"Ve sonra gidecekmisin?" diye sormuş Laura.
"Ve sonra gideceğim prenses.Söz veriyorum."
"Umalım da hızla geçen bir yemek olsun o zaman.Sofraya oturalım mı?"
Zarif bir hareketle Laura'nın eline uzanan Kevin kızın sandayesini çekerek rahat etmesini sağlamış.Ardından da gülümseyerek onun karşısına oturmuş.
"Çok şanslıyım." demiş bir anda.
Laura'nın beklemediği bu sözler yüzünün aydınlanmasına sebep olmuş.Meraklandığını gizlemeye çalışsa da Kevin çok geçmeden bunu kızın mimiklerinden okuyabilmiş.
"Nedenmiş o?" diye sormuş Laura.
"Düşlerimin dünyalar güzeliyle, hem de en iyi kalpli prensesiyle birlikteyim de ondan."
"Prenses falan değilim.Ben yalnızca küçük bir kız çocuğuyum.Unuttunuz mu prensim?"
Kızın bu sözlerinin üzerine Kevin'in kaşları istemsiz olarak yukarıya kalkmış.
"Onu da nereden çıkardın?" diye sormuş.
"Unut gitsin.Haydi yemeğini ye." diye yanıt vermiş Laura.
"O kadar çok mu istiyorsun benden kurtulmayı.Olabildiğince çabuk öyle mi?"
Laura cevap vermiyor ve önündeki tabağa odaklanmaya çalışıyor fakat bu sandığı kadar kolay olmuyormuş.Önce yavaş ve prens konuştukça da hızlı bir şekilde artan bir kalp çarpıntısı bedenini dalga dalga hakimiyeti altına almış.
"Senin gibi bir dünya güzeli, bir peri kızı bunu neden ister?" demiş Kevin fakat bu kez kendi kendine konuşur ve düşünceli bir hali varmış.
"Anlamadım." demiş kız.
"Senin yaşlarındaki bir çok genç kadın süsüne püsüne oldukça düşkündür.Saatler harcarlar güzelleşmek için.Sense prenses..."
"Ben ne?"
"Evet ama nedenini anlıyorum galiba.Senin bütün bunlara ihtiyacın yok çünkü.Bir su kadar berrak, inci tanesi kadar eşsizsin sen."
"Af buyurun prensim çünkü ben hala anlayamıyorum.Az önce bakımsız olduğumu mu ima etmeye çalışmıştınız?"
Prens gülmüş ve konuşmasını sürdürmüş.
"Hayır hayır, benim dünyalar güzelim.Beni yine yanlış anlıyorsun.Senin hiçbir makyaj malzemesine dahi ihtiyacın yok.Sen duru güzelliğinle bu saraydaki benim diyen en süslü cariyeye taş çıkartırsın.Senin yanında sönük kalmayacak bir kadını hayal dahi edemiyorum ben."
Prensten duyduğu bu sözler Laura'nın rahatlamasını sağlamış.Nedenini bilmiyormuş fakat hala prensten gelen en küçük bir iltifat kalbinin yerinden oynayıp, hareketlenmesine yetiyormuş.
"O zaman ne? diye sormuş.Alınmış yüz ifadesi yerini merak dolu gözlere bırakmış.
"Aynalardan hoşlanmamandan söz ediyordum peri kızı.Bana neden odandaki aynayı kaldırtmış olabileceğini çözmeye çalışıyorum.Senin yerindeki her güzel kadın o aynaya saatlerce bakardı.Kendini bu güzellikten mahrum etmemelisin."
Önce ne cevap vereceğini bilemeyen Laura kestirme bir yanıtla prensin açtığı bu sevimsiz konuyu geçiştirmeye karar vermiş.
"Bu anlamanıza imkan yok.Güvenin bana."
"Belki anlayabilirim.Bir denesen?"
"Ben dahi anlayamıyorken siz nasıl anlayabilirsiniz."
"Peki prenses.Seni zorlamayacağım.Yalnız benimle sizli bizli konuşman inan çok zoruma gidiyor."
"Böyle olmasını siz istediniz? İnanın bana şu an bu saraydan gitmekten daha büyük bir arzum yoktur.Ancak elimi kolumu bağlayan şeyler de var ve ben izninizle bir süre daha bu sarayda kalmak zorundayım."
"İzninizle de ne demek? Gitmeni isteyebileceğimi hayal edebiliyormusun?"
"Saraydan içeriye adımımı atmamı istemediğiniz düşünülürse evet."
"Laura lütfen.Bazen söylediklerin beni içinden çıkılması çok zor bir karmaşaya sürüklüyor.Gözlerimi senden alamadığımı göremiyormusun sahiden?"
"Bu bir süre daha kalmama izin verdiğiniz anlamına geliyor sanırım."
"Sonsuza kadar kalmanı istiyorum Laura.Bir ömrü bu sarayda benimle geçirmeni istiyorum.Keşke imkanım olsaydı."
Laura ayağa kalkmış ve
"Yemeğiniz bittiyse eğer ben uyumak istiyorum." demiş.
O sırada beyninde dönen tek şey prensin söz ettikleriymiş.Doğru olmalarını bütün kalbiyle istiyormuş fakat yine de o güller bahçesinde söylediklerini unutabilmesi mümkün değilmiş.Ona hayatında yaşadığı en kötü öpüşme olduğunu ve küçük bir kız çocuğu gibi ağlamamasını söyleyen de prenmiş.Şu an hiçbir şey olmamış gibi davranan da.Hangisinin gerçekten o olduğuna inanması gerektiğini sorgulamasına rağmen karşısında ufak bir erkek çocuğunun masumiyetiyle ona baktığını gördüğü bir genç adam olduğuna da yemin edebilirmiş.
Prens Kevin da ayağa kalkmış ve kafasını sağa sola sallayarak kıza ellerini uzatmış.Bu haliyle hiç de oradan ayrılacak gibi durmuyormuş.
"Prenses.Benimle dans et."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNADAN KORKAN KIZ (Büyüklere Masallar 1)
FantasyBir varmış, bir yokmuş.Evvel zaman içinde, dünyalar tatlısı, güzel mi güzel bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir günlerden bir gün.Bu minik bebeğin adı Laura' dır.Fakat aynı zamanda çok da talihsiz bir bebektir.Laura bebeği evlatlık alan kadın kötü kalp...