Gözlerimi kırpıştırmamla, odamın kapısının aniden açılması bir oldu. Kalbim bana ihanet ediyordu. Düzene girmeyen soluğumla, buğulanan gözlerimi Seyren'e çevirdim.
''Bende diyorum ki bu kız ne yapıyor? Saatlerdir sesin çıkmıyor hazırlanmamışsın da? Berva...?'' kafamı sol tarafa çevirdim ve orada olmasını istediğim kişiyi aradı gözlerim. Fakat etrafta kıpırdayan hiçbir şey yoktu. Gözlerimi tekrar kırpıştırdım ve odayı baştan aşağıya süzdüm.
''Berva iyi misin? Neler oluyor?'' kafamı endişelenen Seyren'e çevirdim ve sakinleşmek için derin bir nefes aldım.
''İyiyim... Sadece uyuyakalmışım.'' Dedim renk vermemeye çalışarak.
''Emin misin istersen çıkmayalım.'' Dedi. Saatlerdir heyecanla hazırlanan sanki o değilmiş gibi evde kalmayı teklif etmişti.
''Hayır... Hayır, iyiyim hadi sen in bende hazırlanıp gelirim. '' dedim ve sıkıntıyla nefesimi verdim. ''Bu arada saat kaç?''
Kafamı dağıtmalıydım bu aşırı stres beni fazlasıyla zihinsel ve bedensel olarak yormuştu. Elindeki küçük çantadan telefonunu çıkardı ve ekrana baktı.
''Saat 22.34 Serdar aradı mı?'' heyecanını bastırmaya çalışsa da başarılı olduğu söylenemezdi. Seyren'in telefonunu görünce sağıma soluma baktım.
''Bilmiyorum. Telefonum nerede?'' sanırım telefonumu dalgınlıkla salonda bırakmıştım.
Az önce yaşadığım hayal mi gerçek mi ayırt edemiyorken Seyren'e renk vermemek için adeta kıvranıyordum. Usulca yataktan kalktım.
''Salonda olabilir neyse ineyim ben sende hazırlan o zaman.'' Dedi ve odadan çıktı.
Nihayet yataktan kalktım ve banyoma girdim.
Soğuk suyu açtım ve elimi yüzümü yıkadım. Kendime gelmeye çalışırken söylene söylene banyodan çıktım.
Uyanır uyanmaz yaşadığım o saf heyecanla, gördüğüm kâbus aklımdan çıkmıştı. Uzun zamandır böyle kâbuslar görüyordum ve bu beni de zihnimi de fazlasıyla yoruyordu. Yaşadığım ağır olayların sonucunda bilinçaltımın beni cezalandırma şeklide buydu sanırım.
Yüzümü kurutmadan diş fırçama uzandım ve fırçama ufak bir parça macun sürdüm. Ağır ağır dişlerimi fırçaladım. Beynime hucüm eden soruları elimin tersiyle kovaladıktan sonra banyodaki işlerimi hallettim ve banyodan çıktım.
Gardrobuma yaklaştım ve gece için giyeceğim birkaç parça eşya çıkarttım.
Uzun bacaklarımı saran siyah dar jeanimi giydim ve üstüme siyah kalın askılı streç bir atlet giydim.
Gözlerime bolca rimel sürdüm ve kahverengilerime siyah göz kalemiyle sınırlar çizdikten sonra vişne kırmızısı bir ruju dudaklarıma sürdüm. Yarım deri ceketimi giydim. Ve ayakkabı dolabımdan çıkardığım kışlık topuklu çizmelerim ayağıma geçirdim. Uyurken dağınıklığın hat safhasına ulaşan saçlarımdan, ufak tokayı çıkardım ve ellerimle taradıktan sonra önümdeki ufak tutamları yüzüme gelmeyecek şekilde arkadan topladım.
Hazırdım, odamdan çıktım ve ağır adımlarla odamın bulunduğu kattan ilerledim. Merdivenlerin başına geldim ve salonda gözlerimi gezdirdim. ''Bu ne hız? Bir ara nasıl bu kadar hazırlanabildiğini Seyren'e de anlatmalısın. '' diyen Serdar'a çevirdim gözlerimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNKİSAR-I HAYAL
Misterio / SuspensoSaniyenin onda biri olan bir dilimde gözlerimi ağır ağır kırptım. Hissetmiştim...Hissetmiştim ve bu aslında beklediğim bir durumdu.Saniyenin onda biri olan bir dilimde; acı vardı, intikam hırsı vardı, kaybetmenin eşiğinde olmanın verdiği öfke vardı...