19.Bölüm "Ayna"

3.4K 247 53
                                    

Selamünaleyküm Okuyucularım,

Uzun bir aradan sonra tekrar sizinle beraber olmak çok iyi hissettirdi bana. Bu zaman içinde büyük yol kat etti SON BAHAR ve aramıza yeni yeni arkadaşlar dâhil oldu. Hepinize hoş geldiniz diyorum :) Sınava 6 gün kalmasının şerefine kafamın dağılması için hem uzun aralıklarla yazdığım bölümü tamamlayayım, hem de sizin hayırlı dualarınızı alayım dedim :) Çok duaya ihtiyacım var, lütfen esirgemeyin. Benimle beraber sınava girecek olan arkadaşlara da Allah hayırlı kapılar açsın, diyorum. Bunu en başta kendime söylemekle beraber, sonucu nasıl olursa olsun, moralimizi bozmayalım ve kendimiz de dâhil kimseyi suçlamayalım. Bize gerekeni yapıp tevekkül etmek düşer.

...

Görüşmek üzere, Allah'a emanet olun :)

...

Karşımdaki insana dikkatlice baktım. Şişmiş yüzü ile tatlı bir görüntü oluştursa da, bu onu güzelleştirmek için yeterli değildi. Sağ kaşının başlangıcında belli belirsiz bir ben vardı, taranmış saçları belki de en güzel uzvuydu. Bakışları donuk, yüzü ifadesiz.

Bahar Kabukçu.

Aynadaki yansımama takılı kalmıştım. Karar veremiyordum güzel olup olmadığıma. Bir karara varmam da gerekiyor muydu, bilmiyordum. Kimse doğru dürüst dış görünüşüm hakkında yorum yapmamıştı şimdiye kadar. Ne olduğum konusunda hiçbir fikrim yoktu.

Güzellik göreceli bir kavramdır çünkü herkes farklı açıdan, kendine göre yorumlayarak bir kanıya varır. Başka insanların en çok dikkatini çeken kusurunuz, bir başkasının en sevdiği özelliğiniz olabilir. Nasıl baktığınız önemlidir aslında, herkes güzeldir, yeter ki siz bakmasını bilin. "Mümin, Mümin'in aynasıdır." hadisi bu konuyu tamamlıyor. Bir Müslüman bir Müslüman'ın aynasıdır, ona bakınca kendini görür, öyle olmalıdır, fikri neyse zikri odur mu dersiniz, herkesi kendi gibi zanneder mi dersiniz, bilmem, güzel bakmak sevaptır.

İşin bir de bu yanını düşünürken, arkamda Derya'nın durduğunu aynadaki yansımadan gördüm. İşte gerçek yüzüme vurulmuş, tam karşımda duruyordu.

İkimiz yan yana, birbirinden alakasız.

Derya benden kat be kat daha güzeldi.

"Ne oldu sana, gözlerin dolmuş?"

"Bir şey yok."

Üçüncü bir kişi belirdi aynada. Daha doğrusu ben yerleştirmeye çalıştım. Ensar'ın hayali görüntüsünü ikimizin ortasına koydum. İçler acısı durumum bir kez daha gün yüzüne çıktı. Derya'nın yanında hiç şansım yoktu, Allah korusun bir Ensar'a görünse baldız sıfatını tam anlamıyla yerine getirip onun kafasını karıştırması çok büyük bir olasılıktı.

Yok, abi, ben boşuna kürek çekiyordum.

Taradığım saçlarıma son bir defa göz gezdirdikten sonra topladım.

"Gitsene Derya, ders çalışacağım."

"Hayır, asıl ben ders çalışacağım ve senin bana anlatman gerek. Matematik özürlüyüm."

"Fazla zorlama beynini, devrelerin yanar." dedim. Hiç günümde değildim, bu yüzden ağzımdan ters cevaplar çıkıyordu. Ondan üstün olduğum nadir konulardan birisi de zekâmdı. Bu tek tük meziyetlerimi de saklayacak değildim. Her nedense ona laf sokup alt etmek hoşuma gidiyordu.

"Beni zamanında çalıştıracak kimse yoktu Derya, kendi işini kendin hallet."

"Sen ve ukalalığın. Nasıl öğretmen olacaksın sen?" dedi aynadaki yansımayı terk ederken.

SON BAHARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin