Selamın aleyküm arkadaşlar. Bugün Ramazan'ın ilk günü. Allah Teala oruçlarımızı kabul etsin inşallah.
Güzel okumalar...
Uykusuz gözlerimin bana verdiği yetkiye dayanarak biraz daha uyumam gerektiği kararını veriyorum.
2 haftası insanın hem bu kadar yorucu hem de bu kadar güzel geçebilir mi? Geçiyor. Kalbim kuş tüyü hafifliginde ve onu gördüğüm heran yerinden fırlayacakmış gibi atıyor. Ama gel gelelim ki yorgun bedenime. Ayakta duracak mecali Ali'nin gülüşünden alıyordum. Aslında bakılırsa o gülümserse her türlü yorgunluğa katlanmaya hazırım.
Ha bu arada bu yorgunluğumun sebebini söylemeyi unuttum. 2 haftadır alışverişle uğraşma derdindeyiz. Ve bunun nedeni ise 1 hafta sonra olacak olan düğünümüz! Her şey ışık hızıyla gelişirken şuan nişanlı olduğuma inanamıyor ara ara parmağımdaki yüzüğe bakıp derin bir nefes veriyordum.
Duygularımın hepsi birbirine karışmış gibi. Hem mutluyum hem heyecanlı. Sanki baştan ayağı minnet var bana bu duyguları yaşattıran adama karşı. Mutluluktan ağladığımda gözyaşlarıma mendil olan omzuna bu minnetim. Gülümsememe en güzel biçimde eşlik eden gülüşüne. Sardığında hissettiğim güven duygusunu bana yaşatan kollarına. Allah'a olan sonsuz şükürümün sebebi olan gözlerine bu minnetim.
Bir rüyadaymışım gibi. Sonunun kabusla bitmemesi için dilimden düşürmediğim dualara güvenim. Bu kadar mutluluk yeter diyecek kötü kalpli insanlardan korkum.
Daldığım kuyu gözlerden çıkarılacak olmanın verdiği korku var. Ondan uzak kalmanın... Korkularıma karşında yalnız içten bir duam var...
○■●□○■●□○■●□○
Daldığım rüyadan beni uyandıran telefonunun kulağıma çalınan melodisiydi. Biran kendime gelmeye çalıştım. Gözlerimi uykudan uyanıncaya kadar ovaladım. Sonradan çalan telefonu elime aldım ve yatakta olmanın verdiği mahmurlukla tekrar sırt üstü yattım.
"Güzelim..."
Telefonun öbür ucundan gelen sesle yüzümde bir gülümseme belirdi.
"Ali'm..."
"Ee hadi bekliyorum."
"Ne?"
Kısa bir kahkaha attı ardından tatlı bir sesle konuştu.
"Benim karım hala uykudan uyanamamış mı?"
Beynimde yankılanan düşünce yığınıyla yattığım yerden doğruldum ve "Ben... Galiba uyuya kalmışım. Ama hemen hazırlanıp geliyorum. 15 dakikaya hazırım yani." diye telaşla konuşup hemen banyoya girdim.
"Tamam cadı tamam. Hadi bekliyorum."
"Tamam görüşürüz."
"Dur dur! Bir şey unutmadın mı?"
"Yo... Başka bir şey mi vardı?"
"Yani işte bi 3 kelime kadar söylenecek bir şey."
"Ama..."
"Valla ben anlamam. Bak kapatmam telefonu, sen hazırlanamazsın, sonra kapıyı çalar Semra anneme kızın hala hazırlanmadı derim. Gerisini sen düşün..."
"Çok zalimsin Ali..."
Erkeksi bir kahkaha attı ve "Duyamadım, seviyorum mu dedin?" Dedi.
"Seni... Seviyorum Ali'm... Oldu mu?"
"Bende seni seviyorum çimen göz."
Telefonu kapatıp yüzümde hiç eksilmeyen sırıtışla abdestimi almaya başladım. Bu döneme o yüzden herkes özeniyordu galiba. Mutluluktan dört köşe olmak tam anlamıyla bu olmalıydı. Hayatınızda şuandan arda kalan her anınızın sevdiğiniz insanla geçirecek olacağınızı bilmek kalpleri şükürler dolduruyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇÖL YAĞMURUM
EspiritualAşk insanın hayattan gelen en güzel emrivakisidir ve aşk hayatın planlara dayalı kısmında olmayacak kadar delice bir duygudur... Öldürmek istediği kıza tutunan genç bir adam ve hiçbir şeyden haberi olmayan masum bir kız... Genç kız, adamın kurumuş ç...