DİKKAT! ERKEK VAR!

DİKKAT ERKEK VAR!

Yazar: Edibe ATİK

1.BÖLÜM

"hey Kris nereye gidiyorsun..."

Kris; okul duvarının üzerinden seslenen kişiye bakıp yavaşça gülümsedi. İşaret parmağını dudaklarına götürüp sus işareti yaparak konuşmaya başladı.

"biraz daha bağır dostum. Gecenin sessizliğinde seni duymayan olmuştur mutlaka."

"ah... Özür dilerim dostum." Diyip yavaşça duvara tünemiş arkadaşının yanına gitti çocuk. Etrafını kolaçan etmeyi de eksik etmiyordu. Sonuçta yatılı bir lise de okuyorlardı ve gece nöbetinde ki öğretmenleri bay kwon da gayet sert ve katı bir adamdı. İşin özeti hiçte sevimli değildi.

Duvarın kenarına gelip "Söylemeyecek misin dostum nereye gittiğini?" Dedi. Kris'in üzerine baktığında gayet şık ve havalı olduğunu görebiliyordu. Çikolata kahvesi saçları özenle taranmış ve yapılmıştı. Üzerinde ki deri ceketin kolları yukarı sıvanmıştı. Gayet havalı ve yakışıklı gözüküyordu. Tabi bir kız gözüyle bakılınca.

Kris sülük gibi yapışan arkadaşından kurtulamayacağını anlayınca "Eğlenmeye gidiyorum ahbap." Dedi. Daha sonra kendini duvardan aşağı bırakacaktı ki; çocuk yeniden seslenip onu durdurdu.

"Ahbap bende geliyorum senle."

Kris şaşkınlıkla arkasına bakıp "Ne?" diye diyebildi. Bir arkadaşının kılığına bir de kendine baktı. Başını iki yana sallayıp "Hayatta olmaz. Bu halde seni götüremem." Dese de biliyordu ki sevgili arkadaşı Hyun Shik bir adım dahi geri atmazdı. Derin bir nefes alıp duvarın altında bekleyen arkadaşına elini uzatıp duvarın üzerine çekti.

Gecenin sessizliğinde her hareketleri gürültü yapıyordu. Ve yakalanması an meselesiydi. Belki de bu yüzden hyun shik'i yanına alıyordu Kris. Kendini duvardan aşağı sarkıtıp yere konarcasına indi. Her hareketinden havalılık akıyordu. Hyun Shik de onu taklit ederek aşağı inip "şimdi nereye gidiyoruz" diye sordu. Kris geçiştirmeli olarak eğlenmeye demişti ve merak ediyordu.

"Kuzenimin bu gece okulunda parti var. Kavalyesi olmamı istedi. Bu yüzden..."

"Eun hee'in mi?"

"Evet."

Hyun Shik hızla üstünü kontrol etti. Kris'in kuzenine sırılsıklam aşıktı ve onu gördüğü her saniye nutku tutuluyordu. Şimdide karşısına basit kıyafetlerle gidiyordu. Hızla kris'in kolundan tutup "Dostum bu kılıkta hayatta gidemem ben o partiye! Neden bunu baştan söylemedin ki!" diye çıkıştı. Kris şaşkınlıkla çocuğun kendisine çıkışmasına bakarken cevap bile vermesine fırsat tanımadan çocuk "Dostum hemen üstümü değişip geleceğim bekle burada olur mu?" dedi ve geldikleri yöne doğru koşmaya başladı.

Bir an Kris çıldıracağını hissetti. Yeterince geç kalmıştı zaten bir de Hyun Shik'i beklemek zorundaydı. Kaldırım kenarına oturup en yakın arkadaşının arkasından sövmeye başladı. Bir kız partisi fazlasıyla av demekti onun için. Ve bir an önce bu partiye gitmek istiyordu. Saatini kontrol edip "Hadi baş belası..." diye soludu.

Biraz daha geç kalırsa muhtemelen sevgili kuzeni kafasını kopartıp futbol topu niyetine oynayacaktı. Oturduğu yerden kalkıp sokağın ortasında duran Kola kutusuyla bile oynamaya başlamıştı Kris ama ortalıkta baş belası arkadaşı yoktu hala. Bir ara yakalandığını bile düşündü. Artık gitmeye hazırlanıyordu ki birinin duvardan atladığını gördü. Şaşkınlıkla bir arkadaşına bir de kendine baktı. İki farklı kıyafet iki farklı insanı temsil ediyordu...

**

"Sence nasıl gözüküyorum dostum?"

Bilmem kaçıncı defa cevap verirken bu soruya dişlerini sıkıyordu kris. Ama elinden geldiğince de arkadaşının kalbini kırmamaya çalışıyordu. "gayet iyi dostum." Diyip hyun Shik'in papyonunu düzelttikten sonra "Ne dersin içeri girelim mi artık tam yarım saattir burada dikiliyoruz ya parti bitmeden bir iki dans edelim en azından." Diye söylenmeye başladı.