Bölüm 16 Kederin Oyunu

548 4 45
                                    


2017 KASIM

Mızrağın keskin tarafına benzeyen anılar güden zihnim, amansızca bir savaşın ortasında beni yaralayan diğer düşmanımdı.

Zihnim, bana anılarımı silah yapmış, namlunun ucu ise gözbebeklerimi hedef almıştı. Bu silahı tetikleyen şey ne olabilirdi?

Vicdan mı?

Peki, ben kendime karşı vicdanlı mıydım? Buna müsaade var mıydı?

Ben, sadece yorgundum. Bana doğrultulan silahın hiçbir önemi yoktu. Tetiği çekenin de...

Belki de beni farkında olmadan kurtaracaktı o kurşun, bunu bilemezdim. Bilemiyordum...

Parmak boğumlarımdaki çizgilerde gezinen kanın sıcaklığı elimi yakıyordu. Kendi kendine zarar veren delinin tekiydim. Zihnim bedenimi alaşağı ediyordu. Düşünerek, anıları göz kapaklarıma sunarak, geçmişi hatırlatarak... Deliriyordum?

Hiç bir şey bilmiyordum.

Eray bütün gün başımda durmuş ve ben defalarca kabuslardan çığlık çığlığa uyanmıştım. Her nasılsa beni sakinleştirmiş, tekrar uyumam için epey çabalamıştı.

Şimdi ise hemen yanı başımdaki kanepede uyuyakalmıştı. Sağ elini işaret parmağı biraz hava da kalmış, iri ellerinin, uzun kemikli parmaklarını dizine yaslamıştı. Derin derin nefesler alıyor, göğsü huşu içinde inip kalkıyordu. Kısık kahverengilerinin etrafını saran kirpiklerin kıvrımı dikkatimi çekmeyi başarmıştı. Saçları dağılmış, alnının çeperine yayılmıştı. Ellerimi birleştirdim, yan yattığım koltukta, başımın altına koyup onu bir müddet daha izledim.

Bu oyalanmak için yeterli bir sebepti.

Yalan.

Onu izlemek hoşuma gitmişti.

Bazı şeyleri kendime itiraf etmekte zorlanıyordum. Gözlerimi ağır ağır kırptım. Alnımda biriken terleri umursamadan pür dikkat onu izlemeye devam ettim. Uyanalı ne kadar olmuştu bir fikrim yoktu, açıkçası pekte umursamıyordum. Fakat lavabo ihtiyacım beni fazlasıyla zorlamıştı.

Gene de kalkmadım.

Düşüncelerim yolundan sapmaya başladığı vakit içimi sızlatacak bir vicdanın peşimde olduğunu hissediyordum. Ama olmayacaktı. Vicdan yapmayacaktım. Sadece, çok garipti. Garip hissediyordum?

Huzurlu gibi?

Eray kanepede hafifçe kıpırdandığında, bende uzandığım yerden kalktım. Üzerimdeki polar örtüyü onun üstüne örttüm. Sönmüş olan şömineye kısaca göz attıktan sonra salonun çıkışına doğru ilerledim. Ev sessizdi ve gece üzerimize inen siyah bir perdeydi. Alt kata inip ihtiyaçlarımı giderdim. Aynada karşı karşıya kaldığım aksim sinirlerimin hoplamasına sebep oldu. Geceyi saran karanlık beni ürkütmüyor aksine garip bir şekilde rahatlatıyordu.

Duşa kabinle bakışmamız birkaç saniye sürdü, ardından üzerimdeki terli kıyafetlerden kurtulup sıcak suyun altına sığındım. Kısa bir duşun ardından giysi odasından rahat edeceğim birkaç parça kıyafeti üzerime çektim. Yün hırkalardan birini sırtıma alıp saçlarımı kuruttum. Eray'ın evde olduğu gerçeği içimdeki kız çocuğunun karnının karıncalanmasına sebep oluyordu. Bu hissi çar çabuk def edip kuruyan saçlarımı ufak bir tokayla topladım. Yanaklarıma ve enseme firar eden kısa tutamları el yordamıyla düzeltip üst kata çıktım.

İNKİSAR-I HAYALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin