22. Bölüm "Paramparça"

2K 169 17
                                    

Selamünaleyküm!
İyi okumalar, beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen, daha çok insana hitap etmek için bu önemli.

Yeni okurlarıma hoş geldiniz diyorum :)

Tatilinizi verimli geçirin, kendinize iyi bakın, Allah'a emanet olun!

İnsanların hissiyatıyla, duygularıyla, ne bileyim kendi iradesi dışında içinde duyduğu tüm duygu durumlarıyla oynanması, zarar verilmesi, bunları hissettiği için kendini suçlu durumuna koymasına sebep olacak kadar kırmak kimsenin hakkı da olamaz h...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İnsanların hissiyatıyla, duygularıyla, ne bileyim kendi iradesi dışında içinde duyduğu tüm duygu durumlarıyla oynanması, zarar verilmesi, bunları hissettiği için kendini suçlu durumuna koymasına sebep olacak kadar kırmak kimsenin hakkı da olamaz haddi de. Bu kadar kolay olmamalı, kalp bu kadar hassas bir organken parçalamaktan beter hissettirmek... Gözle görülür ve elle tutulur bir hasar olmadığı için mi bu kadar basit insanlar için? Hissettiğim en masum ve katıksız duyguları kirletmek, keşke olmasaydı, o mutlu zamanları yaşamasaydım dedirtecek hale getirmek, bunun benim için hiçbir affı yok.

Kalp kırmak Kâbe'yi yıkmakla denkse eğer, peki paramparça etmenin karşılığı nedir?

En yakınım mutluluğun zirvesindeyken neden ben acının dibini yaşıyordum?

Hayali bir baş hareketiyle silkelendim. Bu bir imtihandı belki de, hiçbir şekilde neden ben, neden her zaman ben gibi isyana meylettirecek düşüncelere kaptıramazdım kendimi. Onu bana veren ve sevdiren de, şimdi ise benden alan ve soğutan da Allah değil miydi? Mutluyken şükür ederken üzülünce isyan olur muydu hiç?[Ama insana bir sıkıntı dokunduğu zaman bize yalvarır; sonra kendisine tarafımızdan bir nimet bahşettiğimiz zaman da, "O bana, bir bilgi sayesinde verildi" der.Belki o bir imtihandır, fakat onların çoğu bilmezler.][Zümer-49]

Yazılanları okuduğum an kafamda çakan şimşeklerin sesine lavabonun kapısının sesi karıştı ve refleksle telefonu yatağa atıverdim. Derya odaya gelmeden eski konumuma döndüm, öncekinden yüz seksen derece dönüş yapan duygularla. Bunlar ne ara arkamdan iş çevirecek kadar samimiyet kurmuşlardı?

Derya yanımdan geçerken ona doğru dönmedim çünkü benim içimi yakan sebepten onun yüzündeki gülümsemeyi görmek istemedim. Aynı evde yaşarken bu ne kadar sürerse artık.

Madem hislerimle kaybediyordum ben de hissiz yaşamayı öğrenirdim. Sahte bir maskeyle dolaşarak değil de içimi dışarıya yansıtmayı bırakırdım. Kendimi bitire bitire bu beceriyi kazanırdım.

...

Sohbetin olduğu binaya geldiğimizde ilk defa arabasını aramadım. Çünkü artık hiçbir şeyin anlamı kalmamıştı. Allah biliyor ya karşılaşma ihtimalimize karşı sohbete gelmek istemedim. Ama Allah'ı hatırlayıp huzura ermeye ihtiyacım vardı. Evde tek kalsaydım zaten kendi kendimi yer dururdum.

Kapıya doğru yürürken Ali de arabasını park etmiş girişe doğru geliyordu. Selam verdi topluca, selamını adlım ama ondan tarafa bakmadım ama onun bana baktığını hissettim.

SON BAHARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin