RENKLİ BIR BÖLÜMDÜ. KEYİFLİ OKUMALAR!
*CANSU EV*
Cansu Meryemle telefonda konuşuyordur.
C:Nasıl olsun abla. Güzel. En azından Alpaslan yok.
M:Kızım deme öyle. Barışırsınız. Bak gör.
C:Pek sanmıyorum abla.
M:Her şey olacağına varır üzme kendini. Tamam mı?
C:Tamam abla.
M:Hadi iyi geceler.
C:Sana da abla.
Telefonu kapatır ve koltuğa biraz daha yayılır. Dışarıyı izlemeye başlar. Sonra kapı çalar. Saat 12:30 olduğu için ister istemez korkar. Kapı tekrar çalınca kalkıp kapıya gider. Delikten bakıp gelenin Alpaslan olduğunu görünce şaşırır. Kapıyı açmaz.
A:Cansu. Kapının önünde olduğunu biliyorum. Ama eğer kapıyı açmazsan tüm apartman burada olduğumu öğrenecek.
Cansu bir tepki vermez.
A:Yapamayacağımı mı düşünüyorsun? -sesini yükseltir- Cansu! Cansu kapıyı açar mısın?
Cansu apartmandakiler uyanmasın diye el mahkum kapıyı açıp Alpaslan'ı içeriye çeker ve kapıyı kapatır.
C:N'aptığını sanıyorsun sen!?
A:Kendimi affettirmeye çalışıyorum.
C:Kapıma dayanarak mı!? Bak Alpaslan beni küçük düşüren biri benim gözümden de düşmüştür. Anladın mı? Şimdi git.
A:Ama bana o gün ki gibi nefretle bakmıyorsun Cansu. Şimdi arada kalmış gibisin. Bir tarafın affet derken diğeri kabul etmiyor. Bunu görebiliyorum. Gözlerinde.
Cansu gözlerini kaçırır ve Alpaslan'a tekrar sabitler.
C:Cidden bu konuşmayı yapmayacağım. Lütfen gider misin?
Alpaslan bir tepki vermez.
C:Alpaslan anlamıyor musun!? Biz olamayız artık. Sen beni o kadar insanın içerisinde küçük düşürdün. Benim gururumu ayaklar altına aldın. Ben seni affedemem. Yapamam.
Cansu'nun gözleri dolar. Alpaslan Cansuya sarılır. Kulağına fısıldar.
A:Seni kaybetmeyeceğim. Özlem gibi gitmene izin vermeyeceğim. Affettireceğim kendimi. -Cansudan ayrılır- Bir şekilde.
*ESİL EV*
Hayriye Anne arayıp kahvaltıya çağırdığı için herkes hazırlanmıştır.
G:Günaydın!
E:Günaydın canım.
G:Sanada günaydın enişte!
İlyas başını sallar.
İ:Günaydın... E hadi çıkalım.
*MERYEM EV*
H.A:Eksuk bir şey var midur?
M:Var anne var.
H.A:Ney eksiğdur?
M:Kuş sütü anne.
H.A:Adnan alıp gel- Utanmayasun ananla dalga geçmeye.
M:E anne kahvaltıda yenebilecek her şeyi koydun sofraya yeter.
H.A:Eyi eyi.
Kapı çalar.
H.A:Lutifye koş kapiyu aç.
Lütfiye kapıyı açar.
L:Hoşgeldinuz.
Es:Merhabalar.
G:Hoş gördük.
E:Merhaba Lütfiyecim.
Hayriye Anne salonda oturmuştur.
M:Anne n'apıyorsun? Dünürün geldi kalksana.
H.A:Kendimu ağırdan satayrum. O kadar yüz goz olmaya gerek yok. Hayde sen git. Ben kalkarum.
Meryem sıkıntıyla nefes verir ve gider. Hızırda aşağıya iner.
H:Hoşgeldiniz.
Es:Hoşbulduk.
M:Buyrun sofraya geçelim.
Hayriye Anne en son gelir.
H.A:Hoşgeldinuz.
Es:Hoşbulduk.
Hayriye Anne de oturduktan sonra Alpaslan gelir.
A:Afiyet olsun.
H:Gel beraber olsun yeğenim.
A:Yok amcacım benim biraz işim var çıkmam lazım.
H.A:Nereye haç karnuna?
A:İşim var babaannem gelirim.
Der ve Hayriye Anneyi öpüp çıkar.
Gizem dikleşir ve Hızır'a doğru bakar.
G:Hızır Bey bir şey sorabilir miyim?
H:Abi dersen niye olmasın?
G:Peki, Hızır Abi. Gözleriniz lens mi?
Masadaki tüm Çakırbeyliler de derin bir gülümseme belirir. Esra Gizem'i dürter.
E:N'apıyosun..? Sen onun kusuruna bakma Hızır Abi. Saçmalar arada böyle.
G:Ne var ya o renk bir lens yapabilen bir yer varsa bende istiyorum.
Hızır hafif kıkırdar.
H:Maalesef Gizemcim lens değil kendi gözüm.
G:Vay anasını ya!
E:Gizem!
G:Yani ne güzel. Allah bağışlasın. -saçmaladığını anlar- Amaaan yani Allah nazardan saklasın.
H:-gülerek- Amin amin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olacak
FanficTürkiye'nin ileri gelen mafyalarından biri... Hızır Çakırbeyli. Oturduğu masada yaşadığı gerginliğin üzerine birde aile hayatı eklenirse..? Eşi kendisi kadar sert duruşlu. Çocukları da en az diğer aile üyeleri kadar gururlu ve inatçıdır. Peki Hızır...