ÖNCE ELİNİ SONRA BAŞINI KESERİM!

1K 31 0
                                    

İlyas Sadık'ı geriye doğru iter. Sonra Enişteye döner ve uzunca bakar. Enişte anlar ve başını sallar. İlyas odadan çıkar. Seri adımlarla arabasına gider ve galeriye sürer.
*HASTANE*
M:Hızır?
H:Ha Meryem.
M:Ben hep kendimi çocuklarımı senin bir gün gideceğine alıştırdım.
H:Gitmek?
M: -Fısıldar gibi- Ya diyemedim işte... Ölümüne.
Der ve gözlerini kaçırır.
H:Ee?
Meryem tekrar Hızır'a bakar.
M:Ama ben ne kendimi ne seni nede bir başkasını Alpaslan'ın ölümüne alışıtırmadım. O vicdan azabı berbat bir şeymiş Hızır. Her baba yiğit giremezmiş altına. Onu anladım.
Hızır elini Meryem'in omzuna atar ve Meryem'i kendine çeker.
H:Aşkta öyle. Hatta daha beter. Her baba yiğit altından kalkamaz. En azından vicdan azabı duyulan kişi önceden bellidir. Ama aşk öyle mi? Ne yeri var ne zamanı... Sende öyle geldin bana Meryem. Belki sen iyi kötü kendini benim yokluğuma alıştırdın ama ben 100 asırda geçse alıştıramam.
*GALERİ*
İlyas Sadık'ı aralıksız 2.5 saat dövmüştür, işkence etmiştir. Odadan çıkar. Adamlara döner.
İ:Kendine gelince beni çağırın. Der ve kendi odasına gider. Enişte İlyas'ın yarılan parmaklarını görünce İlyas'a bakar.
E:Bir pansuman falan yaptıralım İlyasım. Kötü olmuş elin.
İ:Darısı başına. Enişte. Gelmeyin odama. Der ve odasına girer.
***
10 dakika sonra gelen haberle İlyas odasındam çıkar ve Sadık'ın yanına gider.
İ:Alışabildin mi bize? Ha yanlış anlama sakın normalde böyle kaba insanlar değiliz ama mahremimize, namusumuza göz dikenlere ve bize sıkıp içimizden birini vuranlara karşı böyle oluyoruz. Prensip meselesi. Ama senin iyliğin için keşke o vurduğunuz ben olsaydım. Çünkü Alpaslan uğraşmaz. Direk sıkar. Ama ben seviyorum uğraşmayı. Böyle gıcık etmeyi ne bileyim canını yavaş yavaş almayı. Huyum kurusun. Der ve yarı baygın adama yumruğunu geçirir. Sonra kafasını kaldırır.
İ:Senin o devamı gelecek diyerek yaptığın uyarı(!) var ya bende senin üstünden onu yapacağım. Seni meydanda sallandırıp "bir sonraki siz olmak istemiyorsanız ayağınızı denk alın" diyeceğim. Der ve bir yumruk daha atıp kapıya ilerler. Sadık ağzındaki kanı yere tükürür ve zor çıkan sesiyle konuşur.
S:Ben "Çakırbeyliler'e saldırmam" deyince CIA de aynen böyle demişti. İlyas.

Sakdık'ın son söylediği cümleyle İlyas arkasını döner ve seri adımlarla yanına ulaşır. Gözlerini kısar.
İ:Ne dedin sen?
S:CIA dedim. Beni doldurdular. Mahmut dediler. İntikam dediler. Gaza geldim. Hepsini CIA yaptırdı. Aracı oldum sadece.
İlyas hemen odadan çıkar ve abisini arar. Hızır açar.
H:Ha İlyas.
İ:Abi hemen galeriye gelmelisin.
H:Ne oldu İlyas ters bir durum mu var?
İ:Abi telefonda diyemem da. Dinleyiler.
H:Tamam geliyorum ben bekle.
Hızır telefonu kapatır.
M:Ne oldu Hızır. Kötü bir şey mi var?
H:İnşallah yoktur Meryem.
Der ve ayağa kalkar. Meryem'i alnından öper.
H:Duruma göre gelmeye çalışacağım.
Meryem başını sallar.
M:Dikkat et.
H:Olur ederim. Der ve tekrar alnından öpüp hastaneden çıkar. İlyas sinirinden yerinden duramıyordur. Depoda bir sağa bir sola volta atıyordur. Yarım saat sonra Hızır gelir.
H:Vehbi?
V:Buyur Reis.
H:İlyas nerde?
V:Depoda reis seni bekliyor. Sanırım çok kötü bir şey olmuş.
Hızır hemen depoya iner.
H:Ne oldu İlyas?
İ:Daha ne olsun abi. Başımıza taş yağacak taş!
H:Ne taşı ne saçmalıyorsun İlyas? Ayrıca bu üstün başın ne böyle her yer kan.
İ:Abi konumuz bu mu şimdi?
H:Konumuz ne İlyas? Taşlar mı?
İ:Yok abi CIA. Onlar kaya oluyor. En büyüğünden. Çarpıştık sanırım.
H:CIA mi? O nerden çıktı şimdi?
İ:Bu bizim eve saldıran it CIA yaptırdı dedi. Her şey oyun, benim üzerimden oynandı dedi.
H:Bizim eve o adamları CIA mi göndermiş?
İ:Aynen öyle... Planın en abi? Özlerle mi konuşacaksın?
H:Şimdi değil önce kendi bildiğim yoldan gideceğim. Bakacağım. Eğer Özer de bu plana dahilse onu da bitireceğim. Ünal'ın en ufak bir bilgisi varsa. Onu da Özeri de Yılmazı da o masaya gömeceğim. Kimse mahremime el uzatamaz. Önce elini sonra başını keserim.

İYİ OKUMALAR!! 


Eşkıya Dünyaya Hükümdar OlacakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin