Sokakta kuzeyi arıyordum. Binaların girişlerine baktım. Ama onu göremedim. Yıldızları izlediğimiz sokağa girince babamı gördüm. Ona koştum. Kollarımı iki yana açarak hızla koşuyordum. Bu sefer kaybolmadı. Ona sıkı sıkı sarıldım.
-"Seni özledim baba. Hemde çok çok özledim." her zamanki gibi saçımı okşuyordu. Gerçek gibiydi.
-"Babacım nerede kaldın?"diye soran Çağlaya baktım. Konuşmaya devam etti.
-"Annemle seni bekliyoruz." Babam benden ayrıldı. Konuşmadan uzaklaştı. Bir düre sonra kayboldular. Binanın girişine oturdum ve kafamı yukarı kaldırdım. Gökyüzüne baktım ve gözlerimi kapattım. Açtığımda en parlak yıldızı buldum. Kutup yıldızını. Onu takip ettim. Belki beni Kuzeye götürür diye ama onu bulamadım. Yüzüm düştü. Ses yankılanmaya başladı. Gözlerimi kapattım.
.......................
Uyandığımda başımda İzgi vardı. Uyanır uyanmaz sarılıp öptü. Elime telefonumu aldım. Her zamanki gibi kahvaltı hazır olana kadar yatmayı ve müzik dinleyip kitap okumayı düşünüyordum. İzgiyi nazik bir dille kovdum. Odadan çıktı. O çıkar çıkmaz içeri abim girdi.
-"Günaydın güzelim. Nasılsın?"
-"İyiyim abi sen?"
-"Bende iyiyim." Gülümsedim. Birden nefesim kesildi. Boğuluyordum. Yerimde çırpınırken abim paniklemişti. Kendine tokat attı. Sakin olmalıyım diye mırıldandı. Abim sakinleşmeye çalışırken kendimi zorladım. Sonunda azıcık nefes alabilmiştim. Yine denedim. Derin bir nefes aldım.
-"İyiyim ben bi anlık nefesim kesildi sadece"dedim.
-"Durumun kötüleşiyor Çisem. Doktora gidelim mi?" Kafamı hayır anlamında salladım. Ama kalbim sıkışıyordu. Kalbimdeki ağrıyı unutmaya çalışarak abime döndüm.
-"Ben iyiyim abi. Sana endişelenme diyemem ama iyiyim." Alnımdan öptü.
-"Sen öyle diyorsan öyle olsun. Ama anlıyorum çisem. Annemler öldüğünde güçlü durmaya çalıştın ama yapamadın. Deniz seni bıraktığında ise yine aynı kararı aldın ve bu sefer inat ettin güçlü olacağım diye. Gülüyorsun ama içten değil. Eskiden gözlerinle gülerdin. Seni eskisi gibi görmeyi özledim." Haklıydı. Beni en az benim kadar tanıyordu. Eskiden abimle çok eğlenirdik. Hiç kötü birşey gelmemişti ki başımıza. Gelse bile annemize sarılırdık. En kötü şey oyuncağımızın kırılmasıydı o zamanlar. Babam biz üzülmeyelim diye yenisini alırdı. Ama eskilerinin yerini tutmazdı. Artık çok neşesiz ölü ve sıkıcı bir hayatımız vardı. Eskiden üzgün anlar sayılıyken şimdi mutlu anlarımız yok denecek kadar azdı.
-"Çisem?" Abime döndüm.
-"Dalmışım." Kafasını tamam anlamında salladı.
-"Biraz yalnız kalabilir miyim Çağrı?" Ayağa kalkıp yavaşça odadan çıktı. Gözlerimi kapattım. Elimi kalbimin üstüne koydum. Deniz olayını sakin karşılamıştım ama içimde deprem olmuştu. Enkazın altında eziliyordu kalbim. Daha hiçbir şey için doya doya ağlayamamıştım. Çünkü bir enkazın altından çıkamadan ikinci deprem oluyordu. Ayağa kalkıp kapımı kilitledim. Elime birkaç kağıt aldım. İçime attığım her şeyi ne varsa yazmaya başladım. Yazarkende deli gibi ağlıyordum. Bir ara bizimkiler kapıyı açmam için bağırsada bağıra bağıra ağlamaya devam ettim. Yazmayı bitirdiğimde elimle ağzımı kapattım. Hıçkırıklarımı bastırdım ama ağlamaya devam ettim. Kapıyı açtım. Dördü de ağlıyordu. Abim kafasını ellerinin arasına almış ağlıyordu. İzgi Merte sarılmış sessizce ağlarken Mertte ağlıyordu. Kumsal Çağrının yanına çökmüş ve kafasını duvara yaslamıştı,burnunu içine çekiyordu. Kapının sesiyle bana döndüler.
-"Soru sormayın" dedim ve mutfağa indim. Çekmecedeki çakmağı alıp odaya çıktım. Ve kapımı kilitledim. Metal çöp kovamı önüme koydum. Kağıtları parçalamaya başladım. Un ufak olunca hepsini çöpe boşalttım. Yırtmadığım boş bir kağıt parçasına çakmağı tuttum. Ve onu da çöpe attım. Tüm kağıtlar yandı. İçimdeki enkaz şimdi yangın olmuştu. Sönmesi için su gerekti. Yangını söndürebilecek tek şey abim ve arkadaşlarımdı. Kilidi açtım ve hepsine sarıldım. Artık bitti. Ailemin acısı dinmese de dışarı vurmayacaktım. Rüyalarımda onları görüp hasret giderecektim. Hepsi beni sarmalamıştı. İşte şimdi içimdeki yangın söndü. Enkazın altında kalan kalbim rahatladı. Ama kalbimdeki kül kırıntıları her zaman orada kalacaktı bu yaşananların izi olarak ve benim onlar için yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAYDA KAYBOLAN ÇİĞ TANESİ
Teen FictionBütün felaketler üst üste yığılabilir mi? Çisem en sevdiği hobiyi yaparken yani koşarken hayatının gerçeğini öğrendi. Bir felaketi atlatamadan diğer felaketi yüklenmek zorunda kaldı. Size de olmuyor mu? Sanki tüm kötü olaylar o ayı,günü,yılı beklemi...