AYNADAN KORKAN KIZ - Bölüm 8

464 186 0
                                    

Laura o gece çok ama çok rahat uyumuş.Uyandığında ise yataktan kalkmadan hemen önce kıyıya vuran dalgaların dingin sesini dinleyerek huzur bulmuş.Ardından penceye yönelmiş.Karşısında boylu boyunca uzanan nefes kesici manzara büyülemiş onu.Garip bir şekilde sanki tam da olması gerektiği yerde gibi hissediyormuş.Ruhunun ve tüm benliğinin yıllardır ait olduğu yer burasıymış da vücudu hep o ayrılık özlemini çekmişmiş sanki.

Aniden bastıran açlık hissi esir almış sonra birden.Dün akşam prensle beraber yedikleri yemek gelmiş aklına.Utançtan yemeğe hiç ama hiç dokunamamışmış.Bir an evvel yemeğin bitmesi ve odasına dönmek için can atan o kızın yerinde bu sabah yeller esiyormuş.Kahvaltıya inmek ve çabukcacık prensi görmek için dakikaları saymaya başlamış.Hemen ardından da odanın kapısı üç kere hafifçe tıklatılmış.

''Girebilirsin'' demiş Laura heyecanla.Prensi göreceğini sanmış fakat umduğu gibi olmamış.Odaya gelen Thomas'tan başkası değilmiş.Envai çeşit kahvaltılığın olduğu neredeyse sadece kuş sütü eksik olan bir kahvaltı tepsisini ellerinde tutuyormuş.

''Bunları size getirdim prenses.'' demiş.

Laura büyük bir hayal kırıklığı içindeymiş.Yine de belli etmemeyi seçmiş.

''Teşekkür ederim Thomas.Sen kahvaltını yaptın mı?'' bu sorunun altında gizli bir de mesaj varmış anlayana.Thomas anlamış.

''Hayır yapmadım.'' demiş ve eklemiş. ''Prensimiz daha iyi dinlenebilmeniz açısından sizi rahatsız etmek istemedi fakat kahvaltısını daha o da yapmadı.Eğer onunla yapmak isterseniz bundan büyük keyif alacağını da eklememi istedi.''

Laura aslında prensin kahvaltı yapıp yapmadığını öğrenmeye çalıştığını Thomas'ın çaktığını görünce, vaziyeti kurtarmak adına odasında kahvaltı yapmayı seçmiş.

''Bana eşlik etmek istermisin Thomas.''

''Mutluluk duyarım prenses.Fakat alakadar olmam gereken meseleler var.Onlarla ilgilenmem gerek.''

Laura'nın yüzü düşmüş.Yalnız kahvaltı yapmayı hiç mi hiç sevmezmiş.Thomas üzüldüğünü görünce şöyle demiş;

''Eğer istersen sana arkadaşlık yapması için Patricia'yı yanına yollayabilirim.Ne dersin?''

Laura itiraz edecek olmuş.Yine de başarılı olduğu söylenemezmiş.Hayatında ilk defa üvey annesi cadı Dirim'den sonra başka birinden haz etmemişmiş.Bu kadın kötüymüş.En az üvey annesi kadar soğukmuş.En az onun kadar gaddar.

''Patricia'yı yanına yolluyorum'' demiş Thomas.

Patricia çok geçmeden söylene söylene içeriye girmiş.Neden ben diyormuş.Neden? Bu kadının söylenmekten başka becerebildiği bir şeyler varmıymış acaba.

''Thomas eğer yanına gelmezsem beni prense şikayet edeceğini söylemeseydi,biraz zor gelirdim ben.''

''Burda bulunmak zorunda değilsin.Kahvaltımı pekala yalnız da yapabilirim.Git.Gerçekten.''

''Aslına bakarsan seni sorgulamak eğlenceli olacak.Dökül bakalım prensle neler yaptınız'' pis bir sırıtış eklediği konuşmasını eğlenir bir de ifadeyle sürdürüyormuş.

Laura cevap vermemeyi suskun kalmayı seçmiş.Hatta kaale almamayı kahvaltısına odaklanmayı bile denemiş.Gerçi bu pek de mümkün olacağa benzemiyormuş çünkü kadının konuşması resmen tüylerini diken diken yapmaya yetiyor,artıyormuş.Üstelik hakaret barındıran konuşmalarına dur durak bilmeden hiç susmamacasına devam ediyor,kızımızı uyuz ediyormuş.

Sonra aniden hiç ummadığı şeyler yaşanmış.Kadın birden ayağa kalkmış.Laura ne yaptığına anlam veremediği için izlemekle yetiniyormuş.Oradan bir yerden bir el aynasını kaptığı gibi Laura'nın yüzüne tutmuş.

''Bak bak demiş sence bütün bu ihtişamı,bu odayı,bu iltimamı bu meymenetsiz surat hak ediyor mu? Bak da sen karar ver.''

Kadının bu hareketinin üstüne bir kez daha aynadaki aksini görünce çığlığı basmış ve deliler gibi bağırmaya,ağlamaya başlamış.Bütün saray halkı duymuş çığlıklarını.Herkes neler olup bittiğini bu acı dolu feryatlarla ortalığı ayağa kaldıranın kim olduğunu merak etmiş.Thomas başta olmak üzere Laura'yı sakinleştirmek için ellerinden ne geliyorsa yapmışlar fakat mümkün olmuyormuş.Sakinleşmek bir yana tam sustu derlerken daha şiddetli bir ağlama nöbetiyle karşı karşıya kalıyorlarmış.Sonunda olay prensin de kulağına gittiğinde koşarak telaşlı bir halde yanına koşmuş.Odadaki herkes çıkartılmış.Sadece prensin sağ kolu Thomas ve prens kalmışlarmış odada.Prens kızımızı kollarının arasına almış ve sakinleştirmek için türlü türlü güzel sözler sarfetmiş.Bizim kız nasıl olmuşsa olmuş daha o ilk andan itibaren sakinlemiş.Ağlamıyormuş artık.Neler olup bittiğini sormuş prens.

''Fakat sizi bu denli üzen neydi prenses.'' demiş.

Laura tek kelime etmiyor sadece üzgün gözlerle prense bakıyormuş.Ne yapıp ne ettilerse de konuşturamayacaklarını anladıklarında geriye tek bir çare kalmış.

''Prensesimizin yanında en son kim vardı Thomas.''

''Patricia vardı efendimiz.''

''Patricia'yı emrime getirin.''

Patricia odaya girdiğinde ayakları korkudan tir tir titriyor,her an bayılacakmış gibi bir görünüm sergiliyormuş.Laura'nın olan biteni anlattığını hatta onu üzdüğü için ağladığını düşünmüş.

''Ben bir şey yapmadım efendim.Nolur bana kıymayın.'' diye haykıracak olmuş.

''Ne saçmalıyorsun sen kadın.Saçmalamayı kes ve anlat.En son neler yaşandı bu odada?''

Patricia prensin hiç bir şeyden haberi olmadığını anladığında Laura'ya göz ucuyla bakmış ve müthiş rahatlamış.Laura'nın bir şeycik anlatacak hali yokmuşmuş.Mahsun gözlerle bir yere sabitlenmiş öylece duruyormuş zavallıcık.

''Efendim ben güzel prensesimizin kahvaltısına eşlik etmek üzere yanında idim.Sonra prenses birden aynaya bakmak istedi ve benden bir el aynası istedi.Ardından aynaya bakar bakmaz çığlık atmaya ve ağlamaya başladı.Neden böyle yaptığını anlayamadım ve koşarak yardım istedim.Onun için çok üzgünüm efendim.''

''

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
AYNADAN KORKAN KIZ (Büyüklere Masallar 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin