Selam :') Şimdi ilk olarak söylemek istediğim birkaç şey var ve burayı okumadan lütfen GEÇMEYİN.
Aramızda sekizinci sınıf olan arkadaşlarımız varsa bu sene bile değil, bir ay sonra çok önemli bir sınava gireceğiz. Hepimiz de buna çalışmalıyız, yani yeni bölümlerin geç gelmesinin sebebi işte bu. Ama haziran ayı gelsin, iki günde bir bölüm yazmayı planlıyorum. Ama hazirana kadar dişimizi sıkmamız lazım, uzun lafın kısası yılmak yok; yola devam.Bu bölüm çok sevdiğim sınıf, hatta sıra arkadaşım Emine' m için!
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
"Eve bıraktığın için sağ ol Josh."
Sinir krizim belki geçti belki geçmedi, bilmiyorum. Skyler gittikten sonra Delgado' nun evini resmen yıkacaktım. Delgado eve gelmeden önce Josh beni sakinleştirmeye çalıştı ama başaramadı. Son çare olarak da beni yaka paça arabaya bindirip evime getirdi.
"Nora sana bir kaç şey söylemek istiyorum. Skyler' a güven. O sana bu hayatta ihanet edecek son kişi. Ayrıca sana inanıyorum. Jen denen o kız ciddi anlamda Skyler' a takmış. Bu bakışlarından bile belli. Bence O ona saplantılı. Saplantılı insanlar her şeyi yaparlar. Kendine dikkat et. Bu delice ama o kız tamamen gözlerini karartmış. Bunu Skyler göremiyor ama." dedi ve duraksadı. "Bunu ona göstermemiz lazım."
Kafamı salladım. "Biliyorum. Ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum Josh."
"Bulacağız." dedi ve destek verici bir şekilde gülümsedi. Elimi tutup sıktı. "Senin yanındayım."
Bende elini sıktım. "Teşekkür ederim."
"Hadi şimdi git. Birazdan gelir o uyuz, baş belası, aptal, saf, kuzu kılıklı kurt adam." Beni taklit edince güldüm. "Kuzu kılıklı kurt adam bence iyiydi." dedi.
Kahkaha attım. "Sinirlenince hayal gücümü ve çenemi tutamıyorum."
Güldükten sonra arabanın içinde bir sessizlik oldu.
"İyi geceler." dileyip elimi kapı koluna attım.
"İyi geceler." diye karşılık verdi.
Arabadan inip bahçe kapısına yöneldim ve içeri girdim. Dış kapıya ilerlerken Josh arabasını çalıştırmıştı. Cebimden anahtarımı çıkarıp deliğe soktum ve çevirip açtım. İçeri girdiğim de annemi koltukta uyumuş bir halde buldum. Üstümdeki ceketi çıkarıp portmantoya astım.
Koltuğun yanına gidip annemin omzunu hafifçe dürttüm. "Anne." dedim e harfini uzatarak. Annem kirpiklerini hafifçe kırpıştırdı.
''Tom?'' diye mırıldandı. Babamın adını sayıklıyordu.
''Anne, benim Nora. Hadi kalk da odana gidip yat.'' dedim tekrar. Annem tekrar ve tekrar sayıkladı.
''Anne!'' diye bağırdım en sonunda. Gözlerini hızlı bir şekilde açtı. Etrafa mamur bakışlar attıktan sonra bana döndü.
''Baban nerede?'' diye sordu. Dudaklarımı birbirine bastırıp kendimi tekli koltuğa bıraktım. Ellerimi dizlerimin üstüne koyup sıktım. Gözlerimi lanet beyaz halıya dikip öylece beklemeye başladım.
Annemin hıçkırığını duyduğumda kaç dakikadır baktığımı bilmediğim halıdan gözlerimi kaldırıp ona çevirdim. On yedi senedir ağladığını görmediğim kadın, son bir aydır gözlerimin önünde hıçkırarak ağlıyordu.
Ve ben buna dayanamıyorum.
''Onu kim öldürdü...'' diyebildi annem hıçkırıklarının arasından. ''Neden böyle bir şey yaptılar?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Feel Me.
Fantasia*TAMAMLANDI* Nora Williams, on yedi yaşında yaşadığı sahte dünyanın içindeki gerçekliğin farkında olmayan biricik bir genç kız. Sevgilinizin ve en yakın dostlarınızın birer kurt adam olduğunu öğrenseydiniz ne yapardınız? Ya da annenizin bir büyücü...