27. BÖLÜM

6.8K 459 50
                                    

Baba, bir kız çocuğu için ilk kahramandır. Her türlü zor işten kendisini çekip çıkarabilecek, mutluluğu için gerekirse canını feda edecek, sevgisini dile getirmese de hissettirecek ve dara düştüğü anda "benim arkamda babam var" deyip dik durabilmesini sağlayacak tek insandır.

Varlığı bile yeterlidir sizin için. Sığınacağınız bir dalın olduğunu bilmek yeter. Evinizdir o sizin.

Şimdi, evi olmayan biri gibi hissediyorum kendimi. Babam gitti... Sığınacak dalım kırıldı. Yaslayacak bir omzum yok artık. Zorluklarla karşılaşınca "Benim yanımda babam var" diyemem.

Bir kızın belki de en son isteyeceği şey bile değildir düğün gününde babasını kaybetmek. Bu ihtimali hayal dahi edemez. Şimdi hayal dahi edemediğim kabusun içindeyim. Yaşıyorum. İnsanın tüm hayatı bir sınavdır. Ve ben şuan ömrümün en zor imtihanlarından geçiyorum...

○■●□○■●□○■●□○

"Elif'im..."

Namazımı kılmış, seccademi katlayıp komodinin üzerine koyarken gözüme ilişen çerçeveye uzun uzun baktım. Bir süre sonra buğulanan bakışlarımı başka bir yöne çevirmeye uğraştım ama yine çerçevedeki resme kayıyordu göz bebeklerim.

Babamın resmine...

Bugün tam 3 ay olmuştu. Babasız geçirdiğim bu 3 ayda şüphesiz en büyük yardımcım Allah, ondan sonra Ali'ydi.

İçimin sıkıntısına dua ederek çözüm bulurken, yanımda olmasıyla bile bana güç veren adam da en büyük lütuftu Allah'tan bana.

Şimdi belime sarılan kollarıyla zoraki bir gülümseme yerleştirdim yüzüme ve kafamı omzuna yatırdım.

"Onu çok özlüyorum..."

Ali derin bir nefes aldı.

"Biliyorum. Ama elimden ne yazık ki bir şey gelmiyor..."

"Sen olmasaydın... Ben bu kadar dik duramazdım."

"Ben senin hep yanındayım çimen göz. Hiç ama hiç gitmeyeceğim. İstesen de istemesen de."

Gülümsedim. "Biliyorum... Biliyorum ve bundan dolayı her duamda şükür sebebimsin."

Arkamı dönüp yeni yeni çıkan sakallarında dolaştırdım ellerimi.

"Acıktın mı? Ahh! Nasıl bir eşim ben?"

Güldü ve yanaklarında ki ellerimin üzerine ellerini koyup "Dünya üzerindeki en mükemmel eşe sahibim."

"Demek duygularımız karşılıklıymış."

Ellerini ellerimden çekip tekrar belime doladı ve "Ya..." dedi muzır bir sesle.

"Öyle."

Burnuma bir öpücük kondurdu ve elimden tutup mutfağa doğru yürüttü.

"İyice zayıfladın çimen göz. Nerede benim eski oburum?"

Sahte bir sinirle kaşlarımı çatıp "Ben mi oburdum?" Dedim.

Kahkaha atıp "Yok şimdi hakkını yiyemem. Pek obur değildin ama en azından yemen iyiydi." Dedi.

"Bazen nasıl bir sevap işledim de rabbim seni ömrüme çıkardı diyorum."

"Gel bir de sen bana sor onu."

~~~~~~~~~

"Bugün Özgür geliyor biliyor musun?"

"Aa! Neden gitti zaten anlayamadık ama..."

"Yapma güzelim. İkimizde çok iyi biliyoruz."

"Yani tabi bi tahminimiz var ama... Neden?"

"Ne neden?"

ÇÖL YAĞMURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin