Feel Me.

Bölüm 15

Merhaba :D Dün cumaydı yani artık sınavlarım hele şükür bitti :D Umarım sizinde bitmiştir çünkü bomba gibi bölümlerle geliyorum :D Sizi daha bekletmeden işte Yeni Bölüm :)) 

Ne diyebilirim diye düşünüyorum hala, ona nasıl anlatabilirim Josh’ ın babasının Delgado olduğunu? Bunu yapabilir miyim? Skyler çok öfkelenecek bunu adım gibi biliyorum. Belki de intikam almaya çalışacak peki bunda Josh’ ın suçu ne? Delgado sırf Skyler’ ın babasını öldürdü diye bütün işkenceyi o mu çekecek yani? Skyler direk olarak Josh’ a mı saldıracak? Bunu yapamam. Ona nasıl anlatacağım?

‘’Nora?’’ Arkamdan gelen Skyler’ ın sesine karşılık hızlıca günlüğümün kapağını kapattım omzumun üstünden ona baktım. Bozuntuya vermeyecek bir şekilde oturduğum sandalyeden kalkıp defteri arkama aldım. ‘’Gecenin bu saatinde ne yazıyorsun? Ver de bakayım.’’ Deyip bana doğru eğildi ve kollarını belimden sararak ellerimdeki günlüğü almaya çalıştı. Günlüğü masanın üstüne atıp onu biraz ileri ittim.

‘’Hiçbir şey yazmıyordum, birkaç matematik işlemi işte o kadar.’’ Deyip alt dudağımı ısırdım. Skyler inanmamış bir şekilde iki kaşını kaldırdı. İşaret parmaklarımı pantolonun kemer kancalarından birine takarak onu kendime çektim. Burnunu burnuma sürtüp o arsız gülümsemesini takındı. Ellerini bol tişörtümün içine sokup çıplak sırtımı sıvazlarken içim cız etmişti. Dudaklarını yanağıma sürtüp yavaş yavaş dudaklarıma doğru indirdi ve üstlerini örttü. Ellerini sırtımdan çekerken beni tek hamlede kucağına almıştı. Ellerimi tişörtünün içine sokup çıkaracağım sırada sahte bir öksürük sesiyle hızlıca birbirimizden ayrıldık.

‘’Böldüğümüz için özür dileriz ama konuşmamız lazım çocuklar.’’ Ryan’ ın sesi ne kadar kıkırdamasını örtmese de utancımdan kızardığımı hissediyordum. Skyler beni kucağından indirirken Maggie ve George’ la göz göze geldim. Tişörtümü ve altımdaki eşofmanımı düzeltirken Skyler’ da ellerini göğsünün altında kavuşturmuş alt dudağını dişliyordu. Ne zamanlama ama?

‘’Maggie bize ormanda neler olduğunu anlattı duyduklarınıza inanamayacaksınız.’’ Diyen George Maggie’ nin sırtını sıvazladı ve Maggie konuşmaya başladı.

‘’Anneni gözetliyordum, Aramızda neredeyse yedi metre vardı ve ben bir ağacın tepesindeydim. Annen birden etrafa bakındı ve daha sonra da cebinden bir kitapçık çıkardı. Etrafta kimse yoktu, ne bir gözetmen öğretmen ne de bir öğrenci, zaten ormanın derinliklerindeydik. Çıkardığı kitapçıkta bir şeyler okudu ve daha sonra mor bir sis örtüsü oluştu. Nefesimi tutmuş onu izlerken sisin içinde yedi alfanın bir hologramı belirdi. Annenin, ne yaptığı hakkında hiçbir fikrim yok ama bunu her hangi bir insan yapamaz. Sanki bir şeyler arıyordu ve tedirgindi acelesi var gibiydi. Sise o kadar yoğunlaşmışken birden beni fark etti ve sanki vücudumu ele geçirdi. Hareketsiz bir şekilde kalmıştım sanki bütün vücuduma elektrik verilmişti. En son hatırladığım şey ağaçtan düştüğüm ve annenin beni bodruma ağzıma ne kadar uğraşsam da çıkaramadığım bir bantla beraber derin dondurucuya kilitlemesiydi.’’ Dedi. Sesi titremişti ve gözleri sürekli gözlerimdeydi. Yalan söylemediği apaçık ortadaydı ama annem bunları nasıl yapmıştı? Belki de Maggie halüsinasyon görmüştü olamaz mıydı? Ellerimi saçlarıma daldırdım ve yatağımın üstüne oturdum.

Soru sormak için tam ağzımı açacağım sıra da Skyler sözümü kesti. ‘’Yedi Alfa mı?’’ dedi ve duraksadı. ‘’Bayan Williams Yedi Alfa’ yı nereden biliyor?’’

‘’Bilmiyorum! Ama Yedi Alfa’ nın hologramını gördüm bunun için yemin edebilirim.’’ Diye çemkirdi Maggie.

‘’Yedi Alfa’ da neyin nesi?’’ diye sordum. George Ryan Maggie ve Skyler birbirlerine bakarken içlerinden Ryan sorumu yanıtlama cüretine girmişti.