32.Bölüm

1.6K 100 8
                                        

''Şermin-Tarık''

Şermin siyaha yakın koyu yeşil gözlerde kayboluyordu ki: ''Ne işiniz var sizin burada Tarık bey?'' deyiverdi pembe dudaklarında gülümseme sıcacık oturmuşken. Tarık Şermin'in çenesinden çekti elini ve: ''Seni götürmeye geldim. Neden gurur yapıp bana hiç bir şey söylemedin? '' dedi. Şermin, kızdı. Neden ilk önce Gurur yaptığını, hata ettiğini söylüyordu Tarık: ''Sadece siz git dediniz. Ben de gittim!'' dedi, amacı Tarık'ın ettiği sözlere pişman etmekti. Tarık gözlerini başka yöne kırpıştırıp: ''Yapma Şermin! Bilsem kendi ellerimle verir miyim seni o adamalara?!'' dedi. Şermin: ''Benim bir şey yaptığım yok. Kendim geldim buraya işte! Sizin bana ihtiyacınız yok artık Tarık bey! Ben yokum!'' dedi ve odadan çıkmak için kapıya yöneldi, Tarık Şermin'in kolunu sımsıkı kavradı ve: ''Sen paraya sevdayı satacak kız değilsin! Bunu gayet iyi biliyorum ben!'' dedi kararlılıkla ve yalvararak devam etti :''Gidelim buradan Şermin! En azından İstanbul'a gidelim.'' dedi. Şermin kolunu hızla çekti ve gözlerini Tarık'ın gözlerinden ayırıp kapıyı açtı ve merdivenlerden hızla aşağı indi, kimseler yoktu, dış kapıyı açıp dışarı çıkıyordu. Tarık koşarak Şermin'i takip etti. İkisi de dış kapıdan çıktı ve Tarık Şermin'in kolunu tutup kendine çevirdi :''Bana bak ben buraya gelene kada-'' derken Tarık kafasında sert bir şey hissetti, yutkundu, Şermin'in arkasında olan adam Tarık'ın andına silahı dayamıştı. Tarık bir hamleyle Şermin'i arkasına aldı ki, Şermin yutkunup Tarık'ın önüne geçip: ''Çınar dur...'' diyebildi. Çınar Şermin'in bluzundan tuttuğu gibi arkasına aldı. Tarık'ın peşine düşmüş Bulut ve Yusuf çıktılar ortaya... Engellemek istiyorlarsa da evin korumaları buna izin vermezdi... Çınar Silahın tetiğini çekerek Tarık'a: ''Tarık sen misin...? Pardon korkak mı deseydim?'' dedi. Tarık'ın kalbindeki ağrı yetiyordu zaten. Acılar katmerleştikçe Tarık'ı ciddiyet bastırıyordu, sakin: ''Sensin korkak... Korkak olmasan, Şermin'i benim şirketimden yaka paça adamlarına kaçırtmazdın! Adam gibi karşıma geçer mevzuyu anlatır cevabını alır giderdin!'' dedi. Çınar alaylı bir uslupla: ''Ne yapabilirim? Gözün korkmalıydı!'' dedi, Tarık'ı deniyordu. Tarık ise hayatında hiç bu kadar cesur olmamışça: ''Gördüğün gibi çok korkmuşum ki (!) evine kadar girip Şermin'i kaçırmaya teşebbüs etmişim! Bırak onu!'' dedi. Çınar: ''Tamam, sen bana Şermin'i ne kadar sevdiğini söyle... Eğer doğru cevabı duyarsam bırakırım!'' dedi. Çınar Tarık'ı sınavdan geçiriyordu, niyeti Şermin'i emin ellere teslim edebilmekti. Şermin, Çınar'ın söylediklerinden bir şey anlamadı... Tarık bey neden öyle bir şey söylesin ki?... Tarık kıvılcım saçan bakışlarıyla Çınar'a bakıp ciddi ve tok ses tonuyla: ''Ben Şermin sonsuza kadar yanımda olsun diye seviyorum! Çünkü onsuz nefes alamıyorum!Nefes alamazsam nasıl yaşarım!!! Senin gibi sevdayı çarçur etmiş biri sevemez onu...'' dedi. Çınar bu sözleri beğendi, Tarık'a yaklaştı ve kulağına: ''bak Tarık efendi. Şermin benim kardeşim! Duydun mu! Onun abisi bil beni! Eğer onun üzüldüğünü duyarsam!'' dedi ve silahı Tarık'ın kafasına vurarak: ''Seni vururum bilmiş ol!!'' dedi ve Şermin Tarık'ın yanına koştu. Tarık ne olduğunu şaşırdı ve:''sen Şermin ile evlenmeyecek miydin!??'' dedi. Çınar: ''Şermin ile evleneceğim! Evleneceğim de... Bu Şermin ile değil!'' dedi. Tarık içinden sevindi, ciddiyetle: ''Peki o elindekinin oyuncak olma olasılığ-'' derken Çınar karşıdaki ağacın üstündeki sarı yaprağı nişan aldı, bir el ateş açtı ve: ''Kuru..:'' dedi içindeki boş şarjörü çıkartıp takarak. Tarık oh dedi içinden ve Şermin'e bakıp gülümsedi. Şermin'in ise kafası karışıktı. Tarık bunu anlayabilyordu: ''Kafan karıştı demi? Bak Ben seninle olmazsam, nefes almam zorlaşıyor, sen hep burada ol istiyorum'' dedi elini kalbine götürerek ve devam etti Şermin'in masum bakışlarıyla: ''Burada... Tam burada, hiç gitme... '' dedi. Şermin de aynı şekilde hissetmesinin sebebini arıyordu, Tarık mıydı cevap yani? Gönlüne bir daha sorup cevabı aldı. Tarık'tı sebebi... Bulut ve Yusuf olay yerine yaklaştılar ve Tarık'a gülümseyip bakıyorlardı, Şermin masum masum bakıyordu ve: ''Özür dilerim...'' dedi. Tarık: ''Ne yaptın ki gülüm?'' dedi. Şermin başını eğdi ve: ''Ben hep sizin... Olmak istemediğiniz biri gibi olmanızı istedim. Zorladım... Ama anladım ki hatalıymışım... Ezbere reçete yazmışım ben size her seferinde, duygularımı bir kere bile katmamışım...'' dedi pişmanlıkla çattı kaşlarını ve Tarık'a baktı gözleri. Tarık gülümsedi :''olsun... Anladın ya sonunda benden ne köy olur ne kasaba...'' dedi. Şermin de gülümsedi ve: ''Estağfurullah, sizin iyi niyetinize kördüm ben hep. Hata benim.'' dedi. Tarık: ''Biz şu adamın elinden kurtulmuşuz... Senin şu söylediklerine bak. Ben seni affetmesem ne yapacağım ki? Nefes alabilecek miyim sanki?'' dedi gözleri kızarmıştı. 

MünzeviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin