Yine ben yine ben ve yine ben :) Fazla söze gerek yok, hepinize minnettarım iyi ki varsınız yaptığınız yorumlar, votelar okuma sayısı ve top birincilik. Ah sizi çoook seviyorum. <3
ÇARŞAMBA AKŞAMI
Maggie’ den küçük bir şaka gelmişti. Hala daha teyzesindeymiş ve o gün George’ a bir şaka yapmak istemiş. Yani Skyler’ ın bana anlattığı kadar olay böyleydi. Delgado henüz daha beni hiç aramadı ya da bir yerde kafama yine çuval geçirip beni depoya kapatmadı.
‘’Baba akşam yemeği ne yemek istersin?’’ diye mutfaktan babama seslendim. Birkaç dakika sonra babam mutfağa geldi ve tezgaha bir göz gezdirdi.
‘’Fırında makarna yemeğe ne dersiniz?!’’ kapının eşiğinde valizini yere atıp ceketini çıkaran anneme şaşkınlıkla baktım. Onun pazartesi gelmesi gerekmiyor muydu? ‘’Anne!’’ diye bağırıp koşarak ona sarıldım. ‘’Senin pazartesi gelmeyecek miydin?’’ diye sormadan edemedim. Annemin kollarından ayrılıp ona baktım. Sapasağlamdı. ‘’Ormanlar bana göre değil. Bende işleri öğretmenlere bırakıp geri döndüm.’’ Dedi ve ellerini birbirine sürtüp annem mutfağa girdi. Buradaki iş benim için bitmiş demekti. Cebimin titremesiyle kimseye fark etmeden dışarı çıktım ve telefonumu açtım. Arayan Skyler’ dı. Telefonu gülümseyerek açtım.
‘’Skyler?’’ dedim. Telefonun eşiğinden o serseri gülüşünü duyar gibiydim. ‘’Güzelim.’’ Diye karşılık verdi. ‘’Akşam pencereni kilitle. Bu gece gelemeyebilirim.’’ Dediğinde sinirlendim ve ayağımı sertçe yere vurdum. ‘’Ama neden?’’
‘’George’ la birlikte birkaç işimiz var ve onları halletmemiz lazım. Ama sabah söz seni okula ben götüreceğim.’’ Dedi ve duraksadı. Derin nefesini duydum. Derin ve yorgun. ‘’Seni seviyorum.’’
‘’Bende seni seviyorum…’’ diye karşılık verdiğim anda annemin içeriden Nora diye bağırmasını duydum. ‘’Sanırım Bayan Williams seni çağırıyor. Akşam ararım ve konuşuruz. Pencerelerini kilitlemeyi unutma.’’ Sözü tamamlayan Skyler olmuştu ve daha sonra da telefonu kapattı. Oflayarak telefonu cebime koydum ve mutfaktaki camekandan içeri girip mutfağa geçtim. Annem fırında makarna için makarna suyu hazırlıyordu.
‘’Eee, ben yokken neler yaptın?’’ diye sordu. Derin bir nefes alıp parmaklarımı kütlettim. Ona Delgado’ nun bir gece beni bayılttığını diğer gece de kaçırdığını anlatamazdım. Anlatsam da bana inanmazdı ve gülüp geçerdi. ‘’Normal…’’ dedim. ‘’Senin?’’ diye sordum. Buzdolabının kapağını açıp yumurtalıkların yanından bir Toblerone mini alıp ambalajını yırtıp ve küçük bir ısırık aldım. ‘’Normal.’’ Diye cevap verdi annem. Toblerone’ mi ona uzattım ama istemedi.
Annem ve babama iyi geceler dedikten sonra merdivenlerden yukarı çıktım. Bodruma inen kapının önünden geçerken içerden bir düşme sesi geldi. Olduğum yerde durdum ve kapıya baktım. Bir kedidir diye düşündüm fakat içimdeki şeytan dışarı çıkıp kapıyı açmamı söylüyordu. Onu dinlememeyi ne kadar istemesem de elimi kola götürüp aşağı doğru indirdim. Kapı kilitliydi ve açılmadı. Umursamayıp yoluma devam ettim ve odama girip pencerelerimi kilitledim. Yatağıma uzanıp yorganımı çeneme kadar çektim ve Skyler’ ın kafasını koyduğu yastığı alıp sarıldım.
‘’Günaydın, prenses.’’ Deyip Skyler yanağımdan öptü ve siyah carollasına bindik. ‘’Dün gece geldin mi?’’ diye sordum. Skyler ‘ ın dudakları muzip bir gülümsemeyle yukarı doğru bükülürken kafasını onaylarcasına sallamayı da unutmadı. ‘’Sen uyuyordun. Bende yanına uzandım.’’ Dedi. Vücudumdaki bütün kanın yanaklarıma hücum ettiğini anlamam pek uzun sürmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Feel Me.
Fantasy*TAMAMLANDI* Nora Williams, on yedi yaşında yaşadığı sahte dünyanın içindeki gerçekliğin farkında olmayan biricik bir genç kız. Sevgilinizin ve en yakın dostlarınızın birer kurt adam olduğunu öğrenseydiniz ne yapardınız? Ya da annenizin bir büyücü...