''Gözlerim yollarda kaldı fakat bilmelisiniz ki gerekirse sizi bir ömür beklerim prenses''
Laura görünümündeki cadı Dirim ve prens Kevin sarayın rengarenk nadide güllere sahip insana huzur duygusu aşılayan o eşsiz bahçesinde oturuyorlarmış.
''Sadece yarım saat geç kaldım prensim abartmayın''
Daha önce Laura'nın onu beklettiğine şahit olmamışmış prens.Beklediği ve alışık olduğu tepki her ne kadar bu olmasa da bozuntuya vermemiş.
''Benim için ne kadar değerli olduğunu biliyorsun değil mi?''
''O kadar da değildir.'' Buz dolu kovanın başından aşağıya dökülmesiyle eş değermiş cadı Dirim'in yanıtları.Prens ne söylerse söylesin ona her seferinde tersleniyor ve inatla aksi ve hırçın tavırlar sergiliyormuş.
Üst üste aldığı tuhaf yanıtlar artçı şok etkisi yaratmış prenste önce.Fakat daha sonra uykusunu alamadığını düşünmüş prensesinin.
''Bahçemizi nasıl buldun? Hoşuna gitti mi?''
''Gülleri sevmem ben.Kaktüsler tam bana göre.Kaktüs göremiyorum ben bu bahçede.''
''Yani sevmedin?''
''Hayır sevmedim.Kaktüs olsaydı severdim.'' prens her söylediğine içten bir gülümsemeyle ve sevecenlikle yanıt veriyormuş prensesi sandığı cadıya.Prensesi sandığı bu güzeller güzeli kıza kızmanın çok yakıştığını ayrı bir çekicilik kattığını bile düşünmüş hatta.
''Sen nasıl istersen öyle olsun.Şakacı olmak sana yakışıyor.Hele bir de bunu ciddi bir yüz ifadesi ve mimikle yaptığında çok güzel oluyorsun.''
"Şaka yaptığımı da kim söyledi?"
"Sen ciddisin?"
''Bahçedeki bütün güller kökünden koparılmalı ve yerine bir sürü kaktüs dikilmeli.Ancak bu şekilde mutlu olurum.''
Peki demiş prens her olursa olsun prensesini üzmemek bu hayattaki tek arzusuymuş.
Yarından tezi yok bu sarayın bahçesi bir sürü kaktüsle donatılacak diye de ferman buyurmuş.
Ertesi gün cadı Dirim kahvaltıyı Laura'nın ninesi kılığında yapmış tekrar.Aşık olduğu o kibar,asil tavırlı kızın geri geldiğinı düşünmüş prens ve çok mutlu olmuş.Fakat Laura dinlenmek için odasına çekildiğinde yeniden o derin uykunun kollarında bulmuş kendisini.
Cadı prensle buluşmuş.
"Kaktüsleri beğendin mi?" büyük bir heyecan içinde sormuş prens.
"Fena değil ama deve dikeni de olsa daha güzel olurdu."
"Gerçekten böyle mi olsun istiyorsun?"
"Evet istiyorum."
Yarından tezi yok bu sarayın bahçesi deve dikenleriyle donatılacak diye ferman buyurmuş prens.
Büyük bir aşkla bağlandığını düşündüğü kız ne istese yapıyor onu mutlu etmek için her yola başvuruyormuş.Lakin Laura görünümlü cadı bir türlü mutlu olmuyor, her seferinde başka başka bahaneler yaratıyor,devamlı yüzünü asıyormuş.
Akşamları yorgun ve yaşlı olduğu bahanesiyle yemeğini odasına istiyormuş nine görünümündeki cadı.
Bu süre zarfında nineyi sadece sabah görüyorlar, Laura ise o korkunç büyünün etkisiyle bütün gün uyuyor, uyandığındaysa büyü
etkisini gösteriyor bu nedenden hiç mi hiç bir şey hatırlamıyor, her şey olağan akışında sürüp gidiyormuş."Seni mutlu etmek için her şeyi yaparım.Mutlu musun?"
"Evet mutluyum" demiş cadı ilk kez.
Kocası artık yaşlıymış.Üstelik bu derece ilgili olmamışmış hiç bir zaman onunla.Prens yakışıklıymış,nazikmiş,kibarmış da üstelik.
Cadı günden güne prense daha çok ilgi duyuyor artık iyiden iyiye ondan etkileniyormuş.Prens ise sevdiği kadındaki bütün bu git gellere alışamıyor,onun bu tuhaf hallerini yadırgıyor yine de onu üzmemek için ses etmiyormuş.
Klasik söylenme seanslarından birini gerçekleştiriyormuş cadı;
"Bu saray haddinden daha sıkıcı"
Her şey sıkıcı.
Thomas canımı sıkıyor
Patricia'yı sarayda istemiyorum.
Kıskanç fesat karının teki.Tam bir çirkef.Kov onu."
Kızın bu şımarık tavırları çileden çıkarıyormuş prensi.Yine de çok aşıkmış.Uygulamaya koymak için tek lafına bakıyor, gözlerini ondan alamıyormuş.
"Fakat prensesim bu kız yıllardır bu sarayda.Onu kovmamı nasıl istersiniz benden."
"Yapmayacak mısın?"
"Eğer kovarsam beş parasız sokaklarda perişan olur.Evi burası onun.Hiç kimsesi olmayan zavallı bir kız söz konusu."
"Yapmayacak mısın?"
"Bunu isteme benden."
"Yapmayacaksın öyle mi?"
"Hayır yapmayacağım."
Cadı öyle derin öyle içten bir ağlama nöbetine tutulmuş ki ne söyleseler ne yapsalar susmuyor,hıçkırıklara boğularak ağlıyormuş.
"Tamam" demiş prens en sonunda.
"Kızı kovacağım."
Ve kovmuş.
"Benimle hiç alakadar olmuyorsunuz prensim"
"Emrinize amadeyim prensesim.Bunu nasıl söylersiniz.Size gönülden bağlıyım ben."
"Evet ama beni bir kere bile öpmediniz.Üstelik hiç sarılmıyorsunuz da."
Prens çok şaşırmış bu istek karşısında fakat gözleri de aşk ve şehvetle parlamış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNADAN KORKAN KIZ (Büyüklere Masallar 1)
FantasyBir varmış, bir yokmuş.Evvel zaman içinde, dünyalar tatlısı, güzel mi güzel bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir günlerden bir gün.Bu minik bebeğin adı Laura' dır.Fakat aynı zamanda çok da talihsiz bir bebektir.Laura bebeği evlatlık alan kadın kötü kalp...