Cadı Dirim gözlerini yummuş ve onu öpmesi için prensi beklemeye koyulmuş.Bunun üzerine Prens gülümsemiş ve prensesi sandığı cadının alnına bir öpücük kondurmuş.Cadı hayalkırıklığıyla karışık şaşkınlık içinde gözlerini açmış.Öfkelendiği her halinden belli oluyormuş.Ağzını açacak olmuş fakat hiçbir şey söylememeye karar vermiş.Bir anda arkasını dönmüş ve prense tek kelime etmeden orayı terk etmiş.
Prensin bu hareketi onu çileden çıkarmış.O günü takip eden iki gün boyunca prensi görmek istemediğine karar vererek dönüşmemiş.Ne olursa olsun hem ölesiye kıskandığı o güzeller güzeli kızdan hem de artık aşkın yanı sıra kin ve nefret duygularını da beslediği prensten intikamını alacakmış.
Prens daha o ilk gün gerçek prensesiyle vakit geçirmeye başladığı andan itibaren öyle mutlu olmuş öyle mutlu olmuş ki deli gibi sevdiği ve çok aşık olduğu biricik sevgilisinin geri dündüğünü düşünmüş.Kahvaltılarının hemen ardından Laura odasına çıkmış fakat bu kez uyumamış.Üzerini değiştirmiş,saçlarını taramış,prensinin en sevdiği kokulardan sürerek onu sarayın bahçesinde bekleyen Kevin'ın yanına gitmiş.Fakat hiç de yolunda gitmeyen şeyler olduğu da aşikarmış.Bahçeye daha çıkar çıkmaz o kasvet ve boğucu hava sarıp sarmalamış kızı.Güzelim gül bahçesi hatırladığından bir hayli farklıymış.Rengarenk güllerin yerinde yeller estiği gibi bir sürü dikenli bitki de her taraftaymış.Laura çok üzülmüş.Güller bahçesini bu halde görmek canını çok yakmış.Saraydan daha çok terkedilmiş korku filmlerindeki o bakımsız,eski evleri andırıyormuş bu haliyle saray.
"Prensim" demiş mahcup bir ifadeyle "Gül bahçesinde dekorasyon değişikliği fikri size mi ait acaba?"
Eğer prensinin fikriyse beğenmemiş olmasının onu üzeceğinden korktuğu için oldukça çekinmiş fakat eğer sormazsa bu defa da içine dert olacakmış.Prens şaşkın görünüyormuş.
"Bu fikir size aitti unuttunuz mu güzeller güzelim."
Laura ne diyeceğini bilememiş fakat prensinin bu kötü öneriyi onun yapmadığını da bilmesi şartmış.O yüzden susmamalıymış.Susamazmış.
"Prensim yanılıyor olmalısınız.Ben gülleri çok seviyordum.Bahçenin o hali fevkalade güzeldi.Alınmanızı istemem fakat güller her zaman içimi açmıştır.Oysa bu çiçekler çok iç karartıcı görünüyorlar."
''Ben de böyle düşünüyordum.Bahçenin bu yeni halinden hiç hoşlanmadım.Yine de senin mutluluğun benim için her şeyden önce gelir.''
''Prensim bu öneriyi inanın bana ben yapmadım.Size bu şekilde söyleyen biri mi oldu?''
Laura'nın aklına birden Patricia gelmiş.Kızın günahını almayı hiç istemiyormuş fakat bu sarayda kendisini sevmediğini alenen belli eden de sadece Patricia'ymış.Prens suskun kalmayı tercih etmiş.Sevdiği kızın bu halleri onu iyiden iyiye üzüyor,yıpratıyormuş.
Kızın yüzüne hayret dolu,inanmayan gözlerle bakıyor oluşu ise Laura'yı üzmüş.Söyleyip söylememek konusunda her kadar tereddüt etse de prensin ona bu şekilde bakmasına daha fazla dayanamazmış.Konuşmaya karar vermiş;
"Bu fikri benim önerdiğimi size Patricia söylemiş olabilir mi prensim çünkü eğer öyleyse hayır ben bunu asla istemedim."
Söyleyeceklerini bir çırpıda söyleyip kurtulmak istiyormuş.Bir an soluklanmış ve ardından prensin konuşmasına fırsat tanımadan devam etmiş.
"Patricia'yı çağırıp sorabiliriz? Böylece benim olmadığımı anlayacaksınız"
Prensin yüzü artık dehşete kapıldığını ele verir vaziyetteymiş.
"Patricia'yı kovduk ya güzeller güzelim.Sizi sevmediğini ve kötü davrandığını,onu kovmamı istediğinizi söylemiştiniz."
"Hayır" demiş Laura hemen.
"Hayır ben böyle bir şeyi asla istemem.Prensim ben Patricia'yı kovmanızı asla istemem.Lütfen geri çagırın onu."
Laura oldukça üzgün görünüyormuş.Tüm bu olup bitenlere anlam vermesi mümkün değilmiş.Yapmadığı,söylemediği şeylerle itham ediliyormuş ve üstelik bunları yapan da biricik prensiymiş.Yolunda gitmeyen şeyler olduğu aşikarmış ve neler olup bittiğini mutlaka çözeceğine kendi kendine söz vermiş.
O iki gün Laura ve Kevin için çok çok güzel geçmiş.Cadı ise olanı biteni sihirli küresinden izleyip bol bol kahkaha atmayı, kızın düştüğü hallere eğlenmeyi ihmal etmemişmiş.
"Küre küre sevgili küre biricik prensi şu an muhtemelen, kızın kafayı sıyırmış bir kaçık olduğunu düşünüyor.Göster bana prens ile zavallı kaçık şu anda ne yapıyor?"
"Laura odasında kraliçem.Prens ise Patricia'yı geri çağırmak için emir verdi."
"Şapşal küre.Yine unuttun.Lanet olasıca küre."
"Neyi unuttum kraliçem.Yine ben ne yaptım ya da yapmadım?"
Kürenin çekmediği dertler,çileler kalmamışmış.Cadı her defasında;
"Dünyanın en alımlı kadını sensin. Hayranım sana güzel kadın" demesini buyruk vermişmiş küreye.Üstelik bunları da prensin sesini taklit ederek söyletiyormuş.Böylece kendini tatmin ediyor ve kendince mutlu oluyormuş.
"Şu prensi bir de ben ziyaret edeyim bakalım.Görsün dünya kaç bucakmış."
"Dünyanın en alımlı kadını sensin. Hayranım sana güzel kadın" diye karşılık vermiş küre çaresizce.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNADAN KORKAN KIZ (Büyüklere Masallar 1)
FantasyBir varmış, bir yokmuş.Evvel zaman içinde, dünyalar tatlısı, güzel mi güzel bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir günlerden bir gün.Bu minik bebeğin adı Laura' dır.Fakat aynı zamanda çok da talihsiz bir bebektir.Laura bebeği evlatlık alan kadın kötü kalp...