29. BÖLÜM

6.9K 419 77
                                    

Selamın aleyküm arkadaşlar. Bölümün çook geç geldiğinin farkındayım. Bunun için hepinizden özür diliyorum. 

Bölüm aslında 2 gün önce hazırdı ama ülkemizde yaşanan bu zor durumda yayınlamak istemedim. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara rabbimin Şafi ismiyle şifa vermesini diliyorum. İnşaallah bugünleri de Allah'ın izniyle atlatacağız.

Bir sonraki bölüm final. Yaklaştığımızı önceden belirtmiştim zaten. Bu hikaye gerçekten benim için çok önemli ve hep öyle kalacak. Özel bölümler paylaşmayı düşünüyorum tabi sizde isterseniz. 

Yeni hikaye hakkında ise aklımda birkaç şey var. İlk sıralarda ise Çöl Yağmurum'un yan karakterleri Samira ve Özgür'ü yazmak var. Onların kurgusu da kafamda hazır. Sizde isterseniz ben yazmayı çok istiyorum. 

İyi okumalar...

3 AY SONRA

Son kez valizin içine bakıp unutup unutmadığım bir şey olmadığını  kontrol ettim. Kıyafetlerimi yerleştirdikten sonra aceleyle aklıma gelen ve önemli gördüğüm tüm ihtiyaçlarımı almıştım, fazladan pekte önemli olmasa da yanıma aldığım birkaç parçadan oluşan valizin fermuarını kapattım. 

Merdivenlerden çıkan ayakların adım sesleriyle "Ali!" diye bağırıp buraya gelmesi için onu biraz daha hızlandırdım.  O odaya girmeden ayağı kalkıp feracemi üzerime geçirdim.

"Efendim?"

Elimle yatağın ortasında olan valizi işaret ederek "Çok mu abarttım?" diye sordum.

"Yani..." dedi sakalını kaşıyarak. "Ama sorun değil."

"Senin suçun. Nereye gideceğimizi söylemeden ben ne alacağımı nasıl kestirebilirim ki?"

"Sana zaten ortamın nasıl olacağını söyledim. Sabahları sıcak..."

"Akşamları hafif esintili ve şehirden uzakta." dedim sözlerini tamamlayarak. Aslında bu özelliklerin birleşimi hayal dünyamda mükemmel bir yer olarak tasvir edilse de nereye gideceğimizi söylemesi yanımıza alacağımız yüklerin hafiflemesi ve benim dinmek bilmeyen merakımın üstünü örtmesi için yeterli olacaktı. 

"Haydi güzelim hazırsan çıkalım." 

Gözleriyle acele etmemi belirtirken bıkkınlıkla nefes verip arkasından bağırdım.

"Valizi taşımam için yardım edecek misin yoksa ben vazgeçip yorganı kafama geçirip uyumaya devam mı edeyim?"

Sesimi duyduğunda duraksadığını tahmin etmiştim. Şimdi ise yaklaşan sesler bunun doğru bir tahmin olduğunu gösteriyordu.

○■●□○■●□○

Dudaklarıma belli belirsiz bir tebessüm oluşturan rüzgarın tenimi okşaması hem üzerimde hoş bir ürperti oluşturuyor hem de başörtümün önünü bozup rahatsız ediyordu. Aslında bakarsak, bu pekte umurumda değildi.

Yaklaşık dört beş saattir yoldaydık ve günün aydınlığı yerini akşamın esintili karanlığına bırakmıştı. Ali ısrarla nereye gideceğimizi söylemeyeceği hakkında inat ediyor, bende gidene kadara her aklıma geldiğinde bunu soracağımı söyleyip pes etmesini istiyordum. Tamam, belki pek etkili bir tehdit değildi ama meraklı biri olduğumu bildiği halde bu kadar zorlaması saçmaydı. 

Sadece birtakım ısrarlarım sonucunda bunu geciktirilmiş balayı olduğunu söylemişti. O anki heyecanımı kontrol altına almaya çalışıp bunu neden önce söylemediğiyle ilgili söylendim ve onu bunaltmadan birkaç şey daha duyarım ümidiyle sınırları zorlamıştım. Sonuç mu? Ah tamam! Ali beni iyi tanıyordu ve bu girişimimi fark edip boşuna uğraşmamamı, hiçbir sonuç elde edemeyeceğimi söylemişti.

ÇÖL YAĞMURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin