Hayır; hayır bu bana büyük bir şaka olmalı! Min beak neşe ile gülerken “Nasıl olur da anlamam” diye söylendi. Gözleri benim üzerimde öyle bir dolaşıyordu ki kollarımla bedenimi kapatma isteği duydum. Ben yemek değilim bebek beni öyle süzmeyi kes. Elini saçlarıma daldırırken dudakları kulak memelerime değmiş onun şehvete yüz tutan sesi ile irkilmiştim.
“Şimdi bu sarı saçlarını çıkarıp atsam ne olur? Seni ve yalanların bu birkaç parça tellerin arasından çıkarırsam ne olur Kris hiç düşündün mü?” Şehvet mi demiştim ben az önce? Kusuruma bakmayın beyin fonksiyonlarım o deli yüzünden çalışmıyor da henüz karar veremedim.
Ellerini saçlarımdan çekip itelerken “Ne istiyorsun Min beak!” diye homurdandım. Hoş nedense bu soru bana kendimi denize boğulmak için atmakla bir gibi geliyor. Hatta ve hatta köpek balıklarına yem olmuş gibi hissediyorum Seni Shark Min beak Seni!
Min beak benim homurdanan ses tonumu umursamadan Eun Hee’e doğru yürüyüp hemen yanında durdu. Bu kızın davranışları bir anormal söyleyen olmuş muydu hiç? Eun Hee’in omzuna kolunu atıp biraz dudak düzdükten sonra “Sence?” dedi ve bakışları Eun Hee’ye kaydı.
“Eun Hee ile çıkmak istiyorsan buna ben karışamam.”
Kuzenim benim söylediğim söz ile gürlerken “Neee?” diye bildim. Bu durumda bile Min beak’i tersleyebiliyorsam kesinlikle bende deliyim demektir. Hani biraz da olsa var ama olsun. Min beak benim dalga geçen ses tonumu sözlerimi umursamadan “Hadi ama…” diye cıyakladı.
“Senin zeki biri olduğunu biliyorum.”
Bana öyle bir bakıyor ki ellerimi bedenime siper edip istek dışı “Her kuşun eti yenmez!” diyebildim. Bu mesele öylesine karmaşık bir hal almaya başlamıştı ki saçmaladığımın farkında bile değildim. Min Beak yeniden kahkahalarla gülerken “Benim olmayacaksan bence kimsenin olmamalısın…” dedi ve bakışlarını Eun hee’ye çevirerek “Sen ne düşünüyorsun bu konuda dostum.” Dedi.
Dost mu ben ona hain diyorum şu son birkaç dakikadır. Ben kaşlarımı çatmış Eun Hee’ye bakarken sevgili kuzenim hızlı bir atakla Min beak’ın elinden kurtulup öfke ile “bana bak Min beak!” diye gürledi.
“Şu geri zekâlı kuzenimi tehdit edebilir hatta taciz edebilirsin ama aşkına saygısızlık edemezsin! Koca bir ay içerisinde tavlayamadıysan bu saçı beynine uzayan malı boşa uğraşma! Senin olmaz böyle! Bu yüzden o koca ağzını kapat! Zaten sayılı günü kaldı! Jea Shik evine okuluna dönüyor artık!
Hop bir saniye bu da nerden çıktı ben en son hatun olarak kalmaya karar vermiştim nasıl sayılı günüm kalıyor benim? Ben kuzenimin aşkımı korumasına şaşkınlıkla bakarken min beak çocuk gibi dudak büküp “Sei La sanki onu isteyecek” diye mızmızlandı.
Vur… Vur arkadaş; sende vur! Ben zaten yoldan geçen basit bir yavru kediyim nede olsa. Hayır, ne demek isteyecek. İstemese ne yazar ben onu istiyorum bir kere. Hiç düşünmeden merdivenleri birer ikişer inip “İstemese bile” dedim nefesim kesik kesik geliyordu kulacıklarıma.
“Ben onu seviyorum! Min beak bana kırılacak belki de kızacaksın ama senin hissettiklerinin aynısını bende hissediyorum. Bu yüzden lütfen bırak birkaç günümü onunla geçireyim.”
Min beak’ın dolan gözleri ile bir an ne yapacağımı şaşırsam da başı ile beni onaylayınca kıza kucak açtım. Sakın yanlış anlamayın ellemek değildi amacım. Bakın size söylüyorum o bunu fırsat bilip beni elledi. Bu kız okulunun acil bir karmalığa ihtiyacı var. Hızla min beak’in omuzlarından itip kıza öfkeli bir bakış atarken sadece sırıttı. Eun hee’ye de öfkeyle bakıp “sende beni çok güzel sattın kuzen sağ ol” dedim.
Min beak’e nasıl benim erkek olduğumu daha da önemlisi Kris olduğumu söyler aklım almıyordu. Ben kuzenime kızarken min beak araya girip açıklama yapmaya başlamıştı bile.
“Eun hee söylemedi ki seni peruksuz gördüm…”
Bizi mi takip ediyordu şimdi bu kız? Daha fazla üstelemeyip kuzenimden özür dilemeye hazırlanıyordum ki okkalı bir yumruk hissettim mideme. Eun hee’in öfkeli bakışları ile göz göze geldiğim de onu kızdırdığımı geçte olsa anlamış oldum. O yerden pigme türlü türlü huyu olan kuzenciğimden nasıl şüphelendim ben?
**
Kris derin bir nefes alıp geri verdi. Eun hee ile yaptığı büyük tartışmalar sonucunda sevgili kuzeninin haklı olduğuna kanaatine varmıştı. Bu iddia zaten hedefinden çıkmıştı. Bu iddia da aşk yoktu ama bir kez aşkı karıştırmıştı hayatına en önemlisi ideasına. Gözlerini kapatıp bir kez daha Sei La’nın yüzünü hayal etti.
Güzel kıvrımlı dudaklarını; sevimli minicik burnunu, yüzünün yuvarlaklığını, çenesinin hafif sivriliğini. Bu iş git gide zor hale gelirken daha fazla kalmanın ne âlemi vardı ki? Sonunda gözlerini açıp oturduğu sandalyeden kalktı. “Elden ne gelir Kris!” dedi empati kurmaya çalışarak. “Sei La seni istemiyor; tıpkı benim Min beak’i istemediğim gibi. Zorlamanın âlemi yok… Artık gitme vakti.”
Kendini bir süre telkin ettikten sonra ağır adımlarla yurt odasına doğru yürüdü. Hayalleri mutlulukları ve aşkını küçük valizine sığdırıp gitmek konusunda şimdi kararlı hissediyordu. Odanın kapısına gelince bir an duraksadı. Sei La içerde miydi? Onu görmeyeli 3 gün olmuştu. Genç kız tam 3 gündür odaya gelmiyordu. Ve bir ayın bitmesine son 4 günü kalmıştı.
Bu berbat düşünce ile içeri girdi Kris. Onu görmeyi beklemiyordu nede olsa. İçeri girip endişe ile etrafına bakındı. Tam beklediği gibi oda yine karanlık ve bomboştu. Işığı açmadan kendini kanepeye bıraktı. Bedeni garip bir yorgunluktan dolayı sızlıyordu. Bakışlarını hemen karşısındaki pencereye dikti. Ay yüzünü aydınlatırken aklındaki tek şey Sei La’nın yüzüydü.
Şimdi iyi ki onu görmediğini düşündü. Onu görmüş olsaydı gidemezdi. Bu düşünce ile oturduğu yerden kalkıp “Ha bugün ha yarın…” dedi. Dolabın üzerine yerleştirdiği valizini aşağı indirip kararlı bir şekilde açtı. Sessizce gitmeliydi buradan gitmeliydi ki bir daha dönmemeliydi. Valizini toparlayıp bir kez etrafına bakındı. Her yerde sei la vardı ve onlara teker teker veda ediyordu zihnin de…
Dudakları titreyerek de olsa bir şeyler fısıldadı… Dudaklarında bir veda vardı. Duyulmayan, yazılmayan, görülmeyen bir veda… Fısıltısı karanlığın içinde inilti gibi duyuluyordu.
“Hoşça kal sevgilim… Hoşça kal… Gidiyorum ben… Sana gelircesine gidiyorum sevgilim… Sakın yanlış anlama sana gelir gibi tertemiz gidiyorum…”
Bölüm sonu…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKKAT! ERKEK VAR!
RomanceVar mısın Kris İddaya? bu kız sana bakmaz. Kris bir idda uğruna kız kılığına girip yatılı kız lisesine giderse ne olur? kalbinin peşine düşer ve orada çakılı mı kalır, yoksa kalbini arkasında bırakıp kaçar mı? buyurun siz keşfedin :)