1hafta sonra:
Okullar açılmıştı. Zorlu bir sene beni bekliyordu. Ne yapacağımı, nasıl çalışacağımı bilmeyi bıakın içimden çalışmaya dair bir şey geçmiyordu.
Hazırlanıp evden çıktım ve okula doğru yürümeye başladım.
Sınıfa girdiğimde herkes kendi halindeydi. Dersin başlamasına 10 dakika vardı. Lavaboya gidip saçımı düzelttim. İkra daha gelmemişti. Sırama geçip onu beklemeye başladım. Bu sırada kitao okumaya karar verdim. Kitaplar ayrı bir dünyaydı. Ayrı bir yaşam tarzı. İnsanlae kendilerini kitap karakterleriyle bağdaştırdığında içindeki dünyası herşeyde olduğundan daha iyi gelişir. Kitaplarda kendimi bulmayı seviyorum.
Birkaç sayfa okumuştum daha. İkra geldi. Sarıldıktan sonra biraz sohbet ettik ve hocanın gelmesiyle test çözmeye başladık. İyi sonuçlar almak için çok çalışmalıydık.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Son derse girmiştik. Saate bakmak için telefonu açtığımda 3 yeni mesaj vardı. Hepsi de Enes'tendi. Çıkışa gelecekmiş. Aklıma o gece geldi. Başını sıraya koyup düşünmeye başladım. Şu son 1 ayda olanları, doğum günümden bu yana yaşadıklarımı... Zilin çalmasıyla döndüm gerçek dünyaya. Çantamı aldım. İkra'ylayla sarılıdım ve çıktım sınıftan.
Durağa doğru yürümeye başladım. Kulaklıklarımı takmıştım. Durağa yaklaştığımda bana doğru koşan bir Enes beklemiyordum. Koşarak sarıldı. Yaklaşık 3 dakika boyunca öylece durduk yolun ortasında. İnsanlar bize bakıyorlardı. Ama tabii beyimizin beni bırakmak gibi bur niyeti yoktu. Daha sonra ayrıldı benden. Yüzü bir garipti. Elini omzuma attı ve yürümeye başladık. Yaklaşık 10 dakika boyunca hiç sesimiz çıkmadı. Tek kelime etmiyorduk.
"Konuşsaydık keşke"
Hala ses seda yoktu.
"Dünyadan Enes'e dünyadan Enes'e beni duyabiliyor musun?"
"Yaprak sus!"
Öyle bağırmıştı ki kendimi yerin dibinde bulmuştum. O an oradan yok olmak istemiştim. Bir an olduğum yerde kaldım. Elini omzumdan indirdim ve önden önden yürümeye devam ettim.
Gözlerim doluyordu. Hayır şimdi değil, şimdi değil. Adımlarımı hızlandırdım. Buradan uzaklaşıp sessiz sakin bir yerde oturup saatlerce ağlamak istemiştim. Takii gelip kolumu tutana dek.
"Bırak" dedim sesimi çıkarabildiğimce.
Boğuktu sesim. Çıkıp çıkmamakta kararsız kalmıştı. O an gözlerindeki çaresizliği gördüm. Ne yapacağını bilemez halini. Kolumu elinden kurtarıp yürümeye kalkıştığımda arkamdan seslendi,
"Gitme"
Göğüs kafesim ağırlaştı. Nefes alırken hissettiğin acı dayanılmazdı. Ben önde o arkada sanki iki yabancıymışız gibi yürüdük eve kadar. Tek kelime dahi etmeden.
Eve girip direk yatağa attım kendimi. Uyursam geçer dedim. Ama uyanınca tekrar başlayacaktı. Sıcak bir duş alıp yatmayı planladım. Bu sırada annem geldi yanıma. Bu akşam bizimkileri çaya çağırmış. Tam isabet. Nasıl bakacağım ben onun yüzüne? Başımı sallayarak duşa girdim. İyi gelmişti. Biraz olsun rahatlamıştım. Akşam için birşeyler hazırlayıp odama geçtim. Yarım saate kadar gelirlerdi. İkramları hazırlayıp oturamadan zil çalmıştı. Herkesle selamlaşıp içeriye geçtik. Enes'le gözgöze gelmemeye çalışıyorduk. Bizimkilere odama gelmeleri için işaret ettim. Hepsi kalktığında Enes hala oturuyordu.
"Hadi" dedim sessizce.
Yüzü donuktu ama yine de kalkmıştı. Odada herkes bir yere atmıştı kendini. Enes ise en uzağımdaydı. Bizimkiler aralarında konuşmaya başlamışlardı bile.
![](https://img.wattpad.com/cover/59601138-288-k91562.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İHANET
Ficción GeneralAltı güzel insan... Yapılan hataların bazen telafisi olamıyor. Ve sonucunda kötü şeyler doğabiliyor. Yanınızda yaşanan ölümlerin acısını hafifletebilecek insanlar olduğunda bunu daha kolay atlatıyorsunuz. Ve yaşananlar sizi öyle derinden sarsıyor ki...