Sanırım biraz geç geldi..Hepinizden çok özür dilerim, neyse fazla söze gerek yok iyi okumalar dilerim işte yeni bölüm :D
Göz kapaklarıma çarpan ısıyla gözlerimi açtım. Kamaşan gözlerime karşı hızlıca elimi siper edecek şekilde kaldırdım. Bütün vücudum kaskatı olmuştu ve her ani hareketimde canım acıyordu. Başımı yavaşça kaldırdım ve esnedim. Yan tarafa baktığımda Skyler yoktu. Görünürde de Skyler yoktu.
Oturduğum yerden yalpalayarak kalktım.
‘’Skyler?’’
Kütüphanenin içinde sesim sadece yankılanmıştı. Rafların arasına doğru yürüdüm ve kütüphanenin arka tarafına geçtim. Skyler burada da yoktu. Etrafa iyice baktıktan sonra arkamı döndüm ve bir çığlık attım.
‘’Aptal! Beni korkuttun!’’
Diye çemkirdim. Skyler sadece gülüyordu. Tipik serseri sırıtışı. Arkamdan sinsice gelmişti ve onu duyamamıştım.
‘’Şuradan artık çıkabilir miyiz?’’
Skyler’ ın yanından geçerken omzumu omzuna çarptım. Kütüphanenin çıkış kapısına doğru yürüdüm. Kapının önüne geldiğimde kavrayacak bir kol olmadığını gördüm. Oflayarak Skyler’ a baktım. Elini montunun cebine atıp dün gece kırdığım kapı kolunu havada salladı.
‘’Mükemmel! Harika! İnanılmaz! Süper! Şimdi ne yapacağız!’’ diye bağırdım ve kapıya sertçe ayağımı geçirdim. Skyler da benim yaptığımı yapıp kapıya vurmaya başladı. ‘’Biri şu kapıyı açabilir mi?!’’ diye bağırıyordu. Birden kapının öteki tarafından sesler gelmeye başladı. Skyler ile geriye çekildik. Kapıyı sarışın bir kız açtı.
‘’Rebecca?’’ diye mırıldandı Skyler. Kız sarışındı ama saçları inanılmaz derecede kabarıktı. Üstünde siyah bir tişört ve altında bol bir kot vardı. Skyler’ a dönüp garipçe baktım. ‘’Sizin burada ne işiniz var?’’ dedi isminin Rebecca olduğunu öğrendiğim kız.
‘’Dün Müdür Bayan Williams bize burayı temizlememiz için ceza verdi ve biz temizlik yaparken kapıyı üstümüzden kilitlemişler.’’ Dedi Skyler. Rebecca iki kaşını kaldırıp beni süzdü. ‘’Sonra görüşürüz Rebecca ama şimdi gerçekten gitmemiz lazım. Kapıyı açtığın için teşekkür ederim.’’ Deyip Skyler’ ın kolundan kavradım ve hızlı adımlarla dolaplarımıza doğru yürümeye başladık. Etraftaki herkes bize şeytan görmüş gibi bakıyordu.
‘’Neden herkes bize böyle bakıyor?’’ diye mırıldandım. Skyler güldü. Bu çocuk gülerken çok sinir bozucu oluyor.
‘’Kolumu hesap sorar gibi tuttuğun için. Buna kimse cesaret edemez.’’ Gözlerimi devirdim. Dolabın yanına geldiğimde şifreyi girdim ve kapağı açtım. Makyajım akmamıştı. Derin bir nefes aldım. Aynada bir kızın yansıması vardı. Hızlıca arkamı döndüğümde Natalie’ nin her tarafından kanlar geliyordu. Hızlıca ona doğru koştum.
‘’Natalie!’’ diye bağırdım. Skyler’ da yanıma geldi. Garipçe bana bakıyordu. Bakışlarımı Natalie’ ye çevirdiğimde o da garipçe bakıyordu ve sapasağlamdı. Ne? Ama nasıl? Geriye doğru birkaç adım attım.
‘’Sen iyi misin Nora?’’ deyip Skyler yanıma geldi. Kafamı hızlıca salladım. ‘’P-pek iyi değilim.’’ Diye fısıldadım. Ryan yanımıza doğru geliyordu. ‘’Natalie’ ye neden öyle bağırdın? Sanki korkmuş gibiydin.’’ Yutkundum. Çünkü korkmuştum. ‘’B-ben, benim eve gitmem lazım. Kendimi iyi hissetmiyorum.’’ Dolabımın kapağını kapattım.
Ryan soluk soluğa yanımıza gelmişti. ‘’Olanları duydunuz mu?’’ dedi. Skyler ile ona döndük. Ne olayı gibi bir bakış attım. ‘’Tom. Tom dün gece ormanda… ölü bulunmuş.’’ Tom bizim sınıftaki orman bekçisinin oğlu olan sessiz çocuk değil miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Feel Me.
Fantasy*TAMAMLANDI* Nora Williams, on yedi yaşında yaşadığı sahte dünyanın içindeki gerçekliğin farkında olmayan biricik bir genç kız. Sevgilinizin ve en yakın dostlarınızın birer kurt adam olduğunu öğrenseydiniz ne yapardınız? Ya da annenizin bir büyücü...