Bütün olanı biteni yeniden sihirli küreden izlemeye başlayan cadı;
"Az kalsın başarıyordum.Az kalsın prens o sefil kızdan soğuyordu ama olacak göreceksin günün birinde olacak.O da olacak." şeklinde zavallı küreciğe saydırmakla meşgülmüş.
"Senden beklenir pis mendebur." diye karşılık vermiş küre fakat cadının anlayamayacağı farklı bir dil kullanıyormuş.
"Anlamadım." demiş hain cadı. "Lafı başka yerlerinden konuşma seni aptal."
"Dünyanın en alımlı kadını sensin.Hayranım sana güzel kadın." diye karşılık vermiş küre.
"Aferin.İşte böyle olacaksın.Beni en sinirli anlarımda bile sakinleştirmeyi bileceksin."
"Emredersiniz güzeller güzeli kraliçem." demiş küre.Küre de azcık kaypaklıkta varmışmış ama sonuçta korkuyormuş.Ne yapabilirmiş.
"Yoksa ne yaparım?" diye kükremiş cadı.
"Ne yaparsınız kraliçem?" diye sormuş kürecik çaresizce.
"Seni tuzla buz ederim aptal.Hala öğrenemedin mi? Ne salak bir şeysin."
"Özür dilerim kraliçem." demiş küre. "Benim hatam."
Laura o an prensin ona dokunmasının yarattığı hisler dışında hiçbir şey düşünemiyormuş ve şaşkın şaşkın gözlerini kırpıştırmakla yetinmiş.
Cadı devam etmiş.
"Şu salak Patricia'nın bizim sefilden önce odaya gitmesi çok mu şarttı.Gördün mü bozuk? Bütün planı alt üst etti."
"Ben bozuk değilim ama sen kötü kalpli bir pisliksin." demiş küre yeniden cadının anlayamadığı o dilde.
"Ne diyorsun?" demiş cadı.
"Dünyanın en alımlı kadını sensin.Hayranım sana güzel kadın."
"Yeter!!!" diye bağırmış cadı. "Bokunu çıkardın.Yeri ve zamanı gelince yeterli sayıda söyleyeceksin seni lanet olasıca bozuk."
Laura'nın gözleri kocaman kocaman açılmış.Prens yeniden bir kez daha yüzüne ağır ağır o seksi gülümsemesini yerleştirmiş.
"Gözlerimin içine bak.Gerçek orada." diye fısıldamış.
Laura cevap vermek yerine çenesini kaldırmakla yetinmiş.
Bunun üzerine kızın yüzüne dokunmuş ve parmaklarını dudaklarının etrafında gezdirmiş.Değdiği her bir nokta karıncalanma ile beraberinde yanma hissi oluşturuyormuş.Prens kızı öpmek üzere ona yaklaşmış.İşte tam o anda;
"Efendiiim efendiiiiiim.
Yetişin.Çabuuuk" diye feryat figan bağıran birinin sesi duyulmuş.Laura ve Kevin aynı anda sesin geldiği tarafa bakmışlar.
Bağıran Thomas'dan başkası değilmiş.
"Ne var? Ne diye bağırıp duruyorsun?" şeklinde çıkışmış prens.
En sevdiği yardımcısı,sağ kolu olan Thomas'a bu şekilde bir uslüp kullandığı daha önce görülmüş şey değilmiş fakat çok sinirlenmişmiş.
"Eğer söyleyeceklerin önemli ve kayda değer değilse elimden çekeceğin var Thomas."
"Efendim önemli.Hatta çok önemli." demiş Thomas nefes nefese.Koştuğu her halinden anlaşılıyormuş.
"Konuş." demiş prens.
"Atlar,ahır..." demiş Thomas telaşla.Kem küm ediyor fakat ne anlatmaya çalıştığı katiyen belli olmuyormuş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNADAN KORKAN KIZ (Büyüklere Masallar 1)
FantasyBir varmış, bir yokmuş.Evvel zaman içinde, dünyalar tatlısı, güzel mi güzel bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir günlerden bir gün.Bu minik bebeğin adı Laura' dır.Fakat aynı zamanda çok da talihsiz bir bebektir.Laura bebeği evlatlık alan kadın kötü kalp...