27 - Ona dokunamazsın!

1.8K 113 7
                                    

"KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN. BAYRAM HEDIYESI OLARAK YENI BIR BÖLÜM EKLEMEK ISTEDIMMN. IYI OKUMALAR HERKESE"

Ufak not ; Bir sonraki bölüm birazcık geç gelebilir...

"Sen bizi mi takip ediyorsun?" Dedi sinirle yakup.

"Hiç işim gücüm yok sizi mi takip edeceğim" diyerek gülmeye başladı.

"Sahilde yürüyordum sizi görünce şunu vereyim diye düşündüm" diyerek ona hediye diye aldığım tesbihi bana uzattı.

"Yeni sahibine verirsin" dedi ve gülümseyerek yoluna devam etti. Şimdi bu bana laf mı sormuştu ne yapmıştı? Sinirlensem de gidişini arkasından seyretmekle kaldım.

**

Bir hafta kadar zaman geçmişti her şey aynı devam ediyordu ki tek değişen yakup'un bize 7-24 gelmesiydi. Galiba zamanla seversin lafı zamanla nefret edersin olacaktı benim için. Şimdiden sıkılmıştım çünkü ondan.

Ve bir pazar günü olarak bugün beraber bir şeyler yapmaya karar vermiş en sonunda pikniği ikimizde olaylamıştık. Eşyalarımı ayarladıktan sonra arabasına bitmiştim. Yol boyunca düzenli bir çift olarak çıtımız dahi çıkmamıştı.

Illa mangal yapacağım diye tutturmasa gerçekten de karnımızı doyurabilirdik bence. Iki saat sadece onun nasıl bu kadar beceriksiz olduğunu düşünmekle geçirmekte kararlıydım. Ayağa kalkıp yanımıza aldığım sandviçlerden birisini açıp az yemeye başladım. Çantamdan çıkarttığım telefonumda bana eşlik ediyordu. Aniden çalan telefon yüzünden ellerim birbirine dolaşmış telefonu yere düşürmüştüm. Yerde çöken bir pozisyonda olan yakup telefonu eline aldı. Uzunca telefonun ekranına bakması pek hayra alamet değildi sanki. Ne olduğuna bakmak için eğildiğim de geçen gün silmeyi unuttuğum şey başıma gelmişti.

"Hııı" diye istemsizce bir ses çıktı ağzımdan. Bana bakan yakup. "Kim bu?" Diyerek sinirli şekilde ayağa kalktı birden. Hızla elime aldığım telefonu açarak "Hilâlciğim değiştiriyorsun ismini sonra sorun oluyor bak ağabeyin çok sinirlendi" dedim hızla. Yakup'un yüzünün gevşediğini gördükten sonra olay mahalinden hızla uzaklaştım.

"Demek çok sinirlendi" dedi can. Oflayarak yakup'u göremeyeceğimden emin olduktan sonra "Ne oldu niye aradın" dedim hızla.

"Bir şey mi oldu?" Diyerek aynı soruyu o da bana sormuştu.

"Sayende ikinci kez yakalanıyorum ya" dedim kızarak.

"Birincisi benim yüzümden olabilir ama ikinci senin yüzünden değiştirmemişsen ben ne yapayım" dedi gıcık bir konuşma tarzıyla.

"Kapatmam gerekiyor zaten telefonda çekmiyor galiba" telefonu kulağından uzaklaştırdıktan sonra "aa niye çekmiyor acaba uzak yerdeyiz diye mi?" Diyerek devam ettim konuşmama. Can'ın "alo duyuyor musun?" Demelerinr cevap vermeden kapattım yüzüne telefonu.

Yalan söylememe karşın Hilâl'i arayıp yerimizi haber verip gelebileceğini söyledikten sonra telefonumu uçak moduna almıştım. Tekrar geriye döndüğümde yakup hâlâ mangalla uğraşıyordu.

"Bitmedi mi?" Dedim yüzümü asarak.

"Sucuklar kaldı bir tek" diyerek onları da yerleştirdi mangala.

"Oldu galiba ha" diyerek maşayla eline aldığı sucuğu sevinçle sallarken gerçeğin farkında değildi o an. Hunharca gülmeye başlayınca bu işte bir terslik var diyerek sucuğu parmaklarının arasına aldı.

"Istersen onunla bir mangal daha yakarsın" diyebildim gülmemim arasından. O da benimle beraber gülmeye başlamıştı.

"Bu iş bu kadar zor olmamalıydı ya neyse bir dahakine daha güzel olur" diyerek devam etti gülmesine.

NİSAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin