Ben hatırlatmayım, siz anlayın artık. ;')
•••
Bunu daha önce de söylediğimi anımsar gibiyim. Bu eve geldiğimden beri uyumaya çalışırken oldukça zorluk çekiyorum. Birincisi; Belki yatağı benimsemememdendi. Yine de bunun doğru olmadığını biliyordum. Uyumaya bayılan ben, uyku halindeyken illa ki kendi yatağımı arayacak kadar seçici değilim. Nereye bulursam oraya yatan tiplerdenim.
İkinci bir şey ise: huzursuzdum.
Her ne kadar Kim Kai bana şu güne kadar 'fazla' bir şey yapmamış olsa da, bu yapmayacağı anlamına gelmiyordu. Çünkü onu tanıyordum.
"Tanrı aşkına! Kim Kai kızı kolları arasına aldı, kesin bir bokluk var."
Tabii o zamanlar erkeklerden hoşlandığı gibi bir bilgiden haberimiz yoktu. Kızı kollarına alması büyük bir şok dalgasıydı yine de. Normalde çevresinde ortaklarından başka kimseyi barındırmayan Kim Kai, ona sürtünen bir kızın kucağına çıkmasına izin vermişti.
"Midem bulanıyor," dedim gizli kameranın gösterdiklerine. Kız son kez sürtündükten sonra ayağa kalkarak bir adım geriye gitti. Ortam gittikçe erotikleşiyordu. Garip olan şey bu değildi. İş üstünde olsak da beş erkek olarak bu görüntüleri izliyorduk. En kötüsü izlemek zorundaydık.
Sehun sağ tarafta olan koltuğuna hızla geriye yaslandığında sandalye birkaç kere sallandı. "Kim Kai'nin seks hayatı ilgimi çekmiyor, siz devam edin." Ortamdan ilgisiz bir şekilde, alakasız olduğunu belli etmek adına tırnaklarıyla oynamaya başladı.
"Bizim çok umrumuzda sanki!" dedim ters ters Sehun'a dönerek. En iyisi oydu. İlgimi çekmiyor, havasında izlemeyi de bize bırakmıştı. Çok iyiydi, gerçekten...
Kız yavaşça elleriyle bacaklarına doğru yol izledi. Jartiyerini pas geçerek sakince topuklu ayakkabılarını çıkardı. Tanrım! Şu görüntüleri neden izlemek zorundaydım? Sakin adımlarla siyah koltuğa tırmanarak bacaklarını iki yana açtı ve iki elini de Kim Kai'nin omuzlarına koyup aniden kendini yeniden onun kasıklarına bastırdı.
Ne bileyim, Kim Kai'nin yüzünde etkilendiğine dair bir belirti görmeye çalıştım. Normalde erkekler bu hareketten oldukça etkilenirdi. Lakin tek gördüğüm donuk yüzüydü. Bir oyun çevirdiği belliydi ama neler olduğunu kestiremiyordum. Kadının onun düşmanlarından birinin oyunu olduğunu anlamış mıydı yoksa?
Gözleriyle kadının vücudunu bir güzel süzdükten sonra saatli koluyla kızın şortundan açık kalan yerleri okşadı.
"Seni nasıl daha önce keşfedememişim, kör olmalıyım."
Normalde insanlar bunun sadece erotik bir cümle olduğunu düşünürdü lakin ben bunun içinde bir şeyler olduğunu seziyordum. Gözlerimi kısarak odanın içinde bir şey bulmaya çalıştım. Ne bileyim silah ya da kesici alet falan.
"Kai'nin kuşu ötmüyor sanıyordum, adam bu gece yılların acısını çıkaracak gibi duruyor resmen. Ejderha!" Jongdae sevinçle bağırıp, kahkaha attı. Ama haklıydı. Cidden iktidarsız olduğunu düşünmüştük.
Baekhyun bilgisayar faresini görüntüyü kapatmak için oynattığında hızla sandalyesini geriye çektim. Yerine geçerek odayı aramaya devam ettim. Ama yine şanssızdım işte. Odanın içini aydınlatan sadece küçük bir masa lambasıydı. Görüşüm oldukça kısıtlıydı. Baekhyun'un arkamdan şaşkın bir nida bıraktığını duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Naughty Or Nice // kaisoo
Hayran KurguBu bir oyun. Fazla masum görünen ama bir o kadar acımasız, kuralsız ve can yakıcı... "Bir sayı söyle Kim Jongin. Bu sayede seni öldüren ben değil, akılsızlığın olacak."