20.BÖLÜM

36 11 0
                                    

Koşarak abimin odasına daldım. Hâlâ uyuyordu. Yatağa çıkıp zıplamaya başladım. Homurdanarak beni itti. Yere düştüm canım acımamıştı ama yalandan ağlamaya başladım. Hemen kalktı. Yanıma oturup tuttuğum bacağıma baktı.
-"Özür dilerim Çisem. İyi misin?" Kahkaha attım.
-"Nası kaldırdım ama"gülmeye devam ederken sinirle kalkıp banyoya girdi. Eskiden olsa yere düşüp ağlasam hayatta kalkmazdı. Hastalığım bazen işe yarıyordu sanırım. Ayağı kalkıp onun yatağına uzandım. Banyodan çıkmasını bekledim. Hastaneye yatmayı kabul edicektim. Hatta fikrimi değiştirmeden hemen beni götürmesini isteyecektim. Banyodan çıktığında yanıma oturdu.
-"Abi şimdi beni hastaneye götür." Lafa direk dalınca ilk önce şaşırdı. Sonra telaşlandı. Birşeyim var sanıp soru sorarken lafını kestim.
-"Hastaneye yatıcam iyileşmek istiyorum." Gülümsedi. Bende gülümsedim.
-"Vazgeçmeden götür beni. Her an vazgeçebilirim. Bilirsin azcık dengesizim."
-"Bilirim. Azcık dengesizsin." Azcık derken vurgu yapmıştı. Ne yani biraz fazla dengesiz olabilirim. Ayağı kalkıp elini uzattı. Bende kalktım. İzgi ve Mert kahvaltı yapıyordu.
-"Günaydın"diyip ağzına zeytin attı mert. Abim
-"Çisem tedaviyi kabul etti. Hastaneye gidiyoruz" diyince. Zeytin çekirdeği mertin boğazına kaçmış olmalı ki öksürmeye başladı. Aynı anda izgi sevinç çığlığı attı. Bu hallerine güldüm. Bu kadar sevineceklerini düşünmemiştim.
-"Bizde geliyoruz."diyip boynuma atladı İzgi. Çabuk seviniyorlardı. Ya iyileşemezsem diyen iç sesimi susturdum. Artık iyi düşünecektim. Beraber evden çıkıp abimin arabasına bindik. Yolda son ses müzik açıp dışarıyı seyrettim. Sahilden geçerken aklıma deniz geldi. Göz yaşımı hemen sildim ve gülümsedim. Araba çok lüks değildi ama üstünde pencere vardı. Üst camı açtım ve kafamı dışarı çıkarttım. Kollarımı iki yana açtım ve gözlerimi kapadım. Hızlı gitmiyorduk ve onca araba bana malmışım gibi bakıyordu. Umrumda değildi. Belki sahili birdaha göremeyecektim. Pardon kötü düşünmek yok uzun süre göremeyecektim ama illaki görecektim. Hastaneye geldiğimizde arabadan indim. Önüme döndüğümde hastanenin bahçesini gördüm. Derin bir nefes alıp içeri yürüdüm. Her şey güzel olacak.

Uzayın ağzından;
Pencereden Çisemi görünce elim ayağıma dolandı. Hemen ağaç evden indim ve bahçeye çıktım. Bir ağacın arkasına gizlendim. Bahçeden içeri girdi. Yanında 2 erkek 1 kız vardı. Tahminimce anlattığı kuzenleri ve abisiydi. Hastaneye doğru yürüdüler. Yalnız kalınca karşısına çıkacaktım. Neden gelmişti ki? Tedaviyi mi kabul etti acaba?
Doruk yanıma gelmiş baktığım yere bakıyordu. Melodi ise ağaç evden çıkmamıştı daha.
-"Güzel kızmış." Dedi doruk.
-"O kız bu kız. Rüyamdaki kız. Çisem." Dedim. Doruk gözlerini pörtletti.
-"Yok daha sucuk." Kaşlarımı çattım.
-"Aklıma ilk o geldi. Bilirsin sucuk severim."gözlerimi devirdim. Onların peşinden hastaneye girdim. Yalnız kaldığında onun karşısına çıkacaktım. Arkamı döndüm ve odama ilerledim.

Çisemin ağzından;
Danışmadan ayrılıp doktorun odasına giderken bahçede ilginç davranan çocuğu gördüm. Daha önce bir adama vurup iyi günler diyen çocuğu. Onu kolundaki bileklikten tanıdım. İki seferindede arkası dönüktü çünkü. Doktorun odasına girdiğimizde tedavi için birşeyler anlattı. Sonra ise beni bir odaya soktu.
-"Biz hastalarımıza çocuklarımız gibi bakarız çisem. Bana doktor dememeni daha önce konuşmuştuk zaten. Odayı istediğin gibi düzenleyebilirsin. Evden süs eşyası yatak örtüsü getirebilirsin. Burda bir dolap var zaten. Eminim burayı seveceksin." Çok sevecen bir adamdı. Gülümseyip kafamı salladım. Odadan çıktı. Bizimkilerde odada duran mavi uzun koltuğa oturdular.
-"Abi hadi gidin.yarın bana eşya getirirsiniz. Bende buraya uyum sağlayayım." Hepsine isteklerimi sıraladıktan sonra gittiler. Yarım saat kadar odada durdum. Sıkılınca koridora çıktım. Uzun koridorun sonunda bahçeyi gördüm. Güzel bir bahçeydi. Ağacın altındaki banka oturdum. Ve gözlerimi kapattım. Yanıma birinin oturduğunu hissettim. Gözlerimi açtım. Onu görünce afalladım.
-"Meraba" diyince gözlerimi ovuşturup kendime tokat attım işe yaramayınca cimcikledim. O hâlâ karşımda oturmuş sırıtıyordu.
-"Senin burda ne işin var? Ay pardon! Öyle demek istemedim yani sen gerçek miydin? Yine olmadı burdaysan gerçeksin. Beni hatırladın mı?"
-"Sakin ol kızıl. Heyecanlanınca fazla konuşuyosun."
-"Hadi be ordan. Sen kendine bak camış. Bi dakka ya konu bu değil." Kahkaha atmaya başlamıştı. Bense olanları kavramaya çalışıyordum. Demek o da beni rüyadında görüyordu. Her şey gerçekti. Vay be!
-"Kafam karıştı" diye mırıldandım. O da beni onayladı. Bu konuda konuşmamaya karar verip sarıldık. Kolundaki çipi fark ettim. Demek ki o dengesiz kuzeydi. Gerçek adı neydi acaba?
-"Senin adını hâlâ bilmiyorum. "
-"Gerçek ismim Uzay." Gözlerimi pörtletip ona baktım. Ona uzaya ilgim olduğunu söylemiştim. Gülümseyip önüne döndü. Bize doğru gelen kıza baktım. Koşarak Uzayın boynuna atladı.
-"Aramızda yeni bir kız var demek." Gülümseyince ona baktım bu kız kim şimdi?

UZAYDA KAYBOLAN ÇİĞ TANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin