21 -Papatya Kokusu

2.2K 126 7
                                    


Sen hayallerinden vazgeçme,onlar duaya dönüşür. Ne zaman kabul olur diye de dertlenme, her şey vaktini bulur. Bir bakmışsın duanı yaşıyorsun.



İnsanı en çok hayali üzer bence. O kadar düşünürsün , bağlanırsın ki ona seni terk edince kalırsın bir başına . Bende çok sıkı sarılmıştım hayallerime . Birini kaçırdım ilk başta ve sonra diğerlerini. Her kaçırış sonrasında üzüntüyü getiriyordu bana. Elimdekilere baktım öylece ve sarıldım bu kez onlara artık kaçırmayacaktım çünkü.



Usul usul kıyafetlerimi giyindim. Evde kimse yokmuş gibi davranabilirdim ancak onu hâlâ önemsiyordum. Kardeş demiştim bir kere ne kadar beni silsede. En kötüsü de şu an ki ruh halimdi. Her ne kadar mutlu olmam gerekse de olamıyordum. Binadan dışarı çıktığımda klasik araba kapıda beni bekliyordu. Arabayı görünce kendime kızdım yanında çok özensiz kalıyordum çünkü. Bir etek giymiştim değişik olarak gerisi aynıydı. Arabaya binerken ki şaşkın bakışlarım ayrıca büyümüştü. Farkında değilmiş gibiydi sanki.


"Biz gerçekten evlenmiyoruz umarım biliyorsundur" Dedim ona bakarak. Bilmiyor muydu gerçekten yoksa bilmek mi istemiyordu.


Aynaya astığı güneş gözlüğü taktı ve bana cevap vermeden arabayı çalıştırdı. Bende gözlerimi devirerek camdan dışarıyı izlemeye başladım. Araba durduğunda dalgın bakışlarım hâlâ kendine gelememişti. Hafifçe bacağıma dokununşca kendime geldim. Etrafıma baktığım da Nikah salonuna gelmiştik. Yavaşça kapıyı açtım. Etrafımızda bir sürü insan vardı nikah saatinin kaçta olduğunu bile bilmiyordum ben. Çok mutlu çiftler , heyecanlı aileler mevcuttu. Civarı süzerken koluma dokununca bakışımı ona çevirdim.

"Nikah saati bizde" Peşi sıra devam ettim. Iceriye girdiğimizde kocaman salonun bom boş olduğunu görmek beni üzdü. En ön koltukta annemi gördüm sanki bir an sonra kardeşimi. Tabiki eskisi gibi olmayacaktı bazı şeyler. Nikah şahidi aramaya giden canla beraber bir sürü insan girdi içeriye. Boş olan salon dolmuştu. Şaşkınlığım hâlâ yüzümdeyken nikah memuru geldi ve nikaha başladı.


"Can Ateş , Nisa Soytürk'ü eş olarak kabul ediyor musun?"


"Evet" salondan büyük bir alkış koptu.


"Nisa Soytürk , Can Ateş'i eş olarak kabul ediyor musun?"


"Evet" Çok daha büyük bir alkış kopmuştu bu sefer. Hemen arkasından en önde oturan ablalar 'bas bas' diye tezahürat yapınca ortamam ayak uydurup basmıştım ayağına. 'Ne yapıyorsun?' Der gibi bakınca.


"Pardon gaza geldim bir an" dedim.


"Ben basacaktım evde benim sözüm geçecekti" dedi. Tam o anda çekilmiş inanılmaz bir fotoğraf verildi nikah sonunda. Ayağa kalktık ve nikah defterini bana verdi ve ekledi "ömrünüzün sonuna kadar ayrılmayın" Gözlerimin yandığını hissettim bu cümle çok fazla acıtmıştı canımı.


Daha sonrasında ise takı takılan yere zorla götürüldük düğüne gelen herkes 3-5 bir şey takmıştı zorla. Paraları çıkışta su satan çocuğun eline verdi can. Mahcubiyetle bakan çocuk istemese de evde hasta annesi olduğunu söyleyip aldı. Eve geldiğimizde kendi evime değil de onun evine gelmemiz şimdiden değişik hissetmeme neden oluyordu. Kimsesiz gibiydim ve her an depresyona girebilirdim.

NİSAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin