UZAYDA KAYBOLAN ÇİĞ TANESİ

6.BÖLÜM

Sokak kalabalıklaşmıştı. Rengarenk lambalar,renkli kafeler...gerçekten yeni bir dünyaydı burası benim için. Onu arıyordum. Camışı... Etrafa bakındım onu bir binanın girişinde gördüm. Üstüne siyah bir mont giymişti ve kapşonu kafasındaydı. Herkesin aksine çok soluk ve cansız görünüyordu. Yanına gittim. Ondan çekinmiyordum sadece bana garip geliyordu. Omzuna dokundum. Bana baktı ve umursamadan önüne döndü. Elinde birşey vardı. Eline baktım. Bir anahtarla oynuyordu.
-"Bu ne?"kafasını bana çevirip gözlerime baktı.
-"Bu yerin anahtarı,bu hayal dünyasının yani benim hayatımın anahtarı." Bu anahtar cidden önemli olmalıydı yine de boşverip yanına oturdum. Elimi omzuna koydum.
-"Kankanla takıldığın yerin anahtarı"gülümsedi
-"Öyle"dedi.bende güldüm.
-"Ne kadar uykucusun" başımla onayladım.
-"öyleyimdir"
-"Hiç yalnız bırakmıyorsun,bi gitte kafa dinleyek" şive yapması onu komik yapmıştı. Hem soğuk hem sıcaktı. Çok garip davranıyordu.
-"o zaman ben gideyim gari! Sağılacak inekler beni bekleyip duru."yüzünü buruşturdu
-"Sana yakışmadı kızıl."
-"Sono yokoşmodo kozol" elimlede "bıdı bıdı" işareti yapıyordum. Beni duymamazlıktan gelip
-"Sokak kalabalıklaştı. Ben kalabalığı sevmem. Eskiden daha güzeldi."
-"o zaman bizde burdan gidelim.Ne dersin camış?"dedim. kafasını olumlu anlamda salladı.
-"nereye gitmek istersin?"diye sordum.
-"Sen nereye istersen kızıl. Yeter ki kalabalık olmasın."
-"Yıldızları izleyelim o zaman" elimi tuttu sokağın sonuna doğru koştuk. Sonunda sessiz bir yere gelmiştik. Yolun ortasına yattık. Doğru duydunuz yolun ortasına yattık. Yıldızlar çok güzel gözüküyordu.
-"Ne kadar çok var değil mi kızıl?"
-"Bu kadar yıldızı bulunduran uzay ne kadar büyüktür kim bilir"gülümsedi.
-"Uzay ve gökyüzü kavramları hoşuna gidiyor sanırım."
-"Evet,öyle" gerçekten astroloji ve gökyüzü merak alanlarımdandı. Bir süre konuşmadık. Sessizliği bozan yine bir sesti. Denizin sesi...
-"Uyan hadi güzelim."canım benim yaaaa:) camış bana baktı.
-"Bu kim?"
-"Deniz,benim erkek arkadaşım. Aynı zamanda çocukluk arkadaşım."
-"Öğreneceğim çok şey var kızıl. Bir dahakine bu konuyu konuşalım." Bende onu merak ediyordum. Ne kadar benim Hayal dünyam olsada onu ben yönetmiyordum. El salladım. O da el salladı.
.........................................
Uyandığımda karşımda Deniz vardı. Abim ve Kumsal ortada görünmüyordu.
-"Nasılsın?"
-"iyiyim deniz. Abim nerde?"
-"Çağrı yemek yiyor. Bende senin yanında kalmak istedim."
-"Deniz aslında bende senle konuşmak istiyordum."
-"Tamam çisi,konuşalım."
-"Bak Deniz, ben seni seviyorum ve hastalığımın son evresinde beni o şekilde görüp terketmenden korkuyorum.Belki sana bencilce gelebilir düşündüklerim. Emin ol,yanımda olmanı çok isterim ama sen istemezsen baştan söyle ki o zaman kendimi yıpratmayayım."
-"Saçmalama çisi tabi ki yanında olucam."gülümsedim. Böyle diyeceğini az çok tahmin ediyordum. Yine de bu konuyu ona açmazsam içim rahat etmeyecektim. Kapı tıklatıldı. Içeri abim girdi. Onunlada konuşmam gerekenler vardı. Örneğin annem ve babam... Ama bugünlük konuşma kotamı doldurduğumu düşünüp boşverdim. Abim elinde bir kase çorbayla gelmişti. Yatağımın kenarına oturdu. Içirmeye başladı. Evde olmak güzeldi. Çorba kesinlikle hastane çorbalarından daha güzeldi. Abim güzel çorba yapar yine onun yaptığını içine koyduğu kremadan anladım. Genelde çorbalarına krema eklerdi. Bu da benim hoşuma gidiyordu. Ben abileriyle kötü geçinenleri anlamıyorum. Onun gıcıklıkları bile yaşamama sebep olan en önemli etkenlerden biri. Çorba bittiğinde uzanıp abimin yanağını öptüm.
-"Krema ve salya karışımı bir ıslaklık...Oh my Allah! Hemen yanağımı ciflemeliyim."kıkırdadım. Denizde güldü. Deniz;
-"Gel kanka cif mutfakta"dedi ve abimi alıp aşağıya indi. Yine yalnız kaldım. Duvardaki resme bakıp sırıttım. Bu resimlerden biraz daha yapmalıydım. Bu sefer biri içeri bodoslama daldı. İçeri Kumsal girdi.
-"Bak sana kimi getirdim."büyük bir heyecanla el çırptı. İçeri giren kişiyle bende el çırptım. Yataktan çıkıp koştum ve üstüne atladım. İZGİ GELMİŞTİ!!!