14.Bölüm...

54 3 0
                                    

Eun Hee…

Batan balık yan gider, olmadı yassı gider, olmadı düz gider. Ne fark eder ki; nasıl olsa batmış işte! Bari suyun tadını çıkarmalı dimi? Bana eğilmiş Hyun Shik ile aynen böyle düşünüyordum. Nede olsa birazdan beni öpecekti değil mi? Ya da bana dizilerde ki gibi rol mü kesiyor bu eşek oğlu eşek! Böyle deniyordu dimi bu söz? Her neyse işte o filimler de dizilerde gördüğüm anlardan biri diye gözlerimi kapayacak değilim zira bugün bir kere bu saf tarafından oyuna getirildiğime göre bir kez daha gele bilirim.

Ama bu bana hala yanaşıyor! Gelme Hyun Shik; gelme! Bende zararlı çıkacağım bu işin içinden! Bir saniye bir yerim titreşiyor. Hayır, titreşmiyor, telefonum çalıyor. Hızla geri çekilip çalan telefonumu cebimden çıkardım. Münasebetsiz kuzenim en münasebetsiz anda arıyor beni. Nasılda seviyorum bu saman beyini. Tam on ikiden vurdu; bizde Hyun Shik ile akraba olmadık.

Hızla telefonu açtığım da Jea Shik’in telaşlı sesi kulaklarıma doldu. Bir ara telefonu yüzüne mi kapatsam diye düşündüm hani. Sesi bana belayı hatırlatıyordu. Hoş kapatsam ne olacak ki. Neredeyse şaşıya bağlamış Hyun Shik de gözlerini ayırmadan bana bakıyordu. Birkaç adım daha geriye atıp “Sorun nedir Jea Shik!” diye çıkıştım.

Öyle hızlı konuşuyor ki anladığım tek söz Hatun kelimesi oldu. Derin bir nefes alıp hoparlörümü tükürükledikten sonra “Sei La benimle buluşmak istiyor” dedi. Ha? Kim? Sei La mı? Gecenin bir yarısı kapıma dayanıp benden yardım isteyen şu saflar kraliçesi mi? Hadi canım oradan.

Duyduğum şeyi algılayamadığımı düşünüp “Giderken kafanı bir yere mi vurdun sen?” diye sordum ama o inatla aynı şeyi söylüyor bir de benden alternatif bir fikir istiyordu. Biri şu salağa söyleyebilir mi biz iddiaya girdik ve ben karşı taraftayım; baltalamam gerekiyor yardım etmem değil. Bu çocuk gerçekten de geri zekâlı ama gelin görün ki Hyun Shik’i öpme isteğim git gide artarken bu isteği reddedersem balayım için ülke seçmek zorunda kalabiliriz.

Dedim ya bu işten ancak ben zararlı çıkarım; bu yüzden hemen “Düşünelim bir.” Dedim. He düşünmek benim işim zaten; herkese plan veren benim. Sen bu planı kurarken ne düşünüyordun Jea Shik Bey! Senin yüzünden halime bak! Hyun Shik’in nehrine kapıldım akıntısında savrulup duruyorum!

Tamam, bu itirafımı siz duymadınız bende hiçbir şey demedim zaten. Dişlerimi sıkıp derinlemesine düşündüm ve sonunda kararımı verdim.

“Jea Shik öldü diyelim. Böylelikle bu işkenceden kurtulmuş oluruz sen iddiayı kaybedersin ben paracıklarıma ve huzuruma kavuşur mutlu mesut yaşarız. Ne dersin iyi fikir değil mi?”

Gelin görün ki fikrimi beğenmemiş olacak ki telefonun ucundan çemkirmeye devam etti. Hem fikir istiyor hem beğenmiyor bu çocuk her şeyi devletten bekliyor ama vergilerini ödemiyor. Doğru ya bunun bir vergisi olmalı önce alacağım miktarı bir tartışalım.

Karşımda duran Hyun Shik’in meraklı bakışlarına aldırmadan dişlerimi sırıtarak gülümsedim. Aklımdan geçen en iyi şey Sei La ile benim buluşmaya gelmem olurdu. Bir şekilde Jea Shik’ten kurtula biliriz değil mi? Çok şeytani fikirler geliyor aklıma. Fikirlerimi belirtmeden önce alacağım miktarı sordum ve telefonun ucundan gelen homurtulu konuşma ile “Kusura bakma sevgili kuzenim ama sen bana pahalıya mal oldun, bu yüzden alacağım miktarı öğrenelim önce. Cüzdanım biraz boşalmaya başlamıştı.” Dedim.

Ah çok aklıyım ben. Pes eden sesi duyduğum an “Sen bekle ben her şeyi halledeceğim.” Dedim ve hızla telefonu kapattım. Meraklı bakan Hyun Shik’in elinden şemsiyeyi kaptığım an “Ben gidiyorum, Sen Jea Shik’i alır mesaj attığım yere gelirsin.” Dedim ve onu arkamda köpek yavrusu gibi bırakıp okula doğru yürüdüm. Şuna ıslanmaya başlayan köpek yavrusu diyelim. Ah kuçu kuçu ne oldu? Bir ara bende senin gibi öylece kala kalmıştım.

DİKKAT! ERKEK VAR!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin