26. BÖLÜM

6.4K 469 48
                                    

Selamın aleyküm dostlar. Biliyorum bölüm geç geldi ama yapabileceğim bir şey yoktu kusura bakmayın. Hatamız varsa affola.

İyi okumalar...

Kalp, eşinin bulduğu zaman atmaya başlarmış. Gözler, aradığı gözleri bulunca görmeye. Ve kulaklar, cenneti çağrıştıran o özel sesi duyduğu zaman duyma yetine sahip olurmuş aslında. Kalbim seninle atmaya başladı güzel adam. Gözlerim senin kuyunda kayboldu ve kulaklarım yalnız senin sesini duymayı diledi Rabbin'den. 

Hissiz, umutsuz, hayalsiz bir yüreğe baharı getirdin. Gözyaşlarıma mendil oldu omuzların. Gözlerim, gözlerini tek manzarası belledi. Kulaklarım ise cennet bülbülü saydı sesini. Şükür ki Allah'a karşıma çıkardı seni. Ömrümü ömrünle birleştirdi. 

Şimdi üzerimdeki bembeyaz gelinlik bana seninle beraber açacağım, üzerine işleyeceğim her kelimeyi seninle yazacağım, tertemiz bir sayfayı anımsatıyor. Belki ağlayacağım, belki güleceğim ama hepsini seninle yaşayacağım. 

Şimdi... Şimdi ilk adımlarımı atmak için seninle geçireceğim ömrüme sabrımın son damlalarını tüketiyor gibiyim. Bugün benim günüm. Bugün senin günün. Bugün bizim günümüz. Sen artık her şeyim oldun. Ben artık her şeyin oldum.

Vuslat uğramayan umutsuz sokaklarımız şimdi bir bayram yerini andırıyor. Güneş vuruyor herkesin yüzüne. Bulutlar terk etmiş gökyüzünü. Tüm doğallığını sunuyor mavi bize. Umudu fısıldıyor.

Umudum sensin. Güneşim sensin. Gökyüzüm sensin. Sen benimsin...

Gözümden akan yaşlara sakın ha üzülme. Ben hayatımda ilk defa mutluluktan ağlıyorum. Sebebinin sen olduğu mutluluk gözyaşları nasıl da yakışır yanaklarıma. 

Kapıldığımız şiddetli dalga sakinleşti ve artık bir kıyaya vurdu bizi. Bugün yeniden yaşamaya başlayacağız. Ve ant olsun meftun olduğum gözlerine ki ömrüm boyunca hep senin olacağım,hep senin kalacağım. Gitmeyeceğim hiç senden, gitmemen için dua edeceğim benden. Ömrümün sonuna kadar ayrılmayacağız biz. Ölümden başka ayıran olmayacak bizi. 

Şimdi gün bizim. Dilediğince gülmeli yüzümüz. Sonsuz kadar şükretmeli gönlümüz. Ve bugünümüzü ömrümüz boyunca yâd etmeliyiz biz.

●■□●■□●■□●□■○□●

"Kızım hadi!"

"Benim adımı da yaz."

"Eylül?"

"Efendim Melek?"

"Hani sen ondan önce nişanlandın falan..." Betül birden kahkahayı bastı. "Niye önce bu kız evleniyor?"

"Ali ağabey sağ olsun. Maşallah kimseyi beklemedi." dedi Eylül yakarış dolu sesle.

"Bence..."

 Şu 2-3 haftadır sayemde kaynaşan hatta en yakınları olma yolunda ilerleyen grup bir yandan ayakkabımın altına isimler yazarken bir yandan da sohbet ediyorlardı. Sohbetlerini bölen ise kapıyı tıklatıp, sesiyle "Gidin artık." emrini veren kişiydi.

"Ağabey ben bilmem, yengemden izin alacağım."

"Betül bir gün elime düşersin..."

"Hadi inşallah ağabey."

Alışveriş gününden bu yana sesi çıkmayan tek bir kişi vardı. O da Samira. Yanılmamıştım. Özgür gitmişti. Özgür'ün bu ani gidişi herkes tarafından üzüntüyle karşılanmıştı elbet ama Samira'nın hayatla olan bağlarını koparmış gibiydi. Yemek yemiyor, evden dışarı çıkmamak için her şeyi yapıyor ve neşeli sesine herkesi hasret bırakıyordu. Derdini açmıştı bir kere de olsa bana. "İçim acıyor Elif..." demişti. "Yüreğim sızlıyor... Daha dün buradaydı, hayatımın en orta merkezindeydi. Şimdi yok... Gitti..." Benim de canım yanmıştı. Akıttığı her göz yaşı beni de boğmuştu. Ama ne çare! Elimden gelebilecek bir şey yoktu. Teselli etmekten başka bir şeyim yoktu. 

ÇÖL YAĞMURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin