16.Bölüm "Kıvılcım"

5.2K 326 68
                                    

6233 + 5814 = 12047

Selamünaleyküm,
Yarın koyacaktım fakat dayanamadım, hazırken yayınlayayım dedim.😊
Keyifli okumalar!

...

Milletimizin başı sağolsun. Bunca yetimin öksüzün ahı karşılıksız kalmaz. Bunları yapanlarıa, destekleyenlere, yardakçılarına Allah hak ettikleri belayı versin.

...

Ensar benden elmalı kurabiye yapmamı istemişti. Sevde daha önce benim gibi onun da elmalı kurabiyeyi sevdiğini söylemişti. Yani, sevdiği bir yemeği benim elimden yemek istediği için söyledi. Şu anda kan basıncım o kadar yüksekti ki, her an açık hava basıncını yenip patlayacakmışım gibi hissediyordum.

Yüzümde hala duran, yapışıp kalmış gülümsememle eve gittim. Allah'ım, elmalı kurabiye derken de yüzünde gülümseme vardı. İçimde bir umut tohumları gün yüzüne çıkmak için çaba sarf etmeye başlamışlardı.

Olabilir miydi? İmkânsız diyordum ama söylediğimin aksine mümkün olmasını o kadar çok istiyordum ki. Ne derler, İmkânsız deme, o kelimenin içinde bile imkân var.

Gün boyunca oturduğu yerden kalkmama kabiliyetine sahip olan ben, şimdi yerimde duramıyordum. Bir tarafım bardağın boş tarafına bakmam için elinden geleni yapıyordu ama izin vermeyecektim, bir kere Ensar bir umut verdi, sonu ne olursa olsun o umuda tutunup ümidimi kaybetmeyecektim.

 Bir tarafım bardağın boş tarafına bakmam için elinden geleni yapıyordu ama izin vermeyecektim, bir kere Ensar bir umut verdi, sonu ne olursa olsun o umuda tutunup ümidimi kaybetmeyecektim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Nesnel olarak kendimi ele alacak olursam, sevilmeyecek bir kız değildim, bunun için bir neden yoktu ama sevilmek için de çok fazla bir sebebim olduğunu da söyleyemezdim. Daha doğrusu buna meydan vermiyordum, insanların bana yaklaşmasına, tanımasına izin vermiyordum. Zaaflarımı, korkularımı, bana dair özel olan şeyleri bilmelerini istemiyordum, bunun sonucunda mesafeli olmak kaçınılmaz bir hal alıyordu.

Bundan sonra değişemezdim ama diğer insanlara olan tutumum, Ensar için de geçerli olacak diye bir kural yoktu. Bu nasıl olacak bilmiyordum ama beni tanımasını istiyordum, her yönümle tanımasını.

Mutfağa geçip kurabiye için kollarımı sıvadım. Her ihtimale karşı bende olan tarifle birlikte internetteki diğer elmalı kurabiye tariflerine de baktım. Şeklini nasıl yapsam daha güzel bir görünüşe sahip olur diye düşünürken, en hoş duranın örgülü modelin olduğunda karar kıldım.

Hamurunu yoğurup kesmeden önce tezgâhı bir güzel temizleyip sağlıklı bir ortam oluşturdum. Oklavayı elime alıp açmaya koyuldum. Bu sırada Derya mutfağa geldi.

"Bahar Hanım, bu hamaratlığınızı neye borçluyuz?"

"Yarın okulda kermes varmış, elmalı kurabiye yapacağım." Aslında kermes aklımdan çıkmıştı, bu kurabiyeleri sadece Ensar için yapıyordum.

Yüzünü ekşitti. "İlkokul musunuz siz, kermes falan?"

"Vakfa yardım amaçlı."

"Yemek yaparken bu kadar mutlu olunuyorsa ben de bir el atayım. Hangi modelden yapıyorsun?"

SON BAHARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin