vote 55 salise yorum ise 4 saniye süre alıyor evet denedim. ^^ Okuyan vote, vote veren de yorum yapabilir diye düşünüyorum. Keyifli okumalar umarım begenirsiniz...Sırt çantama son olarak mavi gömleğimi koyup fermuarını çektim. 15 gün... 'Yaşıyorum' diyebileceğim 15 gün beni bekliyordu. Temiz hava, dedem ve ben gerçekten çok iyi bir üçlüydük. Allah bozmasın.
En son beni Can'ın üzerinde gördüğünde annemle işbirliği yaparak söylediğimiz onun halamın oğlu ve aynı zamanda süt kardeşim olduğu yalanına inanmış olacak ki beni tatilde çiftlikte kalmaya davet etmişti. Dedemin birsürü torunu vardı. Yani onun tek veya ilk torunu değildim. Ona en yakın olan torunu da değildim. Hele dayımın çocukları geldiğinde gözü beni neredeyse görmüyor diyebilirdim.
Ancak diğer herkes farklı şehirlerde olduğu için onun yanında olan torunu bendim. Benim yanımda olan dedem oydu. Baba dedem öldüğünde Allah affetsin pek üzülemedim. Çok iyi anılarımızın olmaması bir yana hayatımda pek bir eksikliğini görmemem de buna büyük bir etkendi sanırım. Dedelerime pek yakın bir insan değildim. Hatta annem arada bir onları ziyaret etmeye gittiğinde bile genelde evde kalıyordum. Evde tek kalmaktan korkmama rağmen.
Ancak sonra; yani dedemi kaybettikten sonra babam çok değişti. Kendisini mesleğine adayan işkolik babam görevden ayrıldı ve babasından kalan kasabı devraldı. Zaten çok ilgili, çok sevecen bir baba değildi ancak vardı. Oradaydı ve arada bir de olsa bizimle konuşuyordu. Fakat şimdi... Olmasıda birdi olmamasıda.Hatta şu aralar pek çokça zikrettiğim bir şey varsa oda onun olmamasını istememdi...
Arabadan birşey demeden inip kapıyı kapattım. Ve arkama dahi bakmadan arka bahçe tarafından eve doğru ilerlemeye başladım. Tam kapıyı çalacaktım ki aklıma ziyarete gideceğime söz verdiğim o yaşlı kadın geldi... İsmi neydi sahi? Hatırlamıyordum. O kadar çok şey yaşamıştım ki o günü net olarak bile hatırlayamıyordum. Dedemlere gitmeden sözümü tutmak için ormanlık alana yöneldim. Hangi yolu kullanarak oraya ulaşmıştım acaba? Lütfen dedim içimden. Lütfen kaybolmayayım lütfen...
* * * *
"Gelmeyeceksin sanmıştım" dedi gözlerime şefkatle bakarak "Uzun zaman oldu.""Evet."dedim. "Kusura bakmayın bir arkadaşım hastaydı ve... Zor günler geçiriyorduk."
Etrafı incelemeye devam ederken 'acaba burada, yaşasaydım hayat nasıl olurdu?' diye düşündüm. Bunu gittiğim her evde yapmam sanırım hayatımdan ne kadar memnuniyetsiz olduğumun kanıtıydı. Kendime gelmek amaçlı gözlerimi sıkıca kapatarak tekrar açtım. Karşımdaki soran gözlerle bana bakan kadına aval aval bakmamak için kendimi zor tuttum ve halı desenini incelemeye başladım. Benden cevap bekliyor gibi bir hali vardı ancak kafamdaki saçma düşünceler yüzünden soruyu kaçırmıştım. Pekala sakin olmam gerekiyordu. Arkadaşım hasta diyen birine ne denilirdi? Geçmiş olsun? Neyi var? Ciddi birşey mi? Ah! hepsi olabilirdi. Ortalama bir yanıt vermeliydim.
"Kafasında Bir..." devamını getirmek sandığımdan zor olmuştu. "...şey var ve ona zarar veriyor." diye gevelediğimde gözleri fal taşı gibi oldu.
"Ciddi misin kızım? Ah... Çok geçmiş olsun. Nasıl bir illet olduğunu iyi biliyorum. Bizim dedemizde de de var aynısından." deyip dolan gözlerini saklamak için başını eğerek omuzundan dökülen eşarbı ile göz çevresini ve yanaklarını sildi.
Bizim dede derken sanırım kocasından bahsediyordu. Babaannem de bazen dedemden öyle bahsederdi. Oradan bilgiliydim. Yaşlılar işte kocam yada eşim demiyorlardı veya diyemiyorlardı bu edepten miydi yoksa untanma duygusundan mı bilemiyorum zaten bence utanacak birşey de yoktu ya herneyse...
"Size de geçmiş olsun. Umarım çabucak eski sağlığına.." derken sözümü kesti
"İki yıl... Doktorlar bu hızla yayılmaya devam ederse en fazla iki yıl ömür biçti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özür Dilerim Öğretmenim
Fiksi RemajaSahte hesap açarak öğretmenine seni seviyorum dediğinde, başına geleceklerden habersizdi... KİTAP UZUN BİR ARADAN SONRA DEVAM ETMEKTEDİR