1.BÖLÜM

225 24 3
                                    

Etraf karanlıktı. Yolda yürüyordum. Her şey çok ürkütücüydü. Benden başka kimse yoktu etrafta... Ellerim titriyordu. Beynimde dönen ilginç bir şarkıyla birlikte sonsuz karanlığa yürüyorum. Ben neredeyim? En önemlisi ben kimim? Arkadan duyduğum ayak sesleriyle oraya döndüm. Karşımda el ele bir kız ve bir erkek vardı. Kız huzursuz gözüküyordu. Erkek ise bir o kadar huzurluydu. Onlara neredeyim diye sorup sormamak arasında kaldım. Vazgeçtim,yola devam etmek için önüme döndüm. Önümde bir ayna vardı. Kendimi gördüm. Arkamdaki kz yoktu ama ben o kızdım. Evet,ben az önce o çocukla el ele olan kızdım. Çocuk hâla arkamdaydı. Peki o kız yani ben neden onun yanında huzursuz gözüküyordum. Birden yüksek sesli bir mırıltı doldu kulağıma... Bu sanki şey sesi gibiydi evet şey ALARM! Gözlerimi yavaş yavaş aralarken güneşten ışıldayan odama baktım. Her şey bir rüya mıydı? Peki bu rüyanın anlamı neydi? Beynimde bu sorular dolanırken kapı açıldı. İlk önce turuncu kafasını çıkarıp bana baktı sonra uyandığımı görüp gülümsedi. Abim gelmişti. Normalden daha yavaş hareketlerle odama girdi ve bana doğru yürümeye başladı. Ama ben hâla rüyanın etkisindeydim. Ben neşeli bir kızdım. Böyle karanlık rüyalar görmezdim. Rüya dedim ve geçiştirdim. Abim yatağa oturmuştu bile... Abim, Çağrı;turuncu kafa lise 4 öğrencisi,benim havucum. birbirimize boş boş bakarken gözlerini kıstı. Üzerimdeki ela etkisi azalmıştı ben ise onun aksine ne var gibisinden gözlerimi iyice açtım ve kafamı salladım.
-"Ne oldu sana Çisem?"işte beklediğim soru "ne oldu" ona rüyamı anlatmayacaktım.
-"Uykusuzum abi,bir şeyim yok."dedim ve gülümsedim. O da bana gülümsedi. Bana sarıldı ve "hadi bakalım"diyip odadan çıktı. O çıktıktan sonra oflayıp ayağa kalktım. Banyoya girdim. Aynaya baktım. Aklıma rüyadaki sahne geldi. Kafamı sallayıp zihnimden bunları yok ettim. Saçım dağılmış. Göz altım morarmıştı. Duşa girdim birçok kişinin aksine soğuk suya bayılan bir insandım. Kışın bile buz gibi suyla yıkanırdım. Suyu soğuk tarafa çevirip küvete girdim. Birkaç şarkıyı mixleyip kendimce mırıldanarak yıkandım. Çıktığımda daha iyi görünüyordum. Saçlarımı kuruttum ve kızıl saçlarımı açık bıraktım. Mavi gözlerimin ortaya çıkması için bir rimel sürdüm. İşte benim makyajım! üstüme okul formamı geçirdim. Ayakkabılarımı giyip bağcıklarımı bağladım. Çantamı koluma takıp aşağı indim. Annemi ve babamı öptükten sonra koltuğa oturup Kumsala mesaj attım.

Gönderilen:Kumkum
-Günaydın kuzum.

Kulaklığımı taktım ve şekerleme yapmak için gözümü kapattım. İki dakika iki dakikadır değil mi? Maalesef öyle olmadı CANIM ARKADAŞIM otuz saniye geçmeden mesaj attı.

Gönderen:Kumkum
-Günaydın çisi.

Telefonu kapattım ve yine bir mesaj sesiyle telefonu elime aldım.

Gönderen:Denizim
-Günaydın çisi çok özledim...

Gönderilen:Denizim
-Günaydın sevgilim. Ben daha çok özledim.

Mesajı yolladıktan sonra abimle evden çıktık. Yolda en sevdiğim şarkılardan biri çalınca şarkının sesini açtım ve gözlerimi kapadım.
.................
Yine aynı çocuk bu sefer o elimi tutuyor ama karşımda Deniz var. Gitmek istiyorum ama bırakmıyor. Çığlık atmak istiyorum ama sanki dilim yokmuş gibi... Gözümden bir damla yaş akıyor. Çocuk elimi daha çok sıkıyor. O kadar sıkıyor ki beyaz tenim morarmaya başlıyor. Bense sadece Denizin gözlerine o bal rengi gözlerine bakıyorum. Bana doğru yürürken ayağına bir zincir dolanıyor. Benim aksime o adımı haykırıyor. Bense sadece ağlıyorum. Yine bir ses ama bu bir melodi değil. "Artık uyan" diye bağırıyor. Ama ben uyanamıyorum. Her şey o kadar gerçek ki... Elimin acısı,Denizin haykırışları... nefes alamıyorum. Tam boğulacaklen derin bir nefes alıp uyanıyorum. Bana ne oluyor? Karşımda abim bana bakıyor. Korkmuş,titreyen gözlerle... Birden sıkıca sarılıyor. Son zamanlarda ne yaşadığıma anlam veremiyorum. Ben böyle bir kız değildim. Hep neşeli olan rüyamda gökkuşağı görürken artık karanlık odalar bazen bomboş sokaklar görüyordum. Abim benden ayrıldığında yüzünde acı çeker gibi bir ifade vardı. Ses çıkarmadım. Şu sıralar bazı şeyleri yapmadığım halde bana yapmışım gibi davranıyorlar ve bana çok dikkat ediyorlardı. Neden bilmiyorum. Bunları düşünürken arabadan inip okula girmiştim. Kumsal koşarak gelip bana sarıldı. Ona boş boş baktım ve yalandan gülümsedim. O da gülümsedi. Beraber sınıfa doğru yürüdük. Sınıfta Deniz'i gördüm. Yanına gittim ve yanağını öptüm. Beni görünce gülümsedi. O da diğer herkes gibi dalgın görünüyordu. Gülümserken gözü bileğime kaydı sonra gülümsemesi soldu. Öylece gözleri dolu dolu baktı. Bende gözümü bileğime çevirdim. Bileğimdeki morluk çok korkunç görünüyordu. Oysa ki evden çıkarken böyle birşey yoktu. Korkmaya başladım. Aklıma abim geldi koşarak üst kata çıktım. Onu buldum.
-"ABİ" elimden geldiğince bağırdım. Arkasını döndü ve bana baktı. Koşarak yanıma geldi.
-"Çisem,iyi misin? Ne oldu sana?'cevap vermedim sadece bileğimi gösterdim.
-"bu nasıl oldu? evden çıkarken yoktu. "Sesim titriyordu. Birkez daha bana ve bileğime baktı.
-"Arabada uyurken elin çarptı" dedi. Pek inandırıcı gelmesede ona inanmayı tercih ettim. Başımı olumlu anlamda salladım ve aşağı indim. Sınıfa girdiğimde Deniz yoktu. Ders başlamak üzereydi bu yüzden en arka sıraya oturdum. Öğretmen ders anlatırken ben rüyamda gördüğüm çocuğu resmediyordum. Resim yapmak en büyük tutkumdur. Hatta birkaç tane birinciliğim var. Ben resme dalmışken zil çalmış olmalı ki yanıma bir kız yaklaşıp:
-"bu çocuk kim böyle? çok yakışıklıymış" dedi. Gerçekten öyleydi onu takmayıp resmi katlayıp kırmızı telli matematik defterimin arasına koydum. O çocuk kim? Daha doğrusu öyle biri var mı? Varsa neden benim rüyalarımda?

UZAYDA KAYBOLAN ÇİĞ TANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin