Şurada gördüğünüz, üzerinde uzun bordo ve tonlarında kareli asimetrik t-shirtüyle, çiçek desenli uzun eşofmanın paçalarını dışa doğru katlamış, yarısı cam balkonun dışına taşmış ve göz devirmeye çalışarak yumruk yapmış elinde tuttuğu bezle "Allah ne verdiyse" camlara girişmiş, rastgele bulduğu yeri silen asık surat tanesi benim...
Başımda saçlarımın güneşten yanıp zaten iğrenç olan renginin iyice açılmaması ve okulda 'çakma' damgası yememek için taktığım ve saçımı gizlemesinden memnun olduğum beyaz bir şapka var.
Şimdi kadrajı biraz sola kaydıralım ve meteroloji uzmanımıza bağlanalım. Yağmur yağacak! Teşekkürler.
Son olarak da iki katı bir mesafeyle tekrar sağa dönersek de başımda cehennem zebanisi gibi dikilmiş, tabiri caizse -ki şu durumda herşey caiz- kullanma klavuzu edasıyla camı ‘üstten aşağı, alttan yukarı’ talimatlarına uygun silmem için beni yönlendirmeye çalışan ejderha sıfatlı babaannemi görüyorsunuz.
Yuvarlak akımlı, beyaz-pembe ten renginin hakim olduğu suratının derin kırışıklıkları arasındaki dudağının üzerinde bulunan fındık içi büyüklüğündeki et benini kopartıp ona yedirmemek icin kendimi zor tutuyorum. Aslında tutmuyorum. İçimden onu en münasip olacak yere yerleştirdim bile, ama içimden. Şşt, çaktırmayın.
Aylardan eylül... Nahlet (lanet) 3. Sınıfa başlamam için kalan son 15 gün. Ve gördüğünüz haldeyim. İçimdeki ses Lanet olsun bu Dünya lanet olsun bu sefki ben seni çok sefiyordum sen bana neden beyle yaptın diye adeta anırıyor a dostlar...
Yapmamam gereken şeyleri yapmak özelliğine -hatta tikine- sahip olan ben, az önce aşağıya bakma gafletinde bulundum. Bulutların arkasındaki güneş, iç sesimin bu sefer de Yanıyorsun Fuat ağabeeeyyy diye çığırmasına sebep oluyor.
Teşekkürler güneş. Bir ara hatırlat, sana çok içten dilekler sunacağım. Gerçekten içten.
Ve hâlâ mide mi, miğde mi olarak yazıldığını çözemediğim organım buldumcuk olmuş embriyo gibi beni tekmeledi.
Şu mide ne gereksiz bi' organ öyle değil mi kardeşlerim? Keşke olmasaydı da onun yerine bağırsak olsaydı. Bakın, espirisi bile var: Bağırsak mı bağırmasak mı ¿
Molotof atmayın Valla düşerim aşağıya. Sonra toprak altına gideriz boş yere. Hepimiz kardeşiz yapmayın böyle şeyler. Allah yarattı dışlamamak lazım. Dağılın.
"Banaanne yatacak yerin yok, Valla boşa sildiriyorsun bana bu camları. En geç yarın yağmur yağacak güme gidecek yaptığımız iş."
Elindeki sarı bezle dizime vurdu. "Sus kız, eşeğin eniği. Babanın hayrına mı yapıyorsun sanki? Bi' cama 100 liraya anlaşmışız zaten. Ciğerim yanıyor."
Tabikide doğru söylüyor, benim bu şeytan yeşili gözlerimde babamın hayrına iş yapacak kırıntılar var mı? Hahaha no.
"Aman babaanne sanki trilton veriyorsun. Hem ben o parayı hatırlı bir iş için harcayacağım. " dedim 'ğ' harfini uzatıp gereksiz yere bastırarak. " Her şey kitaplarım için" parmaklarımı barış işaretine benzer bir işaret yaptım. Fakat şu farkla: baş ve orta parmak da eklem yerlerinden kıvrılmış bulunmakta.
"Hatırlı değil cahil, hayırlı." diyerek elindeki bezi önündeki kovada yıkayan babaanniş bana dönünce ‘Ağğyyyhhhh’ diye ilkel bir çığlık kopartarak aynı hızla üzerime atladı ve beni tutup içeriye çekti. Bu sırada türlü beddualar ettiği detayını da atlamamak isterim sevgili dostlarım.
"Allah senin tependen baksın kıız" dedi, sondaki bir kelime miydi iç çekiş mi anlayamamıştım. En iyisi Yaşasın çok işlevli babaanneler. (Çoq-işlefli-bbaanniş-qalp-ben) Deyip geçelim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özür Dilerim Öğretmenim
Novela JuvenilSahte hesap açarak öğretmenine seni seviyorum dediğinde, başına geleceklerden habersizdi... KİTAP UZUN BİR ARADAN SONRA DEVAM ETMEKTEDİR