39 - Hiç gitme

1.2K 82 1
                                    


Yüzükleri parmağımıza takmıştı tam keseceği anda içeriye giren Yakup'la karşı karşıya gelmiştik bir anda.

"Can olur mu ben seni sözüme çağırmıştım çok ayıp ettin" dedi hem dalga geçen hemde sinirli ifadesiyle.

"O yüzükleri takın hatta düğünde yapın ama asla evlenmenize izin vermeyeceğim çok yakında göreceksiniz"

39 - Hiç gitme...

Parmağındaki kurdeleyi büyük bir hızla çekip çıkarttıktan sonra Yakup'un iki yakasını kavramıştı Can. Gülümsemesi yüzüne iyice yerleşen Yakupsa kahkaha atmaya başladı.

"Yalan mı gerçek mi Can?" Bilmeceli konuşmasına herkes sessizce şahitlik ediyordu. Yavaşça Can'ın yanına yaklaşıp kolunu tutunca bakışını bana çevirmişti.

"Bırak konuşup konuşup gitsin" dedim. Kafasıyla beni onaylayıp yakalarını önce bıraktı ardındanda kolundan tutup kapıya sürüklemişti.

"Size engel olacağım" kahkahası bütün evi yankılarken bir tek kahkahası yankılanmıyordu. Kapının dışına attıktan sonra kapıyı hızla kapattı. Ardında kalan ürkek bakışlara rağmen geriye dönüp az önce attığı kurdeleyi büyük bir özenle geriye bağladı.

"Özür dilerim aşkım" dedi sessizce kulağıma.

"Aşkım mı?" Dedim bende aynı ses tonuyla ona. Kimse konuştuklarımızı duymuyordu buna emindim.

"Aşkım, sevgilim,her şeyim"

*****

Başımın omzuna bıraktığı sıcaklığa aldırmadan kafamı kaldırıp yüzüne döndüm.

"Sen hiç gitme olur mu?" Dedim. Anlamsızca gelen bu sözlere ben bile şaşırmıştım.

"Ben gitmem de sen de hiç gitme" gözlerinin gülümserken oluşan çizgilerine , hafifçe çıkan gamzesine büyülüydüm ben. Her çizgisine kendimi hapsetmişken gitme düşüncesini hiç aklıma yer edemiyordum bile.

"Beni hiç kızdırmazsan gitmem" dedim gözlerimi gözlerinden ayırmayarak.

"Kızdırırsam da affet" alnıma hafifçe bıraktığı öpücükle o şekilde kalmıştık.

"Öhöö öhöö aile var burda daha düğün yapacağız gençler olmaz böyle" diyerek Hilal'in konuşmasıyla kafamızı azıcık kaldırsakta yanak yanağa kalmıştık gene. Hilal ise elini gözüne kapatmış bir şekilde duruyordu hala.

"Hilal saçmalama çek şu elini ya" elinin tekini çekip izlemeye devam ediyordu.

"Sanane kardeşim hem imam hemde resmi nikahlı karım" doğrulup belimden kendine doğru çekti ve iyice sarılınca "şimdi gidip teyzeme şikayet etmezsem görürsünüz" dedi hilal. Bu sözün üzerine belimden çekti elini. Ellerini tamamen çektikten sonra ağzındaki baklayı çıkartıvermişti Hilal.

"Sinan'da düğününüze gelsin mi? Çok gelmek istiyor"

Aynı anda birimiz evet derken diğerimiz hayır diyince birbirimizle bakışmıştık.

"Gelsin ne olacak ki" dedim dediğime karşın bir şey demedi bu beni onayladığı anlamına geliyordu.  Hilal'e doğru döndüğümde-lafı alacak ki- toz olmuştu.

***               ***

Rüyaya adım atıyorcasına ilerliyordum sanki. Elimi tutan sevdiğim ve üzerimde hayalini kurduğum gelinliğimle. Etrafımda sevdiklerim sanki hiç bitmeyecekmişcesine bugün. Yeşilliklerin arasında kuğu misali sallanıyordum ve kimse de bunu bozmak istemezce duruyordu.

NİSAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin