37 - Sonsuza kadar kurtulma belgesi

1.3K 73 1
                                    


"Can Ateş uyuşturucu madde temin etmek ve pazarlamak suçundan tutuklandınız. Konuşmama hakkına sahipsiniz" elleri arkasında içeriye giren Yakup'a mı bakmalıydım benim gibi şok olan Can'a mı? İkimizde birbirimize bakakalmıştık.

37 - Sonsuza kadar kurtulma belgesi.

"Nereye götürüyorsun onu" diyerek yakup'un kolunu tutunca nefret dolu bakışlarını üzerime çevirmişti. Kolunu yavaşça silkip elimin düşmesini sağladıktan sonra "Arkadaşlar görürelim" diyerek telsiziyle kapıyı gösterdi ve arkalarından çıktı. Peşi sıra bende hızlı adımlarımla ilerliyordum. "Yakup sana diyorum" dedim nefes nefese. Hâlâ bir cevap vermiyordu bana. Arabaya bildirdikten sonra polisler de yanına oturdular Can'ın.

"Yakup" dedim son kez. Kafasını yana doğru yavaşça çevirdi. Beni görmek amaçlı yapmamıştı bu eylemi 'söyle' manasında çevirmişti.

"Nereye götürüyorsunuz onu?"

"Tek soru hakkını kullandın. Karakola gidiyoruz" diyerek polis aracının önüne oturdu. Sinirden kızardığımın farkındaydım camdan bana bakınca yüzümdeki öfkeyi görmesini istiyordum ancak o önüne bakıp devam etti. Eve geri dönüp üzerimi giyindikten sonra karakola gitmek için yola koyuldum.

İçeriye girdiğimde etrafın o kadar kabalık olacağını düşünmemiştim karakolun ortasına bakarken geçen bir polis memurunu durdurmak son anda aklıma gelmişti. Hızla yerini öğrendikten sonra onunla beraber aşağı katlarda bulunan nezarethaneye geldim. İşte bu andan sonra yaşayacaklarımı ben bile tahmin edemezdim.

"Amirim yeni mahkümu görmek istiyor" diyerek beni gösterdi. Masaya kurulmuş şekilde otururken ayağa kalkıp belindeki silahını masaya koydu.

"Bu mahküma görüş yok" diyerek tabancaya , montundan çıkarttığı mermileri dolduruyordu bir yandan.

"Ben görmek istiyorum ama" dedim bende memurun arkasından.

"Herkese söyle içerdekinin görüş izni yok" diyerek oturduğu masadan tekrar ayağa kalkıp silahla bana doğru gelmeye başladı. Bakışlarıyla polise git dedikten sonra tam da önümde durakşamıştı.

"Biliyor musun" dedi tabancanın kabzasıyla oynarken.

"Neyi" dedim bende.

"Bu tabancada 15 mermi var" diyerek tabancayı havaya kaldırdı. "Şimdi şuraya ateş etsem büyük ihtimalle oradaki ölecek" diyerek bu seferde silahı nezarethaneye çevirdi. "Ne yapıyorsun?" Diyerek kaldırdığı kolunu tuttum.

Başını bana çevirerek "Şimdi onun serbest kalmasını istiyor musun?" Dedi.

"E-evet" dedim.

"O zaman bir saat sonra dediğim yere geleceksin" diyerek merdivenlere yöneldi. "Ha bu arada buradaki herkes seni nişanlım sanıyor onunla görüşemezsin" dedikten sonra yukarıya çıktı.

Anahtarlarla kapalı olan demirlerin önüne gelip baktığımda oldukça uzun olduğunu biliyordum ama onu görmekte istiyordum. Umutsuzca tuttuğum parmaklıklardan gelen sesle beraber elimi çektin. Polis memuru dosyayı masaya bırakarak yanıma doğru geldi belindeki anahtarlar ise dikkatimi çekmişti.

"Yenge buradan çıkman gerekiyor"

"Ben içerdeki adamla evliyim bırakın da göreyim" diyince olmaz anlamında başını salladı. Önüme geçtiğince var gücümle "can" diye bağırdım. Onun da bana sesleneceğini hiç düşünmemiştim.

NİSAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin