Bir şeylerin sonuna geldi mi düşündüm o an. Karşımda gördüğüm kişi, o olduğuna inanamıyordum. Böyle bir şeyin olma ihtimali, Allahım hayır rüyaydı bu değildir. Yaprak hayal görüyorsun.
"Yaprak!"
Tekrar seslenmişti. O an zaman dursun istemiştim. Sonsuz bir döngünün içine girmiştim.
"S-sen nasıl?"
"Anlatmama izin ver."
"Ben-ben mezarına geldim. Ben seni o soğuk toprağın altında bıraktım. Ben o toprağı senin üzerine attım. Şimdi nasıl? Bu nasıl? Ben, ben anlamıyorum."
"Yaprak sakin ol gel oturalım."
"Dokunma! Dokunma bana gerçek değilsin sen. Hayır değilsin."
Sarılmıştı. Bu nasıl olabilirdi? Yaşıyordu. Mete buradaydı ve yaşıyordu.
"İyi misin biraz daha?"
"İyi falan değilim."
"Açıklamama izin ver. Lütfen"
"Neyi açıklayabilirsin ki?"
"Seni koruyabilmemin tek yolu buydu."
"Beni korumak mı? Beni bu şekilde mi korumayı düşündün. Bu şekilde, beni öldüğüne inandırarak mı? Beni sensiz bırakarak mı? Acı çekişimden zevk aldım mı bari?"
"Ne desen ne söylesen haklısın. Ama seni kendimden korumanın o insanlardan korumanın tek yolu buydu Yaprak. Bunu yaparken acı çekmedim mi sanıyorsun? Seni özlemedim mi sanıyorsun? Bana ihtiyacın olduğunda hep mezarlığa gelirdin. Sırf seni görebilmek için her gün oradaydım ben. Senden vazgeçmedim. Bizden vazgeçmedim. Eskisi gibi olmayı beklemiyorum ama senin beni sevdiğini biliyorum."
"Mete ben seninle kurduğumuz hayalleri tek başıma gerçekleştirmek zorunda kaldım. Kokunu her özlediğimde mezarlıktan aldığım toprağı kokladım, sana sarılmayı her özlediğimde resimlerimize bakıp onlara sarılarak uyudum. Bu hayattan elimi çektim. Sadece hayallerimizi gerçekleştirmeye çalıştım. Ve başardım. Seni o hayallerde yaşatmaya çalıştım. Ama görüyorum ki yaşadığım hayatta tamamiyle yalana temel atmışım. Son inancımı da elimden aldığın için teşekkür ederim."
"Şimdi anlatmaya çalışsam da bir önemi kalmadı mı yani?"
"Sana güvenmemi mi bekliyorsun? Nasıl inanabilirim sana?"
"Tek bir şansım dahi yok mu?"
"İnsanlar ellerine verilen ikinci şansı da aynı gençlikle kullanırlar."
"Önüme engeller koyuyorsun."
"Ben o engeli sen öldükten sonra herkesin önüne koydum. Şimdi lütfen git!"
"Yaprak 5 yıl boyunca hiç özlemedim diyemezsin."
"Özledim. Ama benim hayatımı birleştireceğim insan, hayaller kurduğum insan şimdi o soğuk toprağın altında yatıyor. Ben seninle beraber umutlarımı da gömdüm."
Yürümeye başladım. Eve yürüyerek gitmek en iyisiydi. O an sonsuza dek yürümek istedim. Sonsuza dek...
Evin kapısına geldiğimde Mete de arkamdan geliyordu. Yokmuş gibi davranıyordum. Kapıyı açıp hızla eve girdim. Banu uzanmış televizyon izliyordu. Geldiğimi görünce ayaklandı. Yanına oturdum. O kadar zor tutuyordum ki kendimi. Bir anda akmıştı yaşlar gözlerimden. Sessiz sessiz ağlamayı öğrenmiştim oysa ki. Şimdiyse hıçkırıklara boğulmuştum. Banu olanları anlamaya çalışıyor ve bir yandan da beni teselli ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İHANET
General FictionAltı güzel insan... Yapılan hataların bazen telafisi olamıyor. Ve sonucunda kötü şeyler doğabiliyor. Yanınızda yaşanan ölümlerin acısını hafifletebilecek insanlar olduğunda bunu daha kolay atlatıyorsunuz. Ve yaşananlar sizi öyle derinden sarsıyor ki...