Bölüm 7 - MELANKOLİ

355 11 45
                                    







2008 AĞUSTOS

''Neyin var? Gene neye sıkıldı canın?''

''Yok, bir şey Minel, sabahtan beri kafamı ütüledin.''

''Ne bileyim seni böyle görmeye alışkın değilim Hilal.''

''Aslında ben hep böyleyim Minel, sadece...'' deyip duraksadım. '' Neyse boş ver.''

''Sadece ne? Arkadaşın değil miyim? Neden anlatmıyorsun derdini?.''

''Bu konuları konuşmayı pek sevmiyorum. Arkadaşımsın tabi ki.'' Sıkıntılı bir nefes verip arkama yaslandım.

''O zaman sorun ne? İki buçuk aydır görüşmüyoruz ve geldiğinden beri yüzün asık.'' Kafedeki gürültüye karışan sigara dumanları gözlerimin yanmasına sebep olmuştu. Ağır ağır gözlerimi kırptım ve uzun bir süreliğine gözlerimi kapadım.

Rahatlayamıyordum...

Kafam fazlasıyla karışıktı ve evde durumlar pekiyi değildi. Yaz tatili bitmek üzereydi. Tatil boyunca teyzemlerde kalmıştım ve harçlığımı çıkarmak içinde bir kafede garsonluk yapmıştım. Teyzemin yazlığı kafamı dağıtmak için idealdi. Çalışmama fazlasıyla karşıydılar fakat ne yapıp edip onları ikna etmeyi başarmıştım. Sosyal olmak istediğimden bahsetmiş olmam ikna olmaları için geçerli bir sebepti elbette.

Nehir ile bu tatilde ayrı düşmüştük. Seyren ile birkaç haftalığına teyzemlere beni ziyarete gelmişlerdi. Evdeki durumlardan üstü kapalı bahsetmişlerdi. Annemin aramama sebebini sorduğumda cevabı geçiştirmişlerdi. Babam her zamanki yurtdışı seyahatlerindeydi belli ki. Okulun açılmasına birkaç hafta kalmıştı. Teyzemlerden dönmüş ilk fırsatta Minel ile buluşmuştum. Buradan sonra halamlara geçecektim. Nehir ve Seyren ile tatilin son demlerini noktalamayı düşünüyordum.

''Telefonun çalıyor Hilal.''

Gözlerimi açıp cebime tıkıştırdığım telefonu çıkardım ve arayanın ismine baktım. Serdar'a bugün geleceğimin haberini vermiştim. Her yaz kaçtığımı bilirdi. Eve durmak canımı fazlasıyla sıkıyordu. Yalancı bir öksürükle boğazımı temizleyip telefonu cevapladım.

''Efendim Serdar?'' buzlu çayımdan kısa bir yudum alıp ağzımdaki kuruluktan kurtulmaya çalıştım. Ağustosun ortalarındaydık ve fazlasıyla sıcaktı.

''Hoş geldin kaçak.''

''Pek hoş bulamadım ama neyse...''  deyip gözlerimi devirdim.

''Ne o tersinden mi uyandın gene?'' yanaklarımı şişirip sıkıntıyla nefesimi dışarı üfledim. Masadan duran sigaradan bir dal çıkarıp tutuşturdum. Aynı zamanda Serdar'a laf yetiştirmeye çalışıyordum.

''Ne alakası var? Hem neredesin sen Serdar?'' Minel'e kaçamak bir bakış atıp sigaradan uzun bir nefes çektim.

''Annem hastaydı onun yanındayım fırsat bulursam seni görmeye gelirim.'' Kaşlarımı kaldırıp elimi soğuğundan buğulanan cam bardağa sarıp serinlemeye çalıştım.

''Nesi var Birgül teyze iyi mi?''

''Pek sayılmaz Hilal. Neyse konuşuruz.''

''Tamam, bak haber ver bir sorun olursa ara. Bir şeye ihtiyacın olursa duy-''

''Tamam, Hilal görüşürüz.'' Üzgün bir şekilde telefonu kapattım. Mesaj kısmına girip Serdar'a uzun bir mesaj atıp beni her şeyden haberdar etmesini istedim. Aradan yarım saat geçtikten sonra oturduğum sandalye bana batmaya başlamıştı.

İNKİSAR-I HAYALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin