Elbiseyi alıp mağazadan çıktık.(elbise multide) yine metrobüse binip eve vardık. Eve girer girmez beni banyoya sürükledi.
-"Şimdi bir duş al." kafa sallayıp soğuk suyu kökledim. Küvete girip yıkanmaya başladım. Çıkıp eşofman giydim. Sonra içeri izgi girdi. Yüzümüze maske yaptık. Daha sonra bana makyaj yapmaya başladı. Çok makyaj sevmediğimden hafif tonlar kullanmıştı. Sonra kendi makyajını yaptı. Saçlarımıda fönleyip düzleştirdim. O ise su dalgası yapmıştı. Odaya çıkıp elbisemi giydim. İzgi elbise almamıştı kendisinde olduğunu söylemişti. Odaya girince ıslık çaldı. Asıl ıslık çalınması gereken oydu. Su yeşili dar bir elbise giymişti. Kahve su dalgası saçları ve taktığı toz pembe takılar ve ayakkabılar cidden çok güzeldi. Ayakkabı olayını düşünmemiştim. Çok topuklu ayakkabım yoktu. İzgi odadan bir kutu getirdi. Şimdi diyorsunuz ki bu kıyafetler nerden geldi? İzgi hanım bizim eve 10 bavul eşyayla gelmiş. Evdekileride yakın zamanda getirtecekmiş. Kutuda lacivert bir ayakkabı vardı. Onları giydiğimde cidden çok güzel olmuştu. Kol kola aşşağı indik. Abim ve Mert bize bakıyordu. Sonra yanımıza geldiler. Onlarda oldukça yakışıklı görünüyordu. Hep beraber evden çıktık. Abimin arabasına bindik. Uzaktaki daha önce hiç gelmediğim bir bara gelmiştik. Aradan indiğimizde Deniz ve Kumsal barın önündeydi. Deniz yanıma gelip yanağımı öptü ve elimi tuttu. İçeri geçtiğimizde her taraf maviydi. Açık mavi duvarlar. Koyu mavi ışıklar ve tezgahlar... Cidden çok güzel görünüyordu. Bir masaya yerleştik. Abim
-"Ben hepimize alkolsüz içecek alıp geliyorum."diyerek yanımızdan ayrıldık. Hiç birimiz alkollü içecekleri tercih etmiyorduk. Masaya konulan farklı renklerdeki içeceklerden birini içtim. Sanırım çilekli meyve suyuydu. Slow bir şarkı çalınca Denizle dans ettik. Biraz dans edip oturduktan sonra bardan çıktık. Saat çok geç değildi. Yinede eve gitmeyi tercih ettik. Deniz ve Kumsal eve gitmişti. Dördümüz eve girdik. Herkes odalarına dağılıp rahat şeyler giydikten sonra aşşağı indi. Koltuklara yayılıp bir film açtık. Batman vs Superman izlemeye başladık. Mert ve ben superman'i tutarken İzgi ve abim batman'i tutuyordu. Filmin sonunda ben ağlamaya başladım. Mert ise batmana sövüyordu. Abim ve İzgi zafer bizim edasıyla gülüyordu. Ağlamayı bırakıp telefonla ilgilenmeye başladım. Birden gelen horlama sesiyle kafamı yanıma çevirdim. Abim horluyordu. Mert ve izgi yan yana oturmuştu. İzgi merte sarılmış ve uyuya kalmıştı. Mertte kafasını İzginin kafasına koyup uyumuştu. Kısacası herkes uyuyordu. Üçünün fotoğrafını çektim. Abim ne kadar çirkin uyuyorsa twinler bir o kadar tatlı uyuyordu. Benimde göz kapaklarım kapanmaya başladı. Odaya çıkmaya erinip bende abime sarıldım. Ve derin bir uykuya daldım.
..........................
Kuzeyin yanına koştum.
-"Naber kuzey?" Bana döndü. Gözlerinde öfke vardı. Ne sorunu vardı bu çocuğun benle? Sinirle üstüme yürüdü.
-"En son sana buraya gelmemeni söylemiştim. Neden anlamıyorsun? Salak mısın sen? Defol buradan." en son geldiğimde ağlamıştık. Bana buraya gelmememi söylememişti ki. Hayır ağlamayacağım. Ufak şeylere ağlamaktan nefret ediyorum çünkü.
-"En son buraya geldiğimde abinin öldüğünü söyleyip ağlamıştın. Şimdi ise git diyorsun. Ne kadar dengesizsin. Bazen seni anlamakta sıkıntı çekiyorum Kuzey. "
-"Bana bak çirkin, Kuzey kim bilmiyorum. Ayrıca benim abim yok tamam mı?" söylediklerine anlam veremedim. Daha fazla düşünmeyip gökyüzünü izlediğimiz sokağa doğru koştum. Oraya yolun ortasına oturdum. Bunu düşünmek istemiyorum. Neyi var bu çocuğun diye merak etmiyor değilim. Yanıma yaklaştığını görünce
-" Ne istiyorsun? Kovmadın mı sen beni ? Uyanana kadar gözünün önünde olmam." diye bağırdım.
-"Ne saçmalıyorsun kızıl. Seni daha yeni görüyorum." gayet ciddi görünüyordu. Artık kendimden şüpheleniyordum. Acaba şizofren falan mı oldum?
-" Bak Kuzey bu olay iki kere başıma geldi. Her seferinde inkar ediyorsun. Sıkıldım. Çok dengesiz davranıyorsun. Arkadaş olmaya başladığımızı düşündükçe sen bu şekilde davranıp beni delirtiyorsun."birden yüzü asıldı.
-"Sana bunu anlatamam. Sadece eğer sana kötü davranırsam bu bilinçli değil. Sadece bunu bilmen yeterli tamam mı? Bana güven sana kızgınsam yanımdan uzaklaş." Kafamı olumlu anlamda salladım. Anlatmak istemiyorsa onu zorlayamazdım.
-" Teşekkür ederim kızıl. Birgün anlatacağım söz. Sadece tek arkadaşımıda kaybedemem." Onu anlamaya çalıştım. Konuyu dağıtmak için konuşmaya başladım.
-"Birbirimizi tanıyacaktık camış. Hadi sor cevaplayayım sonra sıra bende." Kafasını salladı.
-"En sevdiğin renk?"
-"Mavi" diye cevapladım hiç düşünmeden. Sormaya devam etti.
-"En sevdiğin yemek?"
-"Pizza"
-"hobilerin ve fobilerin?"
-"resim yapmak ve koşmak hobim. Yükseklik ve böcekler fobilerim."
-"Peki ya erkek arkadaşın?"
-"Var. Deniz. Hem çocukluk arkadaşımı hem abimin kankası olur kendisi. 2 yıldır çıkıyoruz."
-"Hadi sen sor." dediğinde bende aynı soruları sormaya başladım.
-"En sevdiğin renk?"
-"Gri" cevabı ilgimi çekti.
-"Neden gri?"
-"Çünkü grinin belli bir çizgisi yoktur. Ne siyaha benzer ne beyaza ne de diğer renklere. İçinde her rengi barındırır gri. Beyaz tüm renkleri içerir evet ama siyah yoktur içinde. Oysa gri hem siyahi hem beyazı yani tüm renkleri içerir. Sanırım en çok bu yüzden seviyorum." Verdiği cevapla afalladım. Böyle bir açıklama beklemiyordum. Gülümsedim.
-"En sevdiğin yemek?"
-"Sanırım anne yemeklerinin hepsi." Sanırım kuzey sandığımın aksine çok duygusal bir insandı.
-"Hobilerin ve fobilerin?"
-" burada takılmak hayattaki tek eğlencem ve burayı kaybetmekte en büyük fobim." cidden verdiği her cevap çok anlamlıydı.
-"Kız arkadaşın var mı? Veya var mıydı?"
-"Hayır yok. Hiç olmadıda." Kuzey cidden yakışıklıydı ve hiç kız arkadaşı olmaması şaşırtmıştı. Aklıma bir soru takıldı. Duymuş gibi cevapladı.
-"Hayır,playboy değilim." Gülümsedim.
-"Peki neden hiç kız arkadaşın olmadı?"
-"Bunu sana sonra açıklarım kızıl. Duymuyorsun herhalde biri bağırıyor." Mert bağırıyordu.
-"Kuzenim çağırıyor. Kahvaltı zamanı yada fırça zamanı sanırım. Dün hepsini koltukta bırakmıştım. Boyunları tutulmuş olmalı." Kafasını salladı. El salladım.
...................
Uyandığımda 3 ölümcül insan pardon yaratık bana bakıyordu. Sanırım caferin bez getirmesi gerek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAYDA KAYBOLAN ÇİĞ TANESİ
Teen FictionBütün felaketler üst üste yığılabilir mi? Çisem en sevdiği hobiyi yaparken yani koşarken hayatının gerçeğini öğrendi. Bir felaketi atlatamadan diğer felaketi yüklenmek zorunda kaldı. Size de olmuyor mu? Sanki tüm kötü olaylar o ayı,günü,yılı beklemi...