Hasretle kucaklaşmışlar.Uzun süre nineciğiyle özlem giderdikten sonra nedense aklına gelmiş ve sormuş Laura;
''Fakat burayı nasıl buldun nine? Burada olduğumu nasıl bildin?''
Nine cevapsız kalmayı tercih etmiş.Yanı sıra ninede değişik bir haller de varmış.Kahvaltı esnasında prense laf sokup durmuşmuş mesela.Laura ninesini daha önce böyle görmediği için anlam veremiyor ve onu üzmemek için tek laf etmiyormuş.Belki de ninesinin sezme fırsatı bulamadığı kıskançlık huyu varmışmış.O da yeni farkediyormuş işte.Yine de çok mutluymuş Laura.Sevinçten adeta havalarda uçuyormuş.
Nineciği için Laura'nın odasının hemen yanıbaşında genişçe rahat bir oda hazırlatmışlar.Uzunca bir sohbetin ardından da dinlenmek için odasına geçmişmiş.
''Daha iyimisin?'' demiş prens.
''Hiç olmadığım kadar.''
''Öyleyse benimle ata binmek istermisin?''
Prens ve prenses sarayın yemyeşil arazisi içinde Thomas'ın getirdiği atların yanıbaşındaymış şimdi.Tatlı bir yeşil kokusu varmış havada.
''Daha önce ata hiç binmişmiydiniz Leydim?''
''Hayır binmedim ve oldukça tedirginim.''
''Yanınızda ben varken tedirginiz olmanıza lüzum yok.Size öğretmek benim için büyük bir zevk olacak.'' demiş prens ve yumuşaşık güven veren bir sesle eklemiş;
''İlk olarak bana eşlik etmek istermisiniz?''
Prens prensesini atının hemen arkasına bindirmeden hemen önce kısa bir an onun yüzüne bakmış ve gülümsemiş.Ardından ata bindiğinde prenses narin kollarını prensinin beline sarmış ve elbisesini düzeltmiş. Ardından ''İleri'' diye bağırmış prens ve atını öne sürmüş.Laura bunun daha önce hiç yaşamadığı bir heyecan olduğunu düşünmüş.
At hızlandıkça ve sonunda dört nala koşmaya başlayınca her ne kadar korku artık bedenine dalga dalga hakim olmaya başlasa da o prensine güveniyor ve daha da sıkı sarıyormuş kollarını prensin beline.Sonunda gözlerini yummuş ve başını da onun sırtına yaslamış.
Az gitmişler uz gitmişler.Prens Kevin atından yere atlamış ve ellerini uzatmış;
''Aşağıya gelin prensesim'' demiş davetkar bir sesle.
Onu attan indirdiğinde bir kez daha sormuş prens;
''Mutlu musun?''
''Daha önce olmadığım kadar.''
Saraya döndüklerinde bütün saray ahalisi yeniden büyük güzel bir şölen hazırlığındaymış fakat herkes olacaklardan habersizmiş.Kimsenin henüz bilmediği acı tek bir gerçek varmış.Cadı Dirim Laura'nın nineciği kılığında odasına çıkar çıkmaz aynaya bakmış ve ardından kulakları tırmalayan pis büyük bir kahkaha sonrası kendi kimliğine bürünmüş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNADAN KORKAN KIZ (Büyüklere Masallar 1)
FantasyBir varmış, bir yokmuş.Evvel zaman içinde, dünyalar tatlısı, güzel mi güzel bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir günlerden bir gün.Bu minik bebeğin adı Laura' dır.Fakat aynı zamanda çok da talihsiz bir bebektir.Laura bebeği evlatlık alan kadın kötü kalp...