|ölüm dehseti |

42 4 0
                                    


Bu ilk vize sınıfıydı son dönemin ve sınıfın ilk vizesi - biraz zorlayıcı sorulardı ama benim zehir gibi işleyen aklım ve beynim eskisi gibi olduğu için sınavı verip çıkmıştım. Son derste yapıldı. İzin alıp okuldan çıktım vize ve final dan oluşan biri ortalarda diğeri sonlarda neyse. Arabaya doğru yürüdüm kapısında bekledim bu gün araba bende olacaktı. Gülden almayı düşünüyordum - zil sesini duydum ve sesleri fark ettim. Çıkan öğrencilerin keşke demelerini sonra pişmanlıklarını hepsi de aynı. Aralarında Gül'ün sesi geldi " Harbi nasıl ilk o çıktı." sorusuna cevap veren güldü " eski aklı yerinde duruyorsa zehir gibi çalışır onun beyni o yüzden erken çıktı söylerim de bizi de ikinci vize sınavında yardım etsin. " dedi güldüm Gül'ün yardım isteğini duyduğumda - sese baktım - anahtarı bana attı " Bizi çalıştır söz her dediğini kabul edeceğim haklıydın çalışmamız gerek." dedi gülümsedim sürücü koltuğuna geçtim.

Araba sürerken ne konuştuklarını duyuyorum- gözlerim yolda kulaklarım onları işitiyordu. Konu apaçık ortadaydı birincisi benim boksa yeniden başladığım için ikincisi kraliçe dönemi için üçüncü büyük bir iç çekmeyle sınav hakkındaydı. Gül'ün çıkışta dediği lafı yüzünden arabada ki çete bana - ne bakışları derlerdi ha hatırlayacağım hatırlamak üzereyim - buldum - imrenen bakışları doğrultular sonra yumuşayan gülümsemeyle bitirdiler. Böyle araba sürdüm - araba bu gün bende olacak için herkesi evine teker teker bıraktım- en son gül kaldı - dışarıda konuşuyorduk camın önünde " direk boksa mı gideceksin beni de alsana " daha yeni bıraktım seni - tam ağzımı açacak iken " Şaka şaka projem var hocadan proje istedim neyse hadi sana iyi çalışmalar." samimi ve içten gülüşüyle kapıya kadar yürümesini izledim - kapıda bana dostça bakış attı - motoru çalıştırıp evimin yolunu tuttum.

Büyük girişten geçip arabayı içeri soktum sonra bir yere park edip - arabadan dışarı çıktım ve bir oh çekip temiz havayı içime çekip arabanın kapılarını kilitleyip evin ana kapısından içeri girdim ve yine sessizlik bu sessizlik işi bana hiç olmadı. Sessizlik isterim ama bu türden istemem- özlüyorum - kardeşimden haber almadım daha inşallah bir ipucu çıkarda dedektif beni arar.

Odama kadar merdivenin basamaklarından çıkıp - hava soğuk biliyorum mayısın mı martın soğukluğu işte ama terleyeceğim en iyisi çantanın içine yedek üst ve alt koyayım ne olur ne olma bir havlu bir 1 litrelik büyük bir su şişesi sonra kulaklık ve anahtarlık - arabayla gitmeyi düşünmüyorum - yürüyerek gidecektim. Çantanın içine ne gerekiyorsa koyup üstüme sporcu atleti ile taytı geçirdim onun üstüne hırkayı geçirip aşağı indim çantayı kapının yanına fırlatıp saçlarımı at kuyruğu yaptım ve ayakkabılarımı giyinip sporları mı hazırdım. Ana kapıdan çıkmadan yanımda para var mı diye bakındım çok diyemeyecek ama yetecek miktarım vardı- yokuştan aşağı zinciri çıkmış bisiklet gibi kapıya kadar kaydım - kapıyı yapışmadan kendimi frenledim ve anahtarı basarak dış kapıdan yola çıktım.

Kulaklığı çantadan çıkarıp kulağıma taktım- moralimi yerine getirecek türde şarkı açıp hafif tempoyla mert ağabeyin solonuna koşuyordum- kesin benden önce damlamıştır benim hazırlanmam uzun sürmedi ama onun getireceği ve uzak bir yerde oturmadığı için kolay olmuştur gelmesi ama benim hem uzak hem çanta gibi şeyleri hazırladım.

...

" Kapıda geç kalmış biri var! " geç kalmış mı saçmalama - kapıdan açığa çıktım - " Saçmaladın iyice evi yakın olan sensin ben değil neyse hazırlanıp geliyorum." dedim içeri yürüdüm soyunma kabinlerini girip arkada baktım " Sırıtma salak gibi!"

" Ne yapayım kraliçe ortalıkta gözükmüyordu bir kaç gün sonunda çıkabildin değil mi sahalara ? " gözükmüyor değil gözlemliyordum ama sıkılmıştım - eğlencesine yapmış olurum sıkılmaktan kurtuldum çok şükür.

Tatlı Katil ( Kraliçe )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin