4.Bölüm

125 6 0
                                    

“Çocuklar yeni arkadaşınıza Lee Jea Shik’e merhaba diyin. Okulumuza bugün transfer oldu. İyi geçineceğinizi umuyorum.” Dedi müdüre hanım. Sınıfın meraklı ve şaşkın bakışlarına karşılık bakışlarını şöyle bir sınıfta gezdirip “Seni nereye oturtsak acaba?” dedi.

 Hemen arkada duran boş iki masaya bakarken kris hızlı bir şekilde “Öğretmenim; ben arkada göremiyorum. Sizin için bir sakıncası yoksa önlerde oturabilir miyim?” dedi ve Sei La’nın hemen arkasında oturan kızın başına dikildi. Her şeyi sık dokumuş çok fena ince işlemişti. Planları üzerinde de ilerlemeye kararlıydı.

Başına dikildiği kıza gülümseyip “Senin için bir sakıncası yoksa arkada oturabilir misin?” diye sordu. Elinden geldiğince sevimli ve salak kız taklidi yapıyordu. Gülümserken yanaklarını şişiriyor gözlerini kocaman açıyordu. Bakışları kısa süreliğine de olsa ağzı iki karış açık kuzenine kaydı.

Eun hee’yi ters köşe yapmayı başarmanın keyfiyle yeniden diğer kıza bakıp “Lütfen…” dedi. Ama lütfen kelimesin de bile bir hilekârlık vardı. Birazcık kıza eğilip kızın kolunu tuttu. Eğer hayır demeye yeltenirse tek hamle de kaldıracaktı oradan. Kız tam kaşlarını çatmış hayır diyecekti ki tek hamlede kızı oturduğu yerden kaldırdı.

Planlar ve güç kriste olduğu sürece kimse onu alt edemezdi. Kızı kenara iteleyip müdüre hanıma dönerek  “Gördünüz ya arkadaşım da bana yer verdi.” Dedi. Müdire hanıma elinden geldiğince sırıtıyordu. Kadının şaşkın bakışlarına aldırmadan az önce yerinden kaldırdığı kıza dönüp masanın üzerinde duran eşyaları kollarına bıraktıktan sonra hızla kızın yerine oturdu. Herkes şaşkın bir şekil de kris’e bakarken, Sei La bir saniye bile arkasını dönüp bakmıyordu. Başı; okumakta olduğu kitapta sadece satırları takip ederken hareket ediyordu.

Müdüre hanım Kris’e gülümseyip “Tabi ki Jea Shik…” dedi. Az önceki davranışın ne olduğunu anlamamıştı. Derin bir nefes alıp “Neyse” dedi kadın. Kız okulunda normal bir şey bekleyemezdi zaten. Sınıftan çıkıp düşüncelere daldı kadın. Dönem ortasında alınan yeni bir öğrenci ona garip gelmişti. Bacakları erkek bacağı gibi kaslı ve kalındı. “Zavallı kız.” Diye söylendi.

“Hormonları çok gelişmiş. En kısa zamanda jinekolog bölümünden randevu alıp ona eşlik etmeliyim.”

Çalan zil üzerine düşüncelerinden ayrılıp odasına doğru yürüdü kadın. Öğrencilerine ilgili olan bu kadın kris’in erkek olduğunu bilse nasıl bir tepki verirdi acaba? Kris; çalan zil ile önünde oturan kızın sırtını dürtükleyip “Merhaba.” Dedi. Otuz iki dişini birden göstererek sırıtıyordu ama gelin görün ki Sei la bir saniye bile başını çevirip bakmıyordu.

Tabi ki bu duruma sinir oluyordu kris ama bu buz dağı gibi duran mini minnacık kıza da pabuç bırakmak gibi bir niyeti yoktu. Başını kızın omzundan uzatıp okuduğu kitaba bakarak “Ne okuyorsun? Kitap mı?” dedi. Sorduğu soru kesinlikle bir salağın sorabileceği cinsten bir soruydu ve Sei La’nın en nefret ettiği insan türü kategorisine girmek üzereydi Kris.

Sei la dibinde başını uzatmış kızın saçlarıyla başını hızla kaldırdı. Bu onu sinirlendirmişti. Arkasına dönmeden “Kitap?” dedi. Kitap okuduğunu gördüğü halde o nedir tarzında bir soru soruyorsa ya beyni yoktu yada beyini yoktu. Sei la için başka açıklaması olamazdı. Elini masanın altına sokup Becca FİTZPATRİCK’in hush hush serisine ait olan fısıltı kitabını çıkardı.

 Kitap elbette ki orijinal dildi. Biraz dudak büzse de bu saçma soruyu soran kıza haddini bildirmeliydi. Hışımla arkasına dönüp gözlerini iri iri açmış kıza baktı. Elindeki kitabı sertçe masaya bırakırken “Hayatında hiç kitap görmediysen Buna bak! Belki okumayı öğrendiğinde okursun!” dedi. Sinirlendiğinde yüzü hafifçe kızarıyordu Sei la’nın ve bu hali bile güzel gözüküyordu.

DİKKAT! ERKEK VAR!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin