Sabah uyandığımda kendimi değişik hissediyordum. Bu gece camışı görmemiştim ve bu oldukça sinir bozucuydu. Sol yanımdaki masada duran telefonuma uzanmak için gözlerimi araladım. Sola dönmek istediğimde dönemedim çünkü sağımda Kumsal solumda İzgi bana sarılmış uyuyorlardı. Ve biz tek kişilik yataktayız. İzgiyi ve Kumsalı üstümden ittim. Yere düşünce Kumsal uyandı. Ve bana kızmaya başladı.
-"Sabah sabah böyle mi uyandırılır be! Azcık nazik ol. Kolum morardı,bacağım ezildi. Tırnağımın kırıldığını söylemek bile istemiyorum." Dil çıkardım. Telefona uzanırken yerde uyumaya devam eden İzgiyi gördüm. Kıkırdadım. Saate baktım. 9:12'ydi. Kamerayı açıp İzginin çoraplarımla birlikte uyuyuşunu çektim. Sonra sağa dönüp Kumsalın kızgın yüzünü çektim. Bundan sonra bol fotoğraf çekicektim. Olurda ilerde bu anları unutursam diye. Yataktan kalktım. Üstüme yarım bir bluz ve pembe bir kot (Multide var) ayağıma siyah babet giyip aşağı indim. Kahvaltı hazırlamaya başladım. Kalabalık olduğumuzdan bolca yumurta kırdım. Peynir zeytin gibi ıvır zıvırları tabaklara koyarken biri öpünce korktum. Gelen abimdi. Ona gülümsedim. Masaya oturdu. Bende herşeyi yerleştirip oturdum. Daha kimse inmemişti aşağıya.
-"Nasılsın çizi?" Yüzümü buruşturdum.
-"Kötüyüm." bir an panikledi.
-"Ne oldu?"
-"Yaptığın espriler daha erken ölmeme yol açıcak." söylediğimle tuttuğu nefesini dışarı verdi. Sonra pis pis sırıttı. Aşağı Mert ve İzgi indi. Arkasındanda çatık kaşlı bir adet Kumsal göründü. Herkes sofraya oturunca yemeğe başladık. Yemek yemeyi çok sevdiğimden kırdığım 10 yumurtanın neredeyse beşini ben yedim. "Artık yeter"diye bir ses duyunca yemeyi bıraktım. Midem İsyan ediyordu. Ayağa kalktım. Midem çok bulandığı için tekrar oturdum. Mert farketmişti. Ne olur sessiz ol gibisinden işaret parmağımı dudağıma götürdüm. Bakışlarıyla birşeyler anlatmak istesede bir türlü anlamadım. O sırada telefonum titredi.Gönderen: Erkek twin
-Bana anlatacaksın bakışı atıyorum anlamıyorsun. Kıt mısın azcık sanki?Hahaha çok komik(!) kıtmışım. Mesaja cevap vermedim. Aklıma camış gelince biran durdum. Her uykumda görüyordum. Neden bu sefer yoktu ki? Biri ayağıma tekme atınca etrafa baktım. Kumsal bana bakıyordu.
-"Daldın çisem" sanırım seslenmişti ama duymamıştım.
-"İçim geçmiş" dedim. Ayağa kalkıp odama geçtim. Kapıyı kitleyip yatağa oturdum. İnternetten hastalığımı araştırmaya başladım. Bu hastalığı olan insanların yorumlarını okudum. Cidden korkunçtu. Son evrede çıldırma aşamasına geldiklerini sık sık nefes darlığı,kısmi felç geçirdiklerini yazmışlardı. Tedavi olup sonuç alanlar vardı. Fakat alamayanlarında yorumlarını okumuştum. Belkide bu insanlar şimdi ölmüştü. İçine birkaç kere heves edip yazdığım sonra bir kenara attığım günlümü buldum. Şu anki duygularımı yazdım. Paylaşmak iyi geliyordu. Kapım tıklatılınca yanağımdaki yaşları elimin tersiyle sildim. Gözlerime üfledim. Kapıyı açtım. Mert gelmişti. İçeri girdi.
-"Anlat" dedi.
-"Neyi?"
-"Ne olduğunu çisem. Senin neler yaşadığını,aklına takılan şeyleri,çerçevendeki çocuğu,gözlerinin kızarıklığını anlat. En baştan dinliyorum."
-"Sana anlatıcam Mert ama diğerlerine söyleyip onlarıda üzmek yok." Kafasını olumlu anlamda salladı. Ve ağzına görünmez bir fermuar çekip anahtarı bana verdi. Bende en baştan herşeyi anlattım. Camışı,üzgünlüğümü ne varsa her şeyi... Baya rahatlamıştım. Bana sarıldı. Ben yanındayım dedi. Bundan sonra olanları sadece Merte anlatacaktım. Hem ona danışmış olacaktım hem de sıkıntımı içime atmayacaktım. Sıkıca sarılıp teşekkür ettim. İçeri Abim ve İzgi girdi.
-"Bizsiz kuzen sarılması mı yapıyorsunuz siz " abimin sözüyle kıkırdadım. Son zamanlarda fazla sevgi yumağı olmuştuk. Ne yapalım diye sorduklarında odamda oturup müzik dinlemek istediğimi söyledim. Odadan çıktıklarında kulaklığın sesini son ses açıp kalpsiz şarkısının dinlemeye başladım.(Multide var) bu sıralar bu şarkıya sarmıştım. Bende şarkıyı mırıldanmaya başladım. Odama göz gezdirirken çok kirlendiğini farkettim. Toz aldım sonra heryeri cifledim. Yerleri süpürüp sildim. Yığın olan kıyafetleri katlayıp dolaba yerleştirdim. Odaya birazda oda spreyi sıktım. Artık temiz görünüyordu. Raflardan bir kitap aldım. Mizah kitabıydı. Daha önce birkaç defa okumuş her seferinde mutlu hissetmiştim. Kitabı okurken uykum gelmişti. Gözlerimi açık tutmaya çalışsamda yüzümdeki aptal sırıtışla birlikte gözlerim karardı.Merhaba,ben ilk defa bir kitap yazıyorum ve aslında nasıl olacağını tam kararlaştırmış değilim. Fikirlerinize ve eleştirilerinize ihtiyacım var. Benim okunmam çok olsun diye bir hedefim yok. Şuan 150 kişiyiz ve cidden çok mutluyum. Umarım sizde hikayemi beğeniyorsunuzdur. Böyle olsa daha iyi olur gibi aklınıza takılan şeyleri benle paylaşıp bana yardımcı olursanız cidden çok sevinirim. Yorumlarınızı bekliyorum😃
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAYDA KAYBOLAN ÇİĞ TANESİ
Novela JuvenilBütün felaketler üst üste yığılabilir mi? Çisem en sevdiği hobiyi yaparken yani koşarken hayatının gerçeğini öğrendi. Bir felaketi atlatamadan diğer felaketi yüklenmek zorunda kaldı. Size de olmuyor mu? Sanki tüm kötü olaylar o ayı,günü,yılı beklemi...