22.BÖLÜM

39 11 0
                                    

Uyandığımda melodiyle sarmaş dolaştık. Onu uyandırmamaya çalışarak yavaşça yatakta doğruldum. Ayağı kalkmıştım ki
-"Günaydın" diyen sesle arkamı döndüm. Melodi bana gülümsüyordu.
-"Günaydın" karşılık verip gülümsedim.
-"Bekle çisi bir yere ayrılma."kafamla onu onayladım. Elinde bir makineyle döndü. Masaya koydu ve süre ayarladı. Yatağa oturup dil çıkarttık. Makineyi eline alıp beklemeye başladı. Alt kısımdan siyah bir kağıt indi. Elinde biraz salladı. Soğuduğunda bizim fotoğrafımız vardı. Çok güzel görünüyordu.
-"Bunu ağaç eve asmayalım. Sende kalsın çisi. Hep yanında olucam artık." Gülümseyip ona sarıldım. Odasından çıkıp kendi odama geçtim. İçeri girdiğimde şok olmuştum. Abimler içerideydi ve oda değişmişti. Zaten koltuklar vardı fakat yatak örtüsü ile tablolar ile perde ile çok şık bir yer olmuştu. Melodinin odasıda ona özeldi. Duvarları pembeydi ve yatak örtüsü çiçekliydi. Duvara çizilmiş resimler çok güzeldi. Kimin çizdiğini sorduğumda Doruğun çizdiğini öğrenmiştim. Abime sarıldım. Abimden ayrılınca izgi ve kumsal sarmaladı beni. Boğulmak üzere olduğumu gören mert sadece yanağımdan makas aldı. Bende onun saçını karıştırdım. Mızmızlanıp saçlarını düzeltti. Odanın kapısı birden açıldı ve içeri melodi daldı. Gülümseyerek girmişti ama abimleri görünce kızardı ve mahçupça gülümsedi.
-"Çisem abimlere gidiyordum. Yani uzayla doruğun yanına gelir misin diyecektim." Dedi hızlıca.
-"Siz ağaç eve gidin gelirim Melodi. Ama ilk seni bizimkilerle tanıştırmak istiyorum." Yalandan öksürdü. Gerilmişti biraz. Herkesle onu tanıştırdıktan sonra koşarak odadan çıktı.
-"Tatlı kızmış. Hemen arkadaş edinmişsin bakıyorum. " abime döndüm.
-"Öyle oldu abi. Melodi iyi kız." Gülümseyip kafasını salladı.
-"Hayır konu Melodi değilde hastanede ağaç ev mi var?" Kumsalın mantıklı sorusunu duyunca gülümsedim. Ben olsam bende aynı tepkiyi verirdim.
-"Hastane hastalara çok fazla değer veriyor. Hastane müdürü bırak bizi sevmeyi çocuğu gibi korup kollarmış." Kafasını salladı.
-"Çisem ben üniversite kayıt işi için gitmeliyim. Mert ve İzgide kalan 1 ay için yurt dışına ailelerinin yanına gidecekler ama okullarını burda okuyacaklar. Yani bizim çıkmamız gerek." Ayağı kalkıp Mertin boynuna atıldım. İzgide bize sarıldı. İkisinide öptüm. Abimse gelip anlımdan öptü ve çıktı. Kumsal yanımda oturuyordu. Üstümü değiştirip kot ve düz siyah bir bluz giydim. Saçlarımı tepeden at kuyruğu topladım. Dudak kremi sürdüm ve biraz parfüm sıktım. Gayet sade olmuştu. Odadaki dolap evdeki dolaptan daha büyüktü. Kumsal ve izgi evdeki tüm eşyalarımı getirmişlerdi. Ayakkabılarım giysilerim takılarım makyaj malzemelerim hatta düzleştiricimi bile... Ayakkabı olarakta ayağıma siyah converse geçirdim. Kumsalla birlikte odadan çıktık. Onu ağaç eve götürüyordum. Bahçeye çıkıp ağaçlara doğru yürüdük. Ağaçların arasındaki merdivenden çıkmaya başladım. Kumsal beni takip ediyordu. Merdivenin sonunda ağaç evden içeri girdik. Doruk Uzay ve Melodi oturuyordu. Beni görünce gülümsediler. Kumsalla onları tanıştırdım. Kumsal sıcakkanlı bir insandı ve hemen ısınmıştı onlara. Ağaç evde hep beraber otururken melodinin ayağı kalktığını bile fark etmemiştim. Haberimiz yokken fotoğrafımızı çekmiş. Kumsal ve ben birbirimize bakarak gülümsüyoruz. Doruk kamerayı görmüş olmalı ki kameraya göz kırmış. Melodi ve Uzay birbirlerine sarılmış gülüyorlar. Çok güzel bir fotoğraftı. Melodi fotoğrafı duvara bantlayıp bana göz kırptı. Kıkırdadım. Koltuğu kumsala verdiğimden yerde oturuyordum. Bu yüzden hepsi benden yukarda oturuyordu. Uzayla neredeyse hiç konuşmamıştık. Kafamı kaldırıp ona baktığımda bana bakıyordu. Gülümsedim o da göz kırptı. Bacağımdaki acıyla ufak bir çığlık atıp yan tarafa döndüm. Kumsal bana garip bir bakış atıp önüne döndü. Arkasından dil çıkardım. Uzayın kahkahasını duyduğumda ona döndüm. Elindeki fotoğrafı bana gösterdi. Kumsala dil çıkarırken çekmişlerdi. Arkamda doruğun olduğunu farketmemiştim. Kumsal kameraya göz kırpmış doruk bana iki kulak yapmıştı. Oyuna gelmiştim. Hepsi hunharca gülerken bende gülmeye başladım.
-"Günün son fotoğrafı buydu." Sesin geldiği yöne uzaya baktım. Elinde hepimizin gülerkenki hali vardı. Fotoğraf işini sevmiştim. İki fotoyuda duvara yapıştırıp yerine oturdu. Canımız sıkılınca ağaç evden çıktık. Acilen bu eve bi isim takmam gerek. Bunu düşüneceğimi aklıma not edip onlara yetiştim. Hastaneden içeri girdik. Dağılmak istemediğimizden uzayın odasına ilerledik. Duyduğum kadarıyla en büyük oda onun odasıymış ve koltuklar daha genişmiş bu yüzden genelde onun odasında takılırlarmış. Odaya girdiğimizde gerçekten bizim odanın 1,5 katı kadar olduğunu fark ettim. Duvarlar açık griydi ve yatak örtüsünden tablolara kadar grinin tonlarıydı. Aklıma rüyamda söylediği cümle geldi. "Gri her renktir. Beyazın tüm renklerinide barındırır siyahın karanlığını da." Çok doğruydu. Hepimiz kendimizi bir koltuğa attık. Uzay yatağa yayılmıştı. Televizyonu açtık. Güzel bir film vardı. Melodi koşarak odasına gitti ve cips alıp geldi. Hep beraber film izlerken kalbim sıkıştı. Hayır! Şimdi olmaz...

UZAYDA KAYBOLAN ÇİĞ TANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin