GIZEM-2

782 27 4
                                    

RENKLİ BIR BÖLÜMDÜ. KEYİFLİ OKUMALAR!
*CANSU EV*
Cansu Meryemle telefonda konuşuyordur.
C:Nasıl olsun abla. Güzel. En azından Alpaslan yok.
M:Kızım deme öyle. Barışırsınız. Bak gör.
C:Pek sanmıyorum abla.
M:Her şey olacağına  varır üzme kendini. Tamam mı?
C:Tamam abla.
M:Hadi iyi geceler.
C:Sana da abla.
Telefonu kapatır ve koltuğa biraz daha yayılır. Dışarıyı izlemeye başlar. Sonra kapı çalar. Saat 12:30 olduğu için ister istemez korkar. Kapı tekrar çalınca kalkıp kapıya gider. Delikten bakıp gelenin Alpaslan olduğunu görünce şaşırır. Kapıyı açmaz.
A:Cansu. Kapının önünde olduğunu biliyorum. Ama eğer kapıyı açmazsan tüm apartman burada olduğumu öğrenecek.
Cansu bir tepki vermez.
A:Yapamayacağımı mı düşünüyorsun? -sesini yükseltir- Cansu! Cansu kapıyı açar mısın?
Cansu apartmandakiler uyanmasın diye el mahkum kapıyı açıp Alpaslan'ı içeriye çeker ve kapıyı kapatır.
C:N'aptığını sanıyorsun sen!?
A:Kendimi affettirmeye çalışıyorum.
C:Kapıma dayanarak mı!? Bak Alpaslan beni küçük düşüren biri benim gözümden de düşmüştür. Anladın mı? Şimdi git.
A:Ama bana o gün ki gibi nefretle bakmıyorsun Cansu. Şimdi arada kalmış gibisin. Bir tarafın affet derken diğeri kabul etmiyor. Bunu görebiliyorum. Gözlerinde.
Cansu gözlerini kaçırır ve Alpaslan'a tekrar sabitler.
C:Cidden bu konuşmayı yapmayacağım. Lütfen gider misin?
Alpaslan bir tepki vermez.
C:Alpaslan anlamıyor musun!? Biz olamayız artık. Sen beni o kadar insanın içerisinde küçük düşürdün. Benim gururumu ayaklar altına aldın. Ben seni affedemem. Yapamam.
Cansu'nun gözleri dolar. Alpaslan Cansuya sarılır. Kulağına fısıldar.
A:Seni kaybetmeyeceğim. Özlem gibi gitmene izin vermeyeceğim. Affettireceğim kendimi. -Cansudan ayrılır- Bir şekilde.
*ESİL EV*
Hayriye Anne arayıp kahvaltıya çağırdığı için herkes hazırlanmıştır.
G:Günaydın!
E:Günaydın canım.
G:Sanada günaydın enişte!
İlyas başını sallar.
İ:Günaydın... E hadi çıkalım.
*MERYEM EV*
H.A:Eksuk bir şey var midur?
M:Var anne var.
H.A:Ney eksiğdur?
M:Kuş sütü anne.
H.A:Adnan alıp gel- Utanmayasun ananla dalga geçmeye.
M:E anne kahvaltıda yenebilecek her şeyi koydun sofraya yeter.
H.A:Eyi eyi.
Kapı çalar.
H.A:Lutifye koş kapiyu aç.
Lütfiye kapıyı açar.
L:Hoşgeldinuz.
Es:Merhabalar.
G:Hoş gördük.
E:Merhaba Lütfiyecim.
Hayriye Anne salonda oturmuştur.
M:Anne n'apıyorsun? Dünürün geldi kalksana.
H.A:Kendimu ağırdan satayrum. O kadar yüz goz olmaya gerek yok. Hayde sen git. Ben kalkarum.
Meryem sıkıntıyla nefes verir ve gider. Hızırda aşağıya iner.
H:Hoşgeldiniz.
Es:Hoşbulduk.
M:Buyrun sofraya geçelim.
Hayriye Anne en son gelir.
H.A:Hoşgeldinuz.
Es:Hoşbulduk.
Hayriye Anne de oturduktan sonra Alpaslan gelir.
A:Afiyet olsun.
H:Gel beraber olsun yeğenim.
A:Yok amcacım benim biraz işim var çıkmam lazım.
H.A:Nereye haç karnuna?
A:İşim var babaannem gelirim.
Der ve Hayriye Anneyi öpüp çıkar.
Gizem dikleşir ve Hızır'a doğru bakar.
G:Hızır Bey bir şey sorabilir miyim?
H:Abi dersen niye olmasın?
G:Peki, Hızır Abi. Gözleriniz lens mi?
Masadaki tüm Çakırbeyliler de derin bir gülümseme belirir. Esra Gizem'i dürter.
E:N'apıyosun..? Sen onun kusuruna bakma Hızır Abi. Saçmalar arada böyle.
G:Ne var ya o renk bir lens yapabilen bir yer varsa bende istiyorum.
Hızır hafif kıkırdar.
H:Maalesef Gizemcim lens değil kendi gözüm.
G:Vay anasını ya!
E:Gizem!
G:Yani ne güzel. Allah bağışlasın. -saçmaladığını anlar- Amaaan yani Allah nazardan saklasın.
H:-gülerek- Amin amin.

Eşkıya Dünyaya Hükümdar OlacakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin