FİNAL

2.8K 149 42
                                    

Umutsuzluk nedir? Sevdiğin adamın gelip, seninle o yarışmaya gelemem, zarar görmeni izleyecek kadar kendimi güçlü hissetmiyorum, demesi midir?

Yoksa ölüm ve kalım savaşı mıdır?

Üç gündür Delgado' dan başka kimseyi görmüyorum. O kadar çok çalışıyoruz ki kollarım da kaslar ve göbeğim de adonisler oluşmaya başladı.

Bunun üstüne, Delgado ile çalıştıktan sonra mola verdigimiz zaman Skyler yanıma gelip benimle yarışmaya gelemeyeceğini söyledi. Zarar görmemi izleyecek kadar güçlü değilmiş. Kalbim o kadar çok kırıldı ki parçalara ayrılıp kanıma karıştığını zannettim. Ama gülümsedim ve anlayışla karşıladım. Ama Skyler' ın başına böyle bir durum gelseydi ben onun yanından bir an bile ayrılmazdım.

Yapabilecek bir şey yok hatta belki bu daha iyi. Eğer ölürsem son göreceğim kişinin Skyler olmasını istemiyorum. Bu acıya katlanamam.

Ama yine de üzülüyorum. Üzülmemek elde değil ki.

Zaten Skyler' ı üç gündür düzgünce göremiyorum. Sürekli Ryan ve George ile beraber. Sadece geceleri ben yatağa girdikten yarım saat gibi bir süre sonra geliyor. O da yorgun argın. Bana sarılıyor, yarı uyur yarı uyanık bir halde. Sorular soruyorum kimisine cevap veriyor, kimisini duymuyor bile. Sonra da uyuya kalıyor. Bende onu izlerken uyuya kalıyorum. Kokusunu çekebildiğim kadar içime çekiyorum. Yüz hatlarını ezberlemeye çalışıyorum. Kirpiklerini sayıyorum. Öpebildiğim kadar öpüyorum. Sonra sessiz sessiz ağlıyorum.

Üç günün her gecesi böyle geçti. Şu anda yatağım da oturmuş bitki çayı içerken beynim de tepinen fillerin gürültüsünü susturmaya çalışıyorum. Saat yarıma geliyor. Skyler hala daha yok ve ben yarın altı da kalkıp uçağa binecek ve New York Büyücüler Şehri' ne gideceğim. Annem, Oliver ve Maggie ile.

Maggie' nin hali de iç açıcı değil. Kendime ve ona çok üzülüyorum. Belki bir anne olamayacak. Ya da olacak. Ama bebeği ne olacak? İnsan bir bebek mi olacak sonradan mı kurda dönüşecek yoksa bir kurt yavrusu mu doğuracak? Onu kim doğurtturacak? Beynim bu sorulardan patlamak üzere.

Oliver, Oliver, Oliver. İyi ki var dediğim şahıslardan biri. Dobra bir insan olması en sevdiğim özelliği. Yüzümüze gerçekleri harika bir şekilde çarpıyor ve bizi toz pembe dünyamızdan uyandırıyor. Hayal aleminde yaşamak ne kadar güzel olsa da gerçekleşmeyeceğini bilmek çok acı.

Ashley. Ashley' e ne olduğu hakkında pek bir bilgim yok çünkü bizimle konuşmuyor. Onunla konuşmak için her boş anımda yanına gidiyorum. Hatta giderken yanımda frambuazlı pasta götürüyorum ama eskisi gibi değil. Ona da üzülüyorum. Annesini daha yeni kaybetti, babam öldüğü zaman bende öyleydim ama sanki Ashley' de çok farklı şeyler var. Bilemiyorum.

George, komşum dostum. Yeni bir baba adayı. Aramızda belki kafası benden de karışık olan biri. Kafasının karışmaması elinde değil. Sevgilisi hamile, harika tamam. Ama çocuğu ne olacak? Onları ne tür hayat şartları bekleyecek? Sanırım George' un iç sesi oldum.

Ryan; meraklı, dedektif, panik olmak ve panik yaratmak da bir numara olan dostum. Ashley kendini kaybettiği için Ryan da sürekli onunla ilgilenmek zorunda kalıyor. Bu harika bir şey. Onlar için. Tabi Ashley öyle olmasaydı daha da harika olabilirdi.

Delgado, babam gibi sevdiğim adam. Hakkı ödenmez biri. Yarın başarılı olur da ölmezsem Delgado' nun kölesi olabilirim. Benim için çok şey yaptı.

Annem. Babamın ölümünden sonra o kadar değişti ki sanki dünyaya başka biri olarak tekrar geldi. Anne-kız ilişkimiz harika gidiyor. Beraber bir şeyler paylaşabiliyoruz. Ama ben de ölürsem, babamdan sonra nasıl toparlanır ya da toparlanabilir mi bilmiyorum.

Feel Me.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin