Hiç keyfim yoktu. Okul eskisi kadar sıcak gelmiyordu bana. Seda hep yanımdaydı ama birden tüm arkadaşlarımı kaybetmenin vermiş olduğu hüzün ve acı hiç geçmiyordu.
Kantinden meyve suyu alıp beni bekleyen Seda'nın yanına gittim. Birlikte sınıfa çıkmak için merdivenlere yöneldiğimiz sırada Melek ve Gamze önümüzü kesti.
"Hayırdır?" diye soran Melek'e ters ters baktım.
"Ne hayırdır?"
"Siz hayırdır kardeşim. Kaç gündür neyin tribindesiniz? Gelip yanımıza hâl hatır soran yok!"
"Biz birşeyin tribinde değiliz ayrıca gelip sordum size ne oluyor diye Gamze hanım anlatmak istemiyormuş işte."
"Derin! Önemli birşey vardı. Görmüyor musun şu kız ne hâlde?" dedi Gamze'yi göstererek.
"Demek önemli birşey vardı ha? Bana söylemeyip de Sezek'e anlattığınız önemli bir şey!" dedim bağırarak.
"Ona sadece Onur hocayla konuşsak mı diye sorduk. Kendisi dahil oldu olaya!"
Demek o gün Sezek ve Gamze Onur hocanın yanına gidip bu 'önemli şeyi' konuşmuştu.
"Herneyse çekilin önümden, sizin yaptığınız kardeşlik değil kalleşlik. Sezek'e karşı hislerimi bile bile hemde!"
"Derin.." dediği sırada Gamze devam etmesine müsade etmeyerek kolundan tuttu ve kantine götürdü. Bende çok meraklıydım sana kaşar!
Ayaklarımı vura vura merdivenlerden çıkarken bu kez de yolumuzu Timuçin kesti.
"Derin?"
"Ne?" dedim ona da Meleklere yaptığım gibi dik dik bakarak
"Derin..."
Tutumuma şaşırmıştı anlaşılan şaşır bakalım Timuçin bey sen beni az mı şaşırttın."Ne!" dedim bu sefer sesimi daha çok yükselterek "adımı mı ezberliyorsun?"
"Şey... Konuşabilir miyiz?"
"Hayır." diyerek sınıfa doğru yöneldim akıllarına daha yeni gelebilmiştim herhalde. 3 gün kadar sonra fark edebilmişlerdi soğukluğumu ne mükemmel arkadaşlar ama!
Okul çıkışı müzik öğretmenim Derya hoca tarafından müzik sınıfına çağırılmıştım. Derya değil dert yaa*.
Kapıyı tıklatarak içeriye girdiğimde onu dalgın bir şekilde pianoya bakarken buldum.
"Gel bakalım Derinciğim. Biraz seninle konuşalım. Geç otur şöyle" dedi pianonun başındaki pufu işaret ederek kendisi de bir sandalye çekerek karşıma oturdu.
"Kaç gündür dalgınsın. Bir sorun var galiba?"
"Yok hocam ne sorunu yok sorun falan."
"Derin... Seni tam 10 yıldır tanıyorum. 10 yıl müzik öğretmenliğini yaptım senin. Flütü sol el ile tutamayıp da sinirlenerek bırakacağını söylediğin, ancak bırakmak yerine daha sıkı sarılıp daha azimle çalıştığın zamandan beri tanıyorum seni. Artık çalmasan bile ruhunda hala bir piyanistin olduğunu bildiğim gibi biliyorum bu hallerini. Anlat bakalım sorun ne?"
"Sorun.. Yok"
"Ailevi birşey mi?"
Hayır herşey!
"Hayır.. Aslında evet" dedim pes ederek dediği gibi beni gerçekten uzun zamandır tanıyordu. Ne kadar inkar etsem de beni bırakmayacağını da ben biliyordum. Eh on sene sonuçta boru değil.
"Anlatmak iyi gelir." dedi cesaret vermek isercesine. Kendimi ringe çıkmadan önce son kez koçu tarafından taktik alan boxçu gibi hissetmiştim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özür Dilerim Öğretmenim
Roman pour AdolescentsSahte hesap açarak öğretmenine seni seviyorum dediğinde, başına geleceklerden habersizdi... KİTAP UZUN BİR ARADAN SONRA DEVAM ETMEKTEDİR