30. Bölüm

4.5K 156 24
                                    

"Bak Derin..." dedi gözlerini tam kadraj gözlerime dikerek "...beni sorduğunu söylüyorsun. Eğer beni biliyorsa, eğer biliyorsa sözlü notlarımı düşürür."

"Lütfen sakin ol Seda." dedim. Yaklaşık bir saattir boş sınıfın içerisinde bir o yana bir bu yana koşturup duruyordu. Dün gece Onur hocanın bana yazdığı şeyi Seda ya söylemem başıma iş açacak gibiydi. Tek dileğim Seda'nın mantıklı düşünmeye başlamasıydı şu anda ve hayatında bir kere olsun sözlü notlarını, derslerini değil de bir arkadaşını, dostunu ön planda tutmasıydı. Eğer onu birazcık olsun tanıyorsam zaten böyle bir ihtimal yoktu. Ne benim, ne de Seda'nın notlarıyla oynamazdı. Asıl endişelenmesi gereken benken, beni öğrendiğini ondan sadece bir- iki kelimeyle ve gayet alaycı bir üslupla öğrenmişken ben gelmiş Seda hanımın pimpirikli düşüncelerini yumuşatmaya uğraşıyordum. Bilgisayarı kapatıp yatakta sabaha kadar boş boş tavana bakmama sebep olan yazı bir kere daha gözlerimin önünden geçti.

Bu sefer seni buldum. Seni de arkadaşını da Sahi söylesene KILIÇ nasıl? 

Kılıç Seda'nın soyismiydi, ve okulda başka herhangi bir Kılıç yoktu...

Aniden durdu. Arkası bana dönüktü. Yavaşça topuklarının üzerinde döndü, yerdeki hafif kanlanmış gözlerini bana doğru çevirdi ve fısıldadı "Ben bunu kaldıramam. Onunla... Konuşmalıyım."

Dumura uğramış halde ona bakıyordum. Ya yanlış duymuştum ya da yanlış anlamıştım. Emin olmak adına sordum, içimden yanlıs anlamış ya da dilinin sürçmüş olması için dualar ediyordum "Kiminle? Ne konuşacaksın? Ne hakkında?"

"Biliyorsun." dedi artık sesi titremiyordu ve daha yüksek çıkıyordu. "Konuşacağım. Son kararım."

Gülümsedim. Güldüm. Hatta içimden kahkahalar attım. "Hayır." dedim. "Bunu yapamazsın."

"Yaparım." diye tek cümleyle yüreğimi ağzıma kadar getirip tekrar yutmama sebep oldu. Söyler miydi? Ne söylerdi? Tüm suçu üzerime mi yıkacaktı?

Kendimi onun yerine koymayı denedim... Sözlü notlarını boş verin, yazılı kağıdımda oynama yapıp dersten kalmama sebep olsa dahi onunla konuşamazdım. Hele bu konu hakkında hiç...

Yalan söyleyecek hali yoktu ya? Eğer bir şeyler söylemeye başlayacaksa en baştan başlayacaktı. Fikir onundu. Hatta her şeyi benden çok o başlatmıştı, bana onun yakışıklı olduğunu söyleyen oydu, hesabı açan oydu, gece vakti arayıp bana uyku sersemi bir şeyleri kabul ettiren oydu. Ceyda'nın ismini kullanan oydu...

Anlatamazdı. Anlatır mıydı? Acaba ona sen anlatırsan ben de anlatırım demeli miydim? Ama ne olursa olsun ben yaptığımın arkasında durmak istiyordum. İkimiz de suçu birbirimize atıp ortadan kaybolursak bu adam ne düşünürdü? Olgun biri olmayabilirdim. Henüz olgun biri olmayabilirdim. Fakat yaptığımın sorumluluğunu alabilecek kadar cesurdum. Bu işe aklımda soru isareti kalmasın, ileride 'Acaba yapsam ne olurdu?' diye ah vah etmek de istemiyordum.

Özür Dilerim ÖğretmenimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin