3.bölüm

170 7 0
                                    

Hyun shik oturduğu yerde hızla doğrulup “Sen şimdi gerçekten Kris misin?” diye sordu. Saçlarıyla oynayan kıza pardon erkeğe şaşkınlıkla bakıyordu. Uzun sarı saçları; Alnını kaplaya kâkülleri, kırmızı sevimli dudakları vardı. Üzerinde açık mavi bir bluz ve koyu renk bir...

Eun hee ise bir süre Kris’i süzdükten sonra iç çekip “sanki bir şeyler eksik gibi.” Dedi. Saçları, makyajı, kıyafetleri tamamdı ama yine de bir şeyleri eksikti. Kris saçlarıyla oynamayı bırakıp huzursuz bir şekilde “daha ne eksik olabilir ki?” dedi. Biraz daha kırıtırsa muhtemelen erkekliği elden gidecekti.

Eun hee’in kaşlarının çatılıp “Ohoo! Bayan gibi konuş seni kazma!” demesi üzerine Kris biraz sesini yumuşatıp sevimli gözükmeye çalışarak “Daha ne eksik olabilir ki şekerim?” dedi. Sevimlice gülen yüzü sözü bittiği an düşmüştü. Bayan olmanın zorluğunu daha yeni yeni kavrıyordu. Azıcıkta olsa pişmandı. Geri dönüş şansı olmasına rağmen nedense dönmek istemiyordu. Huysuzca karşısında oturan kuzenine baktı. Suratını ekşitmekten başka bir şey yapamıyordu.

Eun hee elini ağzına götürüp gülerken yanlarında geçen birkaç erkeğin kris’e baktığını fark etti. Kaçamak bakışlarla belli ki Kris’i süzüyorlardı. Dikkatle kuzenini süzdüğün de gerçekten bayan gibi gözüküyordu. Ama bunu onaylamak zorundaydı. Hızla oturduğu yerden kalkıp “Gidiyoruz Jea Shik!” dedi. Aklına gelen fikir belki de en iyi fikirdi.

Kris şaşkınlıkla kıza bakıp fark etmeden yine bir erkek gibi “Nereye gidiyoruz?” dedi. Hemen yan masadakiler duydukları sesle içeceklerini püskürtürken Kris; kısa, öfkeli bir bakış atıp göğüslerini düzelterek “Tenis topu koymak zorunda mıydık?” diye sordu. Göğsüne batıyor, fazlasıyla rahatsız ediyordu. Ve sutyenin lastik kısmı bedenini deli gibi sıkıyordu.

Biraz çekiştirip nefes almaya çalıştı. Göğüs kısmını kaşımayı da ihmal etmiyordu. Hyun Shik; Kris’in söylediklerine dişlerini sıkarak gülerken Eun hee hızla kafasına vurup “Az daha bağır Jea Shik, erkek olduğunu öğrenen bir iki kişi daha kalmıştır ha?” diye tısladı. Kuzeni iyi hoş bayana benzemişti ama davranışları hala erkek gibiydi.

Kris’e öne geçmesini işaret ederek “kırıtmayı unutma…” dedi. Yayvan bir şekilde kırıtıyor arada bir bileği burkuluyordu. Tabiri caiz yolda ördek gibi bata çıka yürüyordu. Eun hee onun bu haline arkasından gülerken bu işin altından nasıl kalkacağını merak ediyordu. Kuzenini gerçekten çok seviyordu. Belki de bu yüzden bu saçmalığa karşı çıkmak yerinde yardım ediyordu. Hızla arkasından koşup koluna girdi. Birkaç mağazayı işaret edip ne tür mağazalar olduğunu anlatırken Kris yavaşça başıyla onaylıyordu Ta ki geldikleri cafe’nin önüne kadar…

Olduğu yere çakılırken kızın kolundan hışımla çıkıp “Aklını mı kaçırdın sen?” diye çıkışmıştı. Aynı şekilde Hyun shik de kaşlarını çatmış “Zaten bir Cafe’de oturuyorduk. Buraya gelmek intihardan başka bir şey değil.” Diyordu. Birkaç adım geri atıp Kris’in abisinin vereceği tepkiyi az çok düşünmeye çalışıyordu. Nedense bu onu korkutuyordu.

Eun hee; Krisin kolundan yeniden kavrayıp “Eğer abini kandırabiliyorsak sen kesinlikle bir hatunsundur.” Dedi. Aynı anda da içeri doğru çekiştiriyordu. Sürüklenerek girdiği Cafe ile hızla arkasını dönüp “Ne yapıyorsun çıkalım buradan!” dedi. Şimdi peruğunu yüzüne siper etmiş kaçamak bakışlar atıyordu. Eun hee kolundan çıkıp müşteri ile ilgilenen adama gülümseyerek “Oppa” diye seslendi. Aynı zamanda otuz iki dişini göstererek gülümsüyor el sallıyordu.

Adam gelen kızı görünce hafifçe gülümseyip müşteriden izin alarak yanlarına geldi. Bakışları kısa süreli sırtı dönük kıza pardon erkek kardeşine kayarken “Eun hee, Baş belası kardeşim nerede?” dedi. Kızın yüzünü saklamaya çalışması ona garip ve komik gelmişti. Eun hee konuşmadan, kris yüzünde ki saçı çekip “Sen kim’e baş belası diyorsun?” diye çıkışmaya başladığında bacağında okkalı bir tekme hissetti.

DİKKAT! ERKEK VAR!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin